Kadir Gecesi
Yıllar aylara, aylar ise günlere ayrılmış bir şekilde insan hayâtı devam ederken bâzı özel aylar ve günler insanı içinde bulunduğu monotonluktan kurtarır. Kişiler bu çok özel vakitlerde kendilerini yeniler, nefislerini sorgularlar. Yine insan yaşamına farklı bir anlam katan özel günler; kişilerin eksikliklerini görme, yanlışlarını tespit etme, hatâlarını giderme imkânı bahşeder. İşte Müslümanlar için çok özel bir ay olan Ramazan ayı ve onun içindeki en özel gün olan ‘Kadir Gecesi’ müminlere yepyeni bir ufuk ortaya koyar. Bu sebeple Ramazanın ve ‘Kadir Gecesi’nin bizim için önemi pek yücedir.
Mübârek Ramazan ayında elimizden, dilimizden düşürmediğimiz kutsal kitâbımız Kur’ân’ı Kerim’de, Ramazan’ın ve Kadir Gecesi’nin mâhiyetinden şöylece bahsedilmektedir: “O Ramazan ayı ki, Kur’an onda indirilmiştir. O Kur’an insanlara doğru yolu gösteren, doğruyu eğriden ayıran açık delillerle gelmiştir. Kim o aya erişirse oruç tutsun.” (1) Kadir Gecesi için de: “Doğrusu, Biz, Kur’an'ı kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (2) Buyurulur.
İslam âlimlerinin hadislerden çıkardıkları ittifaka göre; Ramazan’ın 27.gecesi ‘Kadir Gecesi’ olarak kabul edilir. Ancak Ramazan’ın son 10 günü içindeki tek gecelerin hepsini ‘Kadir Gecesi’ olarak ihya etmek gerekir. Zira bu gece âyetin ifâdesiyle bin geceden daha hayırlı bir gecedir. Bu geceyi Cenâbı Hakk’ın lütuf ve keremiyle hakkıyla idrak etme gayretinde olmalıyız. Rahmet ve bereketi engin olan bu mübârek geceyi Rabb’imize hamd ve senâ ile dolu dolu yaşamalıyız.
Bilindiği gibi kutsal kitâbımız Kur’ân’ı Kerim semâlar âleminden dünya âlemine mübârek Kadir gecesinde indirilmiştir. Yüce Kur’ân’ı Kerim; yalnızca Müslümanları değil tüm insanlığı içinde bulunduğu sapkınlıktan, yanlışlıklardan, cehâletten kurtarma amaçlı gönderilmiştir. Yaratılmışların içinde en kâmil olarak yaratılan insana yol gösterme, yön çizme adına inen Kur’an, bir rahmet ve feyiz kaynağı olmakla berâber insanlık için en büyük bir hazinedir. Yüce Yaratıcı gönderdiği kutsal kitâbında topyekûn insanlığa ebedi saadet ve mutluluğa giden yolları anlatmıştır. Allah Azze ve Cel, Kur’ân’ı Kerim’inde kullarına bâzı sınırlar belirlemiş, onların ihlal edilmemesi için insanları uyarmış, gösterdiği sınırlar dâhilinde hareket edenlere cennetini va’d etmiştir.
Ebû Hüreyre (r.a)’den gelen bir hadisi şerifte şöyle buyruluyor; ‘Her kim imân ederek ve mükâfatını sâdece Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları mağfiret olunur. Yine her kim de faziletine imân ederek ve mükâfatını sâdece Allah’tan bekleyerek Kadir gecesine kalkarsa (namaz kılar, ibâdet ederse), geçmiş günahları mağfiret edilir.’(3) Kadir gecesinin gündüzünü de aynen gecesi gibi ihya etmek gerekir. Enes bin Malik’ten rivâyet edilen başka bir hadisi şerifte de; ‘Dört gece vardır ki, geceleri gündüzleri, gündüzleri geceleri gibi faziletlidir. O gün ve gecelerde Allah Teâlâ, yağmur ve bol bereket ihsan eder, insanları cehennemden âzad eder, çok miktarda ihsanda bulunur. Bunlar; Kadir gecesi ve sabahı, arefe gecesi ve sabahı, Berat gecesi ve sabahı, Cuma gecesi ve sabahıdır.’(4) Buyurmuşlardır.
O halde bu değerli zaman dilimlerinde Rabb’imizden günahlarımız için çokça tövbe ve istiğfarda bulunalım ama kalple, yürekten yalnızca dil ile değil. Tövbe ile bedenimizin bütün zerrelerini Hakk’a ciddi anlamda yönelterek samimi bir pişmanlık hâli ile bir daha ayni günahlara dönmemek için sözler verelim. Cenâbı Hak buyuruyor ki: “Ey iman edenler! Samimi bir tövbe ile Allâh’a dönün. Umulur ki Rabb’iniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamber’i ve O’nunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlerine sokar. Onların önlerinden ve sağlarından nurları aydınlatıp gider de; ‘Ey Rabb’imiz! Nurûmuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü Sen her şeye kâdirsin.’derler.”(5) Aslında tövbe, yalnızca günahkarları değil herkesin başvurabileceği bir af kapısıdır ve rûhu arındırmanın en mükemmel yollarından biridir. Yüce Kur’an herkesi tövbeye çağırır: “….Ey müminler! Hep birden, bütün günahlarınızdan tövbe ediniz ki, felaha, kurtuluşa eresiniz.”(6)
Son olarak şu âyeti kerimeyle yazımızı bitirelim: “De ki: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir." Evet, Allah Azze ve Cel çok bağışlayıcı ve merhametlidir, bu gece ve her zaman kendimiz affettirmek için en güzel vesile olmalıdır. En güzel istifâdelerle nasiplenmek niyâzıyla…
NOT: Şu mübârek günlerde; hâin, haydut, zâlim İsrâil’in Gazze’de yaptığı soykırımı lânetliyor yüce Allâh’ın “KAHHAR” ismine hem İsrâil’i ve arkasında duranları hem de tüm zâlimleri (başta Esed ve Sisi olmak üzere) havâle ediyoruz.
-------------------
1- Bakara, 185
2- Kadir, 1
3- Buhârî, Salatu’t-Teravih 2; No;1910, 2/709
4- Kenzu’l-Ummal, No:35214, 12/322
5- Tahrim, 8
6- Nur, 31
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.