Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Gezi devam ediyor

Gezi devam ediyor

Ankara’dan sonraki gezimiz olan İstanbul gezisi devam ediyor.

Devam olarak tekraren Mısır Çarşı’ndan geçip meşhur halkın pazar yeri gibi çalışan Mahmut Paşa Yokuşu’nu tırmanıp o yılların sarraf çokluğu değil mobilya halı vb. satışları olan Kapalı Çarşı’ya giriyoruz.  

Bilemeyenin kaybolduğu sokaklarını geziyoruz.

***

Çıkışımız Çemberli Taş tarafı oluyor. Buradan aşağıya inip Sultanahmet Camii’nin o güzelim mavi çinilerle donanımını ve caminin muhteşemliğini temaşa sonrası…

Evvelce cami iken müzeye çevrilen büyük yapı. Ayasofya Müzesi’ni gezdik.

Devamla, Yerebatan Sarnıcı’nı, nerede ise üşütücü havası (ki nemden olsa gerek) içinde seyrettik.  

Dolaşım sonrası tramvayla Galata Köprüsü’ne gelip Rumelihisarı’na giden büyük vapurla yalının yolunu tuttuk..   

***

Ertesi gün cuma olduğundan doğruca Eyüp Cami ve Türbesi var programda.

Sabahleyin iskeleye indik. Gelen vapurla Galata Köprüsü’ne vardık.

Burada köprünün batısından kalkan Eyüp vapuruna binerek  Eyüp mahalline vardık..

O zamanlar otobüs seferleri yerine tramvay ve vapurlar seyrüsefer yapardı.

Camiye ulaşıp cuma namazı sonrası, Ebu Eyyûb el -Ensari (Ra) türbesini ziyarette hayli kadın kalabalığı vardı.

Dualarımız sonrası tekrar vapura binip, Süleymaniye çıkılacak yerde indik. Ve yokuş tırmanışıyla Süleymaniye Camii’ne ulaştık.

Hayli yorulmuştuk. Camiye girip hem caminin muhteşemliğini seyrettik, hem de dinlenmiş olduk.

***

Rahmetli Fatma yengem “Ahmet çiğim. Birde adalara gidin” deyince benimde görmediğim Büyük Ada’ya gitmeyi programladık.

Yengem çörekler yapıp çıkınladı. Başladık vapurlarla seyahate. Galata Köprüsü’nden Adalara giden vapura binip ulaştık Büyük Ada’ya…

O zamanlar ada tenha sayılırdı ve gayrimüslimler çoğunlukta idi.

Suyumuzu alıp, yokuş yukarı mesire yerine yollandık.

Çamların altına oturup seyrederken, manzara o kadar güzeldi ki bakmaktan ayrılamıyorduk.

Vakit gelince istemeye istemeye desem yeri var. Vapurlarla yalıya ulaştık.

Pazar günü benim eski günlerimde gidip zamanın şarkılarını dinlediğim Taksim Gazinosu’na götürdüm.

Şimdilerin yetişemediği Türk Sanat Müziği ve Türküler yanında Komedyen Bal Arıları Pabucu Yarım Amet ve arkadaşını dinledik

O gün eşsiz sanatkarlardan Behiye Aksoy ses tonu ayarlarıyla okuduklarını, Taş Bebek adı verilen Gönül Yazar’ın vurgulu şarkılarını, Ahmet Üstün’ün bir birinden güzel ve güzel okuyuşu ile türkülerini, Balarıların ince tenkitlerini dinlerken memnun oldu eşim.

***

Misafirliğimiz olan on beş gün içinde birkaç defa Emirgan’da çay içme Sarıyer’de Sarıyer böreği ve meşhur dondurmacının tavuk göğüslü dondurmasından tatmak yanında.  Hünkâr suyunda çok güzel ve leziz yapılan imambayıldı yemeği yerken çok güzel havasını teneffüs ettik.  

Tekrar tekrar Mısır Çarşısı’nda tatlı yeme. Taksim, Beyoğlu, Mahmutpaşa yokuşu, Kapalı Çarşı ziyaretlerimiz eksik olmadı.

Tabii boğazdaki dilenci vapuru dediğimiz iki yanın her yerine uğrayan vapurlara binip Kanlıca’nın meşhur yoğurdu Beykoz’un mısır gölle sini, Rumeli Kavağı’nın taze incirini tatmaktan geri kalmadık.

***

İstanbul’dan ayrılış kararımıza bilhassa Fatma yengemin sizi çok sevdik biraz daha kalaydınız” isteğine…

“Daha Bursa ve İzmir’e gideceğiz. İşlerim de aksadı. Misafir perverliğinize ve ilginize nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz…” diyerek

Yalova vapuruna binip Bursa’ya doğru yol aldık.

Bursa ve İzmir seyahatimizi gelecek yazıda izleriz inşallah

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…  

 


ebû-eyyûb-el--ensari-türbe-içi.jpg

Ebu Eyyûb el -Ensari (Ra) türbesi içi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi