Hoş Dönüşler Ola
“İleri demokrasinin” nimetlerini yerken çokça, yeni dönüşüm modelleri geliştiriyoruz hızla.
Her çeşit duruma uyum sağlayabilen bir yapı. Fırdöndü bir gardırop. Değiştir, giy, at, yenile gömlekler bir türlü bitmiyor.
Her şehre, her kesime, her deme münasip söylemler. Birimiz kükrerken, birimiz ağlar. Bir gün Kürtçü, bir gün milliyetçi, bir gün türkücü. Âlim ve külhani, feylesof ve yabani. Gerekirse hırpani.
Geçmişe muhalefet edelim; bugünü hiç konuşmayalım, demokrasi icabı ancak övebiliriz laylaylom kemanîyle. Her gün başka besteyle.
Başörtülülerin büyük hamisiyiz ama göstermelik bir iki adayımız var en fazla. Ben kadınlarımızın o güzelim heyecanlarına, umutlarına, itimat duygusunun sarsılmasına her ne kadar üzülsem de; hiç önemli değil bekleyiniz, daha 2023 yılı var diyorum mesela.
Büyük projelerin, hedeflerin adamı, iktidarı olduğumuz için de söz gelişi “AKP İzmir Yönetim Kurulu, 35 İzmirli sarışın kadını toplayıp Başbakanla buluşturacakmış. Onlar da böylelikle mini etek, içki gibi her bir vesveselerini birinci elden teskin edeceklermiş (22 Nisan 2011 Radikal, Ezgi Başaran yazısı). Karizmaya kapılırlar artık o rüzgârla.
Türbanlı kardeşler içinse zahmet çekmeye gerek yok; başörtülüler kolay hapı yutar, hemen teskin ve tatmin olur ne de olsa.
Dışarıda Avrupa’yı, Amerika, İsrail’i, içerde PKK’yı hizaya soktuk fakat eğitimde bile yabancı öğretmenleri, danışmanları getirelim el çabukluğuyla.
Batı’yı sürekli üstün görecek, himmet/ hizmet/ medet bekleyecek kadar azîz tutalım, hayranlık besleyelim. İslâmcı geçinelim ancak kilise açılışlarıyla övünelim. Patrikhanelerin, papa(z)ların önünde elpençe divan duralım. Altı da birdir, üstü de birdir yerin. Arş yiğitler mütemadi satışa!
Döne döne kafa beyin, renk de kalmadı. Maazallah düşer yığılır kalırsınız beyler, çok üzülürüz sonra.
…………….
ÇİN İŞİ DEĞİL, AMERİKAN İŞİ
Son günlerde dönüp dolaşan önemli iletiyi paylaşmak istiyorum sizlerle. Bazılarımızın haberi olmayabilir. Yerel basında bu konuda birkaç haber, yapılan bazı ziyaretlerin yüzeysel verilmesi dışında pek ses gelmedi, yeterince üzerinde durulmadı:
“CIA'NIN KONYA'DA NE İŞİ VAR?
Gündem o derece hızlı değişiyor ve gelişiyor ki, burnumuzun ucundaki gelişmeleri bazen ıskalıyoruz.
Örnek mi istiyorsunuz? Aramızda kaç kişi ABD'nin Türkiye'de yeni bir buluşa imza atarak "Şehir Sorumlusu" uygulamasına gittiğini biliyor.
Şöyle ki, ABD Ankara Büyükelçiliği'nde görevli diplomatlar(!) İzmir, Kayseri ve son olarak Konya'ya "Şehir Sorumlusu" olarak atanmış.
Amaç, konsolosluk veya büyükelçilik olmayan bazı Türk şehirleri ile ABD Hükümeti arasında daha fazla temas kurmak ve teşvik etmekmiş.(Neyi teşvik o şimdilik belli değil)
Türkiye'yi bilmeyen birisi bu haberi duysa zanneder ki, İzmir, Kayseri ve Konya federal bir ülkenin eyaletleri.
Bu durum öyle gizli bir uygulama filan da değil. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği için Waşington'da hazırlanan internet sitesinde davul zurnayla duyurulmuş.
(http://turkish.turkey.usembassy.gov/konya_temsilci.html)
Site de, "Şehir Temsilciliği programı, ABD Hükümeti ile konsolosluğumuz veya büyükelçiliğimiz olmayan bazı Türk şehirleri arasında daha fazla teması kolaylaştırmak ve teşvik etmek amacıyla oluşturulmuştur. Bu program, ABD diplomatlarını program kapsamında olan şehirlerdeki siyaset, eğitim ve iş önderleriyle Ankara'daki ABD Büyükelçiliği arasında ilk temâs edilecek şahıs olarak görevlendirir." deniliyor.
Kayseri "şehir sorumlusu" Sarah Borenstein, Konya "şehir sorumlusu" ise Daniel Keen. Daniel Keen, ilk görev yeri olan Hindistan'dan Ankara'ya Yardımcı Konsolos olarak atanmış. Türkçe de bilen bu ABD'liler zaman zaman Ankara'dan kalkıp sorumlu oldukları şehirleri ziyaret ediyorlar.
Daniel Keen yerel medyaya verdiği röportaj da, görev alanının tam olarak ne olduğu sorusuna, "ABD Büyükelçiliği'nin Konya Şehir Sorumlusu, Konya ile ABD arasındaki bağları güçlendirmek ve çözüm bekleyen sorunlarla ilgilenmek amacıyla belli başlı kanaat önderleri, eğitimciler, öğrenciler ve bölgede ve yaşayan Amerikan vatandaşlarıyla görüşmek için Konya'yı ziyaret etmekle görevlidir... Amaçlar oldukça basit ve açıktır: ABD ile önemli ve etkili bir şehir olan Konya arasında işbirliğini ve iletişimi arttırmak. Türkiye'de nispeten yeni olduğum için bu tip ziyaretler Ankara'nın dışına çıkarak memleketin kültürünü ve insanlarını daha iyi anlamak için mükemmel bir fırsat oluşturuyor." cevabını vermiş.
Benim bildiğim, diplomaside elçilik, konsolosluk vardır ama böyle bir "şehir sorumlusu" uygulaması yoktur.
Şehir sorumlusu Hizbullah'da, PKK'da olur. Yakında diğer şehirler için de birer Amerikalı "sorumlu" atanır herhalde. İzmir, Kayseri ve Konya'dan sonra muhtemelen sıra Diyarbakır'da olacaktır.”
Bu görüşlere katılmamak mümkün değil.
Neler olup bittiğini öğrenmek hakkımız sanırım. Yiğitlerimize bir sormalı.
Her çeşit duruma uyum sağlayabilen bir yapı. Fırdöndü bir gardırop. Değiştir, giy, at, yenile gömlekler bir türlü bitmiyor.
Her şehre, her kesime, her deme münasip söylemler. Birimiz kükrerken, birimiz ağlar. Bir gün Kürtçü, bir gün milliyetçi, bir gün türkücü. Âlim ve külhani, feylesof ve yabani. Gerekirse hırpani.
Geçmişe muhalefet edelim; bugünü hiç konuşmayalım, demokrasi icabı ancak övebiliriz laylaylom kemanîyle. Her gün başka besteyle.
Başörtülülerin büyük hamisiyiz ama göstermelik bir iki adayımız var en fazla. Ben kadınlarımızın o güzelim heyecanlarına, umutlarına, itimat duygusunun sarsılmasına her ne kadar üzülsem de; hiç önemli değil bekleyiniz, daha 2023 yılı var diyorum mesela.
Büyük projelerin, hedeflerin adamı, iktidarı olduğumuz için de söz gelişi “AKP İzmir Yönetim Kurulu, 35 İzmirli sarışın kadını toplayıp Başbakanla buluşturacakmış. Onlar da böylelikle mini etek, içki gibi her bir vesveselerini birinci elden teskin edeceklermiş (22 Nisan 2011 Radikal, Ezgi Başaran yazısı). Karizmaya kapılırlar artık o rüzgârla.
Türbanlı kardeşler içinse zahmet çekmeye gerek yok; başörtülüler kolay hapı yutar, hemen teskin ve tatmin olur ne de olsa.
Dışarıda Avrupa’yı, Amerika, İsrail’i, içerde PKK’yı hizaya soktuk fakat eğitimde bile yabancı öğretmenleri, danışmanları getirelim el çabukluğuyla.
Batı’yı sürekli üstün görecek, himmet/ hizmet/ medet bekleyecek kadar azîz tutalım, hayranlık besleyelim. İslâmcı geçinelim ancak kilise açılışlarıyla övünelim. Patrikhanelerin, papa(z)ların önünde elpençe divan duralım. Altı da birdir, üstü de birdir yerin. Arş yiğitler mütemadi satışa!
Döne döne kafa beyin, renk de kalmadı. Maazallah düşer yığılır kalırsınız beyler, çok üzülürüz sonra.
…………….
ÇİN İŞİ DEĞİL, AMERİKAN İŞİ
Son günlerde dönüp dolaşan önemli iletiyi paylaşmak istiyorum sizlerle. Bazılarımızın haberi olmayabilir. Yerel basında bu konuda birkaç haber, yapılan bazı ziyaretlerin yüzeysel verilmesi dışında pek ses gelmedi, yeterince üzerinde durulmadı:
“CIA'NIN KONYA'DA NE İŞİ VAR?
Gündem o derece hızlı değişiyor ve gelişiyor ki, burnumuzun ucundaki gelişmeleri bazen ıskalıyoruz.
Örnek mi istiyorsunuz? Aramızda kaç kişi ABD'nin Türkiye'de yeni bir buluşa imza atarak "Şehir Sorumlusu" uygulamasına gittiğini biliyor.
Şöyle ki, ABD Ankara Büyükelçiliği'nde görevli diplomatlar(!) İzmir, Kayseri ve son olarak Konya'ya "Şehir Sorumlusu" olarak atanmış.
Amaç, konsolosluk veya büyükelçilik olmayan bazı Türk şehirleri ile ABD Hükümeti arasında daha fazla temas kurmak ve teşvik etmekmiş.(Neyi teşvik o şimdilik belli değil)
Türkiye'yi bilmeyen birisi bu haberi duysa zanneder ki, İzmir, Kayseri ve Konya federal bir ülkenin eyaletleri.
Bu durum öyle gizli bir uygulama filan da değil. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği için Waşington'da hazırlanan internet sitesinde davul zurnayla duyurulmuş.
(http://turkish.turkey.usembassy.gov/konya_temsilci.html)
Site de, "Şehir Temsilciliği programı, ABD Hükümeti ile konsolosluğumuz veya büyükelçiliğimiz olmayan bazı Türk şehirleri arasında daha fazla teması kolaylaştırmak ve teşvik etmek amacıyla oluşturulmuştur. Bu program, ABD diplomatlarını program kapsamında olan şehirlerdeki siyaset, eğitim ve iş önderleriyle Ankara'daki ABD Büyükelçiliği arasında ilk temâs edilecek şahıs olarak görevlendirir." deniliyor.
Kayseri "şehir sorumlusu" Sarah Borenstein, Konya "şehir sorumlusu" ise Daniel Keen. Daniel Keen, ilk görev yeri olan Hindistan'dan Ankara'ya Yardımcı Konsolos olarak atanmış. Türkçe de bilen bu ABD'liler zaman zaman Ankara'dan kalkıp sorumlu oldukları şehirleri ziyaret ediyorlar.
Daniel Keen yerel medyaya verdiği röportaj da, görev alanının tam olarak ne olduğu sorusuna, "ABD Büyükelçiliği'nin Konya Şehir Sorumlusu, Konya ile ABD arasındaki bağları güçlendirmek ve çözüm bekleyen sorunlarla ilgilenmek amacıyla belli başlı kanaat önderleri, eğitimciler, öğrenciler ve bölgede ve yaşayan Amerikan vatandaşlarıyla görüşmek için Konya'yı ziyaret etmekle görevlidir... Amaçlar oldukça basit ve açıktır: ABD ile önemli ve etkili bir şehir olan Konya arasında işbirliğini ve iletişimi arttırmak. Türkiye'de nispeten yeni olduğum için bu tip ziyaretler Ankara'nın dışına çıkarak memleketin kültürünü ve insanlarını daha iyi anlamak için mükemmel bir fırsat oluşturuyor." cevabını vermiş.
Benim bildiğim, diplomaside elçilik, konsolosluk vardır ama böyle bir "şehir sorumlusu" uygulaması yoktur.
Şehir sorumlusu Hizbullah'da, PKK'da olur. Yakında diğer şehirler için de birer Amerikalı "sorumlu" atanır herhalde. İzmir, Kayseri ve Konya'dan sonra muhtemelen sıra Diyarbakır'da olacaktır.”
Bu görüşlere katılmamak mümkün değil.
Neler olup bittiğini öğrenmek hakkımız sanırım. Yiğitlerimize bir sormalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.