Allah düşmanı İsrail’in Gazze’ye havadan, denizden ve karadan saldırıları sürmektedir. Şehit sayısı 339’a yükseldi. 2bin 390’den fazla da yaralı var. Saldırılar devam ettiğine göre şehit ve yaralı sayısı gittikçe artacak, demektir.

Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, Gazze halkına da sabr-ı cemil dilerim.

Bu savaş İsrail ile bir avuç Gazze halkı arasında sürdürülmemektedir. Bu savaş hilal ile haç arasında sürdürülmektedir. Bu hususu birkaç kere yazdık. Bir daha yazıyorum, bu savaş Allah düşmanı Yahudi ile Filistin halkı arasında sürdürülmemektedir. Batı ile Doğu arasında sürdürülmektedir.  Amerika eski Dışişleri Bakanı Madeleine Alberight’in “Tanrı ve Güçlü” adlı eserinde dediği gibi, “İsrail, Batı’nın ileri karakoludur.” 

Karakol İslâm coğrafyasının kalbi üzerindedir. Bu sebeple Müslümanlar bundan rahatsız, bu karakolu yıkmak istemektedir. Batı’da duvarlarını kuvvetlendirmek için çalışmaktadır.  Birleşmiş milletlerin pasif kalmasının, ABD, İngiltere ve Almanya’nın, “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır,” demsinin ve Rusya’nın saldırıyı “rutin”  olarak görmesinin sebebi budur.

İslâm âlemi, ulusalcı bir yapıya sahip olduğu için Türkiye’deki statükocular, “Kâbe Arap’ın olsun, Çankaya bize yeter” demektedir. Suudi krallığı da rejimini koruma sevdasına düşmüştür. Mısır ve Suriye’de öyledir.  Zalim ve gaddar Esad, “Ben gidersem, Ortadoğu’da laiklik çöker, demesinin sebebi budur. 

İslam ülkeleri, ümmet şuurundan mahrum olduğu müddetçe İslâm coğrafyası kan kaybetmeye devam edecektir. Gazze’de direniş kırıldığı zaman Batı, ileri karakolunu harem bölgesine kadar taşıyacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Türkiye’de ulusalcılar,  “Araplar bizi arkadan vurdu, şimdi cezasını çekiyor,” yalanını diline dolamış durumdadır. Bizi arkadan vuran,  ittihat ve terakki zihniyeti ile Müslüman olmayan Araplar ve ayak takımıdır. Bu gerçek ulusalcılar tarafından gizlenerek “Araplar bizi arkadan vurdu, demektedir. Ulusalcılar, böyle demekle, bir taşla iki kuş vurmak istemektedir: Birisi, ulusalcılığı perçinlemek, öbürü ulusalcılığın nefes borusunu tıkayan ümmetçilik şuurunu ortadan kaldırmaktır.

Batı’nın ileri karakolu sınır boyunda Türkiye halkı veya başka bir İslam ülkesi de olabilirdi. Gazze halkı, sınır boyunda, gözetleme kulesinin yanında olduğu için saldırıya uğramaktadır. Bu saldırı aslında bütün İslâm coğrafyasınadır.

İslam ülkeleri, bunun şuurunda olduğu zaman İsrail bu şekilde zalimane saldıramayacak ve söz konusu karakol yıkılıp atılacak ve Viyana kapılarına kadar çekilecektir.

Osmanlılar, Viyana kapılarına kadar gitmişlerdi; fakat muvaffak olamadılar. Karlofça antlaşmasından (1699) sonra toprak kaybetmeye başlamıştır.

Haçlı ittifakı 1948 yılında Filistin’i kan gölüne çevirdi ve Kudüs’ü işgal ederek ileri karakolunu Gazze sınırları boyunda inşa etmiştir.

Ümitvar olalım, Allah’tan hiçbir zaman ümidimizi kesmeyelim; inanın Selahaddin-i Eyyubiler yetişiyor, göreceksiniz yakında haçlı ittifakının ileri karakolu Viyana kapılarına geri çekilecektir. Bunun için dua edelim ve Gazze’ye yardım edelim. Hoşça kalın.