Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Erbakan’ı Anlamak

Erbakan’ı Anlamak

27 Şubat 2021 Necmeddin Erbakan Hoca’nın (rha) vefat yıldönümü.

Yaptığı her şeyi Allah (cc) rızası için yapan Savunan Adamı (rha) kaybedeli 10 yıl oldu.

Geçen 10 yıla bakınca Erbakan Hoca’ya (rha) karşı her fırsatta ego patlaması yaşayanların bir kısmı da ondan sonra vefat edip gittiler, tıpkı öncekiler gibi.

Erbakan Hoca (rha) düşmanlığının had safhaya çıktığı günlerden bu güne hayli zaman geçti.

Köprüler altından çok sular aktı ve tabir caiz ise sel gitti kum kaldı.

Düşüncelerde çok farklı değişimler gerçekleştiren gelişmeler oldu.

O günlerde kötülük ve engelleme namına elindekini ardına bırakmayanların pek çoğu bu günlerde ondan af dileme yarışına girmiş durumdalar.

Hatta Erbakan Hoca’yı (rha) Cennet mekân Sultan Abdülhamid Han’a (rha) benzetenler, kendilerini ya beceriksizliklerinden, kapasitesizliklerinden ötürü ya da hala kibirlerinden vazgeçemediklerinden Rıza Tevfik yerine koyamadıkları için, yeni bir ruhaniyetinden istimdat şiirinin başkaları tarafından yazılmasını bekliyorlar.

Erbakan Hoca’nın (rha) milletimiz için bir çıkış yolu olarak ortaya koyduğu Milli Görüş hareketinin, ülkemizin refahı açısından çaresizlikten kurtuluş reçetesi olduğunu ve İslam dünyasının millî ve manevî kalkınma olmadan bu günkü durumundan kurtulamayacağını, Türkiye’miz ve Ortadoğu hatta dünya üzerine planları olan siyonist güçler ve işbirlikçileri anladı ama ne yazık ki bu ülke insanı gerektiği gibi anlayamadı.

İslam ülkelerindeki yaşanan zulümlerden dolayı sıkışan ve daralan yürekleri Erbakan Hoca’nın (rha) D8 projesi heyecanlandırdı ama bu ülkedeki batı etkisindeki afyonlanmış insanların uyuşukluğunu maalesef gideremedi.

Okumayı sırf diploma ve kariyer hatta askerlikten yırtmak olarak düşünen insanların beyninde yeni yeni ufuklar açtı Erbakan Hoca (rha).

Bu nedenledir ki pek çok kişinin hayatının yeniden anlamlandırılması Erbakan Hoca’nın(rha). siyaset sahnesindeki sözlerini dinlemesiyle başlamıştır.

Cumhuriyet hükümetlerinin bazen baskıcı tek parti politikaları, bazen de kapitalist küçük amerika oluşturma siyasetleri sonucunda ekonomik ve sosyal olarak sindirilmiş ve kabuğuna çekilme mecburiyetinde bırakılmış sessiz Anadolu insanının siyaset ve ekonomi alanında ses vermesi de Erbakan Hoca (rha) ile başlamıştır.

1969’daki ilk günden bu güne baktığınızda İslam ülkelerindeki gelişmeler ile olumsuzluklara ilk tepki veren kişi ve guruplar Erbakan Hoca (rha) çevresinde oluşan topluluklardan çıkmış kimselerdir.

Afganistan’dan Bosna’ya, Filistin’den Çeçenistan’a, Gazze’den Mısır’a bu hep böyle olagelmiştir.

Küreselleştirilen bir dünyayı pek çok kimseden daha önce görüp, küresel çetenin Türkiye’miz ve İslam ülkelerindeki zararlı faaliyetlerini engellemek adına girişimlerde bulunan Erbakan Hoca’nın (rha) dini düşünceleri ile özellikle siyasi konuşmalarındaki espriye boğulmuş konuşmaları arasında bir türlü bağ kuramayan kişilerin ne kadar yanılmış olduklarını, İslam ülkelerinde yaşanan son olaylar açıklıkla ortaya koymuş bulunmaktadır.

Bu nedenledir ki, Erbakan Hoca’yı (rha) bir kenarda bırakarak yapacağımız değerlendirmelerle Türkiye’deki Müslümanların siyasi, sosyal ve ekonomik mücadelelerini doğru anlamak mümkün değildir. Hatta Türkiye’deki son birkaç aydır gündemde olan olaylar için bile doğru analizler yapmak mümkün olmaz.

Yine bu nedenledir ki, Erbakan Hoca’nın (rha) fikirlerinin içinde bulunmadığı bir düşünce sistemi ile Ortadoğu’daki gelişmeler ile başta Tunus ve Mısır olmak üzere diğer ülkelerdeki gelişmelerde eksik anlaşılmış olur.

Çünkü Erbakan Hoca’ya (rha) göre “Cihad bir vakitle sınırlı değildir! Ömrün sonuna kadar verilmesi gereken bir mücadeledir ve cihad, artık boş zamanlarda verilmesi gereken bir uğraş değil, en verimli vakitlerimizdeki çabalarımızdır”

Sözü Eşref Edip Bey’in (rha) sözü ile bitirelim:

Onunla(rha) vuruşan kaybedecek, Onunla(rha) yarışan yenilecektir.”

Zira Arslanların, sırtlanlara yenildiği nerede görülmüştür”

Çünkü o(rha) siyaset değil cihad yapmıştır ve siyaset her zaman cihad karşısında yenilen taraf olmuştur.

Yıllar geçse de, tarihler değişse de, değişmeyecek gerçeği bu yazımız ile bir kez daha hatırlatmış olalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR