Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

İlk balo ve öğrencilerin tiyatrosu

İlk balo ve öğrencilerin tiyatrosu

Ayrıldığım Danimarkalı şirkette çalışanlar Hristiyan olmalarına rağmen.

Dini işlemlerimde bir aksi hal görmedim.

Namazlarımı odaya serdiğim seccade de kılarken görürlerdi ama hiçbir imaları olmazdı.

Türk bürokrasinde ise “İşi bırakıp namaz kılıyorsun diyen amir de personel arkadaşta çook gördüm maalesef.”

Bir olay olmuştu.

Ramazan günü. TMO kontrol mühendisinin öğle yemeği yediğini gören şefim Bank Pitirsin…

İşaret parmağı ile göstererek…

Az Türkçesi ile “Bu nasıl Muhammedi?” diye sormuştu bana…

Ne diyebilirdim ki…

***

Balo eğlencesi o zamanlar İstanbul ve Ankara’da olur diğer şehirler sadece duyardı.

Cemiyet yönetimi olarak “Konya’da ilk defa olacak bir balo düzenleyelim” kararı vermiştik

Münasip gördüğümüz yer olarak. O zamanlar ki 957 yılı Meşhur Dede Aile Bahçesi’ni düşündük.

Müstecir Eyüp beyefendiye anlattık. “Cemiyete bir yardımın olsun. Bir akşam bize ver. Çay vb. verdiklerini biz ödeyeceğiz” diye…

“Memnun olurum” demesi ile işe koyulduk.

Dans yapacak pist yeri yoktu. Düşünüp havuzun ortasına pist yeri yapacaktık.

Sanat Enstitüsü Müdürü rahmetli İhsan Tolon beye durumu anlattık.

“İlahi çocuklar güzel düşünmüşsünüz yapalım” diyerek havuzun ortasına iki yerden girişle ufak bir tahta pist yapıldı su üstünde!

Davetiyeleri bastırıp satışa çıkardık. Ben tüm gazetelerde balo yapılacağı haberini verdim.

Sadece cemiyet üyeleri değil dışardan alımlar oldu. Danimarkalılar bile!

O akşam Alaettin Tepesi batısında sıvalı evlerin daracık sokak yaptığı yer sonrası kocaman iki kanatlı kapısı olan Dede Bahçesi’nin kapısında bekledik gelenleri.

***

Davetiyesi olan içeri giriyor gruplaşarak bir masa etrafında oturuyorlar. İkram ettiğimiz çay ve pastayı yemeye devamdaydılar.

Paytonla birisi geldi. Tanımıyorduk. Paytondan inip içeriye girmek için yöneldi.

Arkadaşımız. Davetiye isteyince…

“Ben Milletvekiliyim” deyip yürümek istediğinde arkadaş…

“Kusura bakmayınız davetiyesiz alamıyoruz içeri” diye yol vermeyince

“Ben milletvekiliyim dedim ya” ısrarı karşısında. Arkadaşa bizde yardımcı olduk ve…

“Miletvekili zorbalıkla girmez yardımcı olur. Siz nasıl milletvekilisiniz?” deyince geri dönüp gitti.

Kim olduğunu bizde bilemedik.

***

Konya musiki topluluğu müzik çalıyor beyler, hanımefendileri ile dans ediyor, etraf seyrediyordu.

Müzik hızlı tempolu olmuş ki mis. Pitirsin Vals müziği istedi. Onu da memnun ettik.

Topluluğa bir hediyemiz vardı. Bu hediye kimin sandalyesi altında yazılı rakam var  ise ona verilecekti.

İlan edip herkes oturduğu sandalyeyi havaya kaldırınca milleti gülüştüren durum olmuş ve rakamı bulan hediyesini almıştı.

***

Cemiyet olarak her yıl 07 Mayıs’ta Sanat mekteplerinin banisi Mithat Paşa’yı Anma törenleri yapardık.

Törenler şimdiki Devlet Tiyatrosu, o zamanlar Milli Kütüphane olan binanın salonlarında yapmakta idik.

Toplantılarımıza Konya Valisi rahmetli Rebii Karatekin bizzat gelirdi.

Bir seferinde Erkek Sanat Enstitüsü ile Kız Sanat Enstitüsü anlaşmışlar yıl sonu eğlencesi olarak öğrencileri Nuri hoca yetiştirerek “Köşe başı” piyesini hazırlayıp velilere sunmuşlardı.

Çok güzel olmuştu. İki tarafın müdürleri ile görüşerek bu piyesi birde Mithat Paşa gününde halka sunalım diye rica da bulundum. Hayli konuşmalar sonrası kabul ettirmiştim.

***

Tabii davetiyeler yanında gazetelerde “Mithat Paşa anma törenine davetlisiniz” haberini yayınlattırmıştım.

O akşam protokolde ön sıraları, aşağıda ve balkondaki bütün yerler dolmuş ayakta kalanlar olmuştu.

Önce Bendeniz Mithat Paşa hayatı ve sanayi mektepleri kuruluşundaki gayretlerini anlatımdan sonra, perde açılıp piyes başladı.

Piyesi sonuna kadar heyecanla seyrettim. Aman Yarabbi. İstanbul’da Belediye Tiyatrosu artistleri ki. Eşleri bir daha yetişmeyen şahane oyunlarını seyrettiğim Cahide Sonku, Reşit Gürzap, Suavi Tedü, İsmail Arcan ve daha nicelerinin oyunlardaki şahane rol hareketleri…

Piyesi organize eden Nuri Hoca’nın başrol ve öğrencileri aynı kalitede oyun çıkardılar…

Ve seyirci üç defa oyuncuları alkışlarla sahneye davet ettiler.

Oyuncu öğrencilere verilecek çiçeği samimiyetimizde olan Sayın Vali Karatekin’den rica ettim ve gelerek tebrikle çiçek demetini verdi.

***

Ertesi günü görüştüğümüz Kız Sanat Enstitüsü Müdiresi hanımefendi şöyle diyordu.

“Biz okul olarak yaptığımızda ne salon doldu nede çocuklar üç kez alkışlandı.

Sayın Vali’yi bizde davet ettik gelmedi. Siz nasıl yaptınız bunu?” sorusuna

“Aramızdaki hazırlık işlem farkı hanımefendi” demiştim.

Gelecek yazıda buluşmak üzere

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi