Kur‘anı Kerim insanın dünya hayatını tanzim etmek üzere gönderilmiş bir ilahi kurallar ve kavramlar bütünü olması dolayısıyla yaratılıştan Hz. Rasulullah’a(sav) olduğu gibi kıyamete kadar geçecek süre içinde dünya ve ahiret hayatında yaşanacak safhaları ifade eden zamanla ilgili pek çok kavram ihtiva eder.

Kuranı Kerimde kelime olarak “zaman” ifadesi kullanılmamasına rağmen zaman ifadesi anlamında kullanılan kelimelerin belki de en önemlisi yılın belli dönemlerini ifade eden “Şehri Ramazan” ifadesidir.

Bir zaman diliminin çerçevesini Kur’an belirliyorsa bu zaman dilimini Müslümanın doğru bir şekilde anlamasında ve yorumlamasında yine Kuranın öğreticisi olan Hz. Peygamber’in(sav) öğreticiliği söz konusu olacaktır.

Çünkü Kur’ anın Müslümanların hayatının her safhasında olduğu gibi zaman ve mekân konusunda da programlanması için gerekli olan pratik ölçüleri Hz. Rasulullah’ın örnekliğinde bulmaktayız.

Ramazan ayı, Kuranı Kerim ifadesiyle Kuranın inzal edildiği, günahlarının affedildiği, Cennet kapılarının açılıp Cehennem kapılarının kapatıldığı bir ay olması münasebetiyle Müslümanların hayatındaki en değerli zaman dilimidir.

Bu zaman dilimini Cenabı Allah’ın(cc) insanlığa gönderdiği son ve evrensel elçi olan Hz. Muhammed(in(sav) rehberliğinde yaşamak en doğru tercih olacaktır.

Çünkü Müminlerin annesi Hz. Aişe’nin (r.anha) “onun ahlakı Kur’an idi” ifadesiyle belirttiği üzere Kur’anı Kerimin adeta canlı bir timsali olan Hz. Peygamberimiz(sav)Allah’ın(cc) emirlerini ve yasaklarını önce kendi şahsında uygulamış, daha sonra ise doğru bir şekilde uygulanabilmesi için diğer insanlara örnek olmuştur.

Kur’anı Kerim’de bu nedenledir ki bütün hayatının her anı gözler önüne serilmiş olan Hz. Peygamber’imizin(sav) örnek alınması ve ona itaat edilmesi sıkça emredilmiştir.

Hz. Peygamberimiz(sav) hem bir fert olarak hayatın içinde yer almış hem de bir Kuranın başöğretmeni olarak peygamber sıfatıyla vahiy almış ve Kur’an ayetlerinin gereğini en güzel bir örneklikle yerine getirmeye çalışmıştır.

Sadece Kuranı Kerimde emredilmesi hasebiyle bile Hz. Peygamberimizin(sav) hayatının her safhası insanlar açısından örnek alınması yönüyle çok değerlidir.

Bu sebeple Hz. Peygamberimizin (sav) hayatını yakından tanıyıp öğrenilirken onun Ramazan hayatını özel olarak tanıyıp bilmek, bu ayda başta Peygamber (sav) olmak üzere sahabelerinin de çeşitli olaylar ve durumlar karşısındaki tutum ve davranışlarını öğrenmek, Ramazan ayını Hz. Peygamber(sav) dönemindeki gibi geçirmek isteyenler açısından önemli olacaktır.

Hz. Peygamber döneminde Ramazan ayında yaşanan dinî, sosyokültürel ve siyasî olaylara bakıldığında başta Hz. Peygamberimiz(sav) ve aile efradı olmak üzere Sahabe Nesli(ra) her konuda daha hassas ve cömert olduklarını görmekteyiz.

Sahuru geciktirmek, , iftarda acele edilmesi, Yatsı Namazın ile birlikte teravihi kılıp dinlenmeye çekilme hususundaki örnekliklerini görüyoruz.

Aynı zamanda Ramazan ayında Hz. Peygamberimizin(sav) Cibril (as) ile birlikte her Ramazan ayında yaptıkları mukabele okuma geleneklerini de hayata geçirdikleri görülmektedir.

Her ne kadar teravih namazı Hz. Peygamberimizin(sav) vefatından sonra cemaatle kılınmaya başlanmış olmasına rağmen Ramazan ayında sahur, oruç ve teravih dışında İslam toplumunu etkileyecek dini ve toplumsal olaylar da yaşanmıştır.

Hz. Peygamberimizin örnekliğinde güzel ve sevinçle, yaşanan olaylar yanında sıkıntılı ve üzücü olaylar sabırla aşmaya çalışmış ve her zaman ve durumda Hz. Peygamberimiz(sav) örnek alınmıştır.

Medine’de tesis edilmiş olan İslam devletinin güçlenmesi yolunda adım atılırken Hz. Peygamberimiz(sav) diğer kabile ve ülkeler üzerine elçiler ve seriyyeler göndermiş, hatta bizzat katıldığı savaşlar düzenlemek durumunda kalmıştır.

Bu anlamda Ramazan ayında gerçekleşen Mekke’nin fethinde yaşanan olaylar başlı başına bir örnektir.

Bu örneklikler Müslümanların kendi hallerinde Ramazan ayında sadece oruç tutup ibadet eden ın pasif bir topluluk olmayıp her zaman ve her yerde hayatın içinde olan bir yapıda olduklarını göstermektedir.

FARKINDA MIYIZ?

Hz. Peygamberimizi(sav) dönemindeki Ramazan ayındaki dini hayatla ilgili olarak, Ramazan ve orucunun mahiyeti, ru’yet-i hilal, sahur, iftar, teravih, itikâf gibi dini hayatla ilgili durumlar ele alınırken Selefi Salih’in(ra) yerine batılı müsteşriklerin örnek alınması, inkâr değilse bile bidat olacaktır.