Ayşe Aslı Duruk

Ayşe Aslı Duruk

Gönül

Gönül

Kaplar, kapasiteler, potansiyeller… Bu 3 sözcüğün içinden ilkini kullanmayı tercih ederek bu yazıyı yazmaya devam edeceğim. Fakat siz diğer 2 kelimeyi ya da benzer manadaki başka bir sözcüğü ‘kap’ yerine koyabilir, kullanabilir, okuyabilir ve düşünebilirsiniz.

**

Kiminin kabı hacim bakımından küçük ya da dar oluyor. Kişinin gönül meskeninin ebatlarıyla alakalı bir manayı ifade etmeye çalışıyorum. Bu kimsenin herhangi bir duyguyla dolup taşması çok daha kolay oluyor bu yüzden, ötekine göre. Olumlu örneklerden birini düşünmek gerekirse, örneğin, aşk diyelim (olumlu?). Gönlü -kabı- zaten küçük olan bir insan, aşkın bir parçasını -ya da bir parçacık aşkı- ulaştığı doygunluktan dolayı dünyanın en büyük aşkı sanıp kendisini Kerem ya da Aslı zannedebiliyor. Ve bu doygunluk, eğer söz konusu kişinin yetenekleri de buna el veriyorsa, gerçekten de vurucu betimlemelerle, benzetmelerle, duruma göre bir besteyle yani müzik aracılığıyla da anlatılabiliyor. Okuyunca hayranı olduğumuz şiirler, dinleyince meftunu olduğumuz şarkılar vardır. Kim bilir belki de herhangi bir okuyucu ya da dinleyici, o eserin sahibinden çok daha büyük ve ağır bir aşk büyütmüştür kendi içinde ama bunu ifade edebilecek kabiliyet konusu şöyle dursun, o kabının genişliğinden dolayı henüz dolma ve taşma noktasına ulaşmamıştır bile. (Yükü daha ağır olanın sessizliğine kanmamak lazım bu yüzden. Hatta bir de ‘derin acıların dilsizliği’ mevzusu vardır ama konuyu fazla açıp dağıtmak istemiyorum şimdi.)

***

Yukarıda yazdıklarımı şimdi dönüp tekrar okuyunca, sabır kavramı geldi aklıma (bazen ara vererek yazarım) Ohotrtada bir dirsek teması ya da bir türlü kesişim veya kavuşum var galiba. Olumlu örnek verelim diyerek aşktan ve sevgiden bahsetmişim. Oysa öfke ve sinir gibi meşum duygular söz konusu olunca sabırdan bahsedilir çoğu kez. Durumu yazının frekansına uydurmak gerekirse de, sabır, bir tür ‘kap genişliği’ olarak karşımıza çıkar elbette. Kendine hakim olmak, krizi yönetip kontrol altında tutarak, yaşanacak olası bir patlamanın önüne geçmek müthiş bir melekedir, evet.

**

Fakat verdiğim ilk örnekten ilerlemek istiyorum. Aşk ya da sevgi demiştim. Sevgi, aşk sözcüğünden çok daha olumlu anlamları barındırıyor içinde bu arada, öyle değil mi? ‘Acı’ kelimesi mesela, hiçbir zaman sevgi ile yan yana getirilemez çünkü. Sevginin karası da olmaz hem. Oysa aşk kavramının içinde türlü boyutta acılar vardır. Karası, acısı… ‘Aşka sabretmek’ diye bir şey söylesek çok da abes durmaz işte bu yüzden. Evet, kabı geniş olanın, taşıdığı ağırlığa rağmen dolup taşmayanın sabrı vardır o yüzden bir bakıma, tıpkı öfkeye ve sinire olduğu gibi. (Denizin en sessiz yeri, aynı zamanda en derin olan yeri değil midir zaten?)

**

Özetlemek gerekirse, olumlu ya da olumsuz olan herhangi bir duyguyla dolup taşan kişinin, bunu dışa vurmayan kimseden daha fazla ağırlık taşıdığını söyleyemeyiz. Çünkü kim bilir, belki diğerindeki söz konusu duygu (öfke, sevgi, ya da, her neyse) daha fazladır ancak o sabır -gönül- kabının genişliğinden dolayı bir doygunluk ve taşkınlık yaşamıyordur yalnızca.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayşe Aslı Duruk Arşivi