Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Eski bayramlar geri gelse...

Eski bayramlar geri gelse...

Çocukluğumuzda ''Nerede o eski bayramlar!'' diye hayıflanan büyükleri duyardık, büyüyünce aynı şikayeti bizlerin de yapacağını söyleseler dünyada inanmazdık.

Bizim çocukluğumuzda yaşadığımız bayramlardan sonra hakîkaten nerede o eski bayramlar?

Şimdi bayramlar sadece tatil vesilesi olarak görülmekte...

Aslını isterseniz birazda zamanın getirmiş olduğu şartlar bayramları tatil vesilesi yapıyor.

Bizim zamanımızda şeker toplayan çocuklar olurdu. Mahallenin veya köyün tüm evleri tek tek dolaşılır, şeker, para, mendil vb. bir çok hediyeler toplanırdı. Tabii en çok toplayanın keyfine diyecek olmazdı. Şimdilerde çocuklar istese dahi aileler mümkün değil çocuğunu şeker toplamaya göndersin. Kayseri'de bir bayram günü kaybolan, sonra da öldürülmüş bir şekilde bulunan çocuklardan sonra kimse çocuğunu bayramda şeker toplamaya gönder(e)miyor haklı olarak. 

Gerçi şimdiki çocuklar da üç beş lira için veya bir kaç şeker, çikolata için dünyada dolaşmaz ya konu komşu hısım akrabayı.

Aslında şeker bahane idi o dönem. Maksat tüm büyüklerin bayramı kutlansın. Çocuk henüz küçük yaşta bütün herkesle bayramlaşması gerektiğini öğrensin, mahalle veya köy halkını tanısın. Büyüklere hürmeti, onlara verilen değeri öğretmekti maksat.

Birliktelik şuuru vermekti mesele. Bir şeker nelere kadir idi o zamanlar.

Şimdi zaten ne şekerin tadı var, ne ecnebi icadı çikolatanın. 

Bizim akide şekerimiz vardı o zamanlar. Akitleştiğimizi, birbirimize sıkı sıkı bağlı olmamız gerektiğini gösteren. Kardeşliği hatırlatırdı akide şekeri. Bizim Mevlana şekerimiz vardı. Bembeyaz saflık tadında, yumuşaklığı, güzel ahlakı anlatan...

Yine yeni elbiselerimiz olurdu. ''Bayramlık'' diye tabir edilen. Bayramlık almaya gitmek bile ne mutlu ederdi bizleri. Yastık altlarına saklanır, heyecandan uyuyamazdık arife geceleri. Kızların elleri kınalanırdı eski bayramlarda. 

Zamane genci renkli renkli ecnebi ojelerini görünce beğenmiyor haliyle tek tip kınayı. İşin kötüsü su geçirmeyen ojeyi bile arar olduk dövme yaptıran çocuklardan sonra...

Ailecek gidilen bayram ziyaretleri ne tatlı olurdu. Tüm sülale bir arada toplanmış olurdu, birlikte yemek yenir, birlikte oturulurdu. 

Şimdilerde fırsat bulan gençlik hop tatile. Gidemeyen ise bayram ziyareti yapmak yerine sanal alemde takılmakta.

Televizyon ve internetin hayatımıza girmesinden sonra iyice koptuk birbirimizden. 

Aile bilinci olmadan, sülale boyu kutlamadığımız, komşulara uğramadığımız bayramları yaşıyoruz.

Kendimizden kaçıyoruz zannımca. Vicdanımızdan kaçıyoruz... İslam Aleminin parçalanmışlığını görmezden gelmek için kaçıyoruz...

Ümmeti Muhammed katledilirken, bizler huzur içinde bayram yapamıyoruz... İstesek te yapamayız ki zaten...

Dünyanın her tarafında oluk oluk kan akıyor her bayram ve biz bunu dert edinemiyoruz, kredi kartına bilmem kaç taksit yaptırdığımız bayram tatil borçlarını düşünmekten...

Büyük şehirlerde tatsız tuzsuz geçerken bayram, küçük yerlerde pek farklı değil galiba. 

Ne zaman ümmet-i Muhammed huzur içinde olur, belki de o zaman yeniden gelir bayramlar hayatımıza. 

Ümmetin huzuru için kaybettiğimiz her değeri yeniden bulmamız lazım. Hep birlikte aramak gerek...

Hakîki bayramlara ulaşmamız temennisi ile İslam Aleminin geçmiş Ramazan Bayramı kutlu olsun!

Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazmiye Gülbaş Arşivi