Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Yeni dönem başladı

Yeni dönem başladı

24 Haziran seçimleri ile seçilenlerden sonra Cumhurbaşkanınca seçilenler de görevlerine başladılar ve böylelikle yeni dönem başladı.

 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili olarak ilk telaffuz edildiği günden bu yana pek çok şey söylendi daha uzun zaman da söyleyeceğiz.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini savunanları tatmin etti mi bilmiyorum ama açıklanan Hükümet listesinin bizimle birlikte çok sayıda insanı tatmin etmekten uzak olduğunu gördük.

Vatandaşla en azından siyasi çalışmalarda olsun bire bir karşılaşan kişiler yerine dörtte üçü işadamı ve teknokrat kökenli insanlardan oluşan hükümetin mesela bir önceki kabineye göre düşük profilli olduğunun görülmesinin de bunda payı olduğunu düşünüyoruz.

Yeni sistemin gereği olarak parlamentoda siyasiler arasında uzlaşma kültürünün gelişeceğini bekleyenler tıpkı seçim döneminde olduğu gibi yanılacaklar.

Seçim meydanlarında rakiplerinin sadece kendileri ile kalmayıp ailelerine varıncaya kadar verip veriştirenlerin uzlaşmasını beklemenin fazla hayalcilik olacağını düşünüyoruz.

Mecliste artık Hükümet kurulmama sorunu olmayacağı hatta güvenoyu diye bir hususun da olmayacağı düşünüldüğünde bizim görüşümüz ağırlık kazanacak gibi geliyor.

Bu önemli günde gündemle ilgili bir şeyler söylemek gerektiğinde bu sözler mi söylenmeli diyecekler olabilir elbette.

Böyle bir düşünce içinde olanlara söyleyeceğimiz ilk şey işgalci dostumuz(!) müttefikimiz haydut devlet israil de elleri ve ayaklarına prangalar vurulan Ebru Şahin’i hatırlatmanın ilk söylenmesi gereken şey olduğunu hatırlatıyoruz.

İkinci hatırlatacağımız şey Çorlu’daki tren kazası ile ilgili bilgiler.

Hani yetişmeye çalıştığımız çağdaş medeniyet seviyesindeki batılı hatta Uzakdoğulu ülkelerde bile böyle bir kazada sorumluluklarının gereği olarak istifa edenler gibi üstlenmeleri yerine bizimkilerin tren kazasının suçunu yağmur nedeniyle koyup giden altyapı malzemesine bulmalarıdır.

Bu düşüncedeki kişiler mi Türkiye’yi 2023 ve 2071 hedeflerine ulaştıracak?

Sayıları 600’e yükseltilen Milletvekillerinin oluşturduğu bir Millet Meclisi var.  Ama tren kazasını soruşturacak işlevleri yok.

Diyeceksiniz ki asli varoluş sebepleri olan ve gerek içlerinden çıksın veya çıkmasın Hükümeti yani Yürütme Organını denetleme görevi son erdirilmiş bir meclis neyi soruşturacak?

İşte tam da bunu söylemek istiyoruz. Bu meclis olanca büyük büyük tanımlamalarına rağmen sanki bir anlamda hayali bir meclis haline dönüştürülmüş olacak bu yeni dönemde.

Milletvekillerinin işlevleri konusunda korkumuz tam da budur işte.

Yükseltilen yeter sayıları nedeniyle nerede ise hiçbir konuda sorgulama yapamayacak olan, gensoru veya soru önergesi veremeyecek olan bir meclis var karşımızda.

Üyeleri olan Milletvekillerinin de devam zorunluğunun fiilen kaldırıldığı dikkate alınınca insanın aklına gayri ihtiyari olarak bu meclis denetim görevini nasıl yapacak ki diye sormak geliyor.

Yasama organı olan Millet Meclisinin çoğunluğu olan iktidar partisinin milletvekillerini tek başına belirleyen bir Cumhurbaşkanının hazırladığı bütçeyi bile değiştirme ihtimali bulunmayan bir meclisin Cumhurbaşkanı veya bakanları hakkında gensoru vermesi hayalden öteye gitmemektedir.

16 Nisan referandumuna evet diyenlerin bile tahmin edemeyecekleri bir dönem başladı artık.

Parlamenter demokrasiden Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçişte görünen o dur ki kervan yolda düzülecek.

Daha uzunca bir süre bu sebeple kanunlar yerine KHK’lar ile yönetilmeyi görebiliriz.

Daha önce söylediklerimizi hatırlamakta fayda var.

İşbaşındaki iktidar her seçim döneminde yeni bir sayfa açıyoruz demişti, yeni Türkiye demişti bize yıllarca.

Her Hükümet başlangıcında yeni bir milat ve yeni bir dönem denmişti bize.

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak denilmişti seçimlerde bize, sayısını bile unuttuk.

Şimdi yine yeni bir döneme giriyoruz deniliyor.

Korkumuz Türkiye’nin çok yenileri eskittiği gibi bu sistemi de kısa sürede eskitmesi. Bu düşünceyle yeni bir yeni beklentisine girenlere Merhum Erbakan Hoca’nın sözünü hatırlatıyoruz.

En tehlikeli yanlış, doğruya yakın olan yanlıştır.”

“Unutma! Küfür tek millettir. Gâvurdan dost, domuzdan post olmaz. Ümmet şuurunu yitirme, İslam birliğinden vazgeçme. Zulüm payidar, güç hak sebebi olmaz.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi