Eksiksiz Analiz
Bir kişinin (bir şahsiyetin) davranışları:
a) Yemek yeme-su içme,
b) Oturup-kalkma,
c) Çalışma hayatı,
d) Ticareti
e) Konuşma
Yukarıda saydığımız veya daha sayamadığımız bir çok davranış biçimi; inceleyeceğimiz şahsın kişiliğini bize bildirecektir. Mesela; bir insanın kayda değer bin tane konuşmasının yada kurmuş olduğu uzun cümlesinin %50 veya %100 oranlarında iyi-kötü, A yada B, Doğru yada Yanlış, X veya Y... Üç aşağı-beş yukarı bize bir sonuç verir. İncelediğimiz veya bir başkasına tanıtmak-anlatmak istediğimiz, kişilik analizini yapmak istediğimiz kişinin özellikle konuşmalarından ipuçları sunarız. Belki benim bu söylediğim kişilik analizi bile değil, söylemsel tavırların algılanma biçimi denebilir. Ama burada esas sorun şu: Bu kişi topluma mal olmuş veya toplumun sorumluluğunu üstlenmiş bir kişi oldu mu onu sevenler ile onu sevmeyip eleştirenler arasında bir sürtüşmeye sebep oluyor.
Bir taraf hep onun 20-30 yıldır söylediği ve konuştuğu ortamlardaki yanlışları, hataları bir hatta küfre varan ifadeleri toplayıp sonuca giderken öbür tarafta %80 konuşma ağırlıklı (eylem değil, sadece nutuk) cümleler, konuşmalarla, çok-çok iyi ve mükemmelliğine hükmediyorlar. Bu böyle sürüp gidiyor.
Ya da birine taraf olma ile aleyhinde olma şeklindeki bir tartışmada iki tarafında elinde dişe dokunur veriler ve malzemeler var. Böyle bir durumda kimsenin kimseyi ikna etme gibi bir durumu söz konusu olmuyor.
Esasında bu işin çözümü çok kolay. Analizi söz konusu olan kişinin kendisi; ben şuyum deyiverse iş biter. Ama böyle bir şey olmayacağına göre, çözümü taraftar olanlar üretecekler.
Taraf olanlar:
1- Konuyu iyi, doğru bilip, doğru analiz yapmalılar. Yalan-yanlış, eksik, kulaktan dolma, iftira asıllı cümlelerin peşine gitmeyip iyi araştırarak ona göre konuşmalı ve tavır almalılar.
2- Savunduğu kişi Kebaire veya Günah-ı Kebair dediğimiz Allah’ın asla affetmeyeceği ve terazinin kefesindeki dengeyi bozacak bir günah; evet bir günah ki; her şeyi alt-üst eden bir günah işliyorsa!.. Şirk gibi, adam öldürme, gasp, beytülmali heder etmek, zina yapmış veya yapıyorsa!.. Böyle günahı olan bir kişi ne desteklenir, ne savunulur, ne de sevilir. Sevilmemeleri gerekir.
3- Kebaire de işlese, en kötü fecaatları da yapsa ben Müslümanım diyene Müslüman muamelesi yapılır. Ancak onun yaptıkları bilgisi saklı kalıp(yani fitneye sebep olmamak ve kınayıcı olmamak için) fasık ve günahkar olarak tedbirli olma bilgisine sahip olunmalıdır.
4- Tabi burada gözlem yapan, savunucusu veya eleştirici kişilerin de karakterleriyle ve düşünceleriyle uyumu da önemlidir. Fakat kendine ters birini (düşmanı bile olsa) haklı olduğu için savunabilmek yiğitliktir.
Sonuç olarak: Allah kalplerin, sadırların içinde gizlenenleri biliyor. Kim doğru-kim yanlış, kim haklı-kim haksız, kim hain-kim samimi yarın hesap gününde ortaya çıkacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.