DSÖ Terörüne Devam
Bizdeki DSÖ elemanları, uşakları, aşı pazarlayanlar ve aşı konusunda kendilerinden başka herkesi yanlış olmakla suçlayanlar kabul etmeseler de pek çoğunun ağa babası olan İngiltere hükümeti, aşıların doğal bağışıklık sistemine zarar verdiğini kabul etti.
İngiltere sağlık bakanlığı, covide karşı alman pfizer-biontech aşısı ile ingiliz astra zeneca aşılarına onay vermişti.
Dolayısıyla aşı derken kastettikleri bu ikisi, ama sıranın diğerlerine geleceğini bilenler şimdiden yaygara kopararak yargı sürecini engellemeye kalkışıyorlar.
Çünkü pandemide kullanılan ve adına aşı denilerek içeriği asla açıklanmayan hatta üreticilerinin olmaktan sakındıkları sıvıların üzerinden daha üç yıl geçmeden ortaya çıkan pek çok yan etkilerinin gün geçtikçe artacağından korkuları var.
Bundan dolayı da yargılamanın uzadıkça aleyhlerine olacağı gibi bir endişeleri var.
Bizim ülkemizde Covid 19 döneminde neredeyse aziz muamelesi yapılarak "TÜRK MİLLETİNİN SAĞLIK SEKTÖRÜNDEKİ UĞUR BÖCEKLERİ" olarak da adlandırılan Özlem Türeci ile uğur Şahin mRNA zokasıyla 3 milyonun insanın karşılaştığı yan etkiler ve ölümlere sebep olmak suçundan Alman Hamburg mahkesinde yargılanıyorlar.
Covid 19 dönemi için ceplerine bir miktar dolar konan pek çok kukla gibi işin sonunda bir kenara atılıp yargılama sonunda muhtemelen günah keçisi olarak ilan edilecekler gibi görünüyor.
Peki, yargılanma konusunda darısı bizdekilere diyebilecek miyiz?
Covid 19 döneminde hala bile içeriğinin ne olduğu belli olmayan şeytani düşünce ürünü sıvılara karşı çıkanlara "köpek gibi aşılanacaksınız" diyerek insanların hayatları ile oynayan yerli ve milli kukla tiyatrosu oyuncularına bir yaptırım veya yargılama olacak mı?
Asıl bunlar yargılanmalı ki; yargılanma sürecinde ilaç tröstlerinin insan sağlığı üzerinde oynadıkları oyunun en azından bir perdesi ifşa olmuş olsun.
Bu günlerde pek çok ilde organize olan aşı karşıtı insanların valilikler kanalıyla yapılan müracaatların bir sonuca ulaşabileceği konusundaki korkularından dolayı aşıdan para kazanan güruh hemen yine televizyon ekranlarını işgal etti.
Alman yargısı sonunda DSÖ katillerine boyun eğmez ise yargı konusunda hatalı davrandığını kabul edercesine tek hâkimle karar verilmesi istenen davayı çok hakimli bir mahkemede görülmek üzere süreci şimdilik ertelemiş görünüyor.
İşin esasına bakılırsa pandemi tiyatrosu ile dünya üzerinde insanların pek çok anayasal hakları hatta ülkelerin anayasaları ihlal edilerek insanlara aşı olmazsanız diye tehditlerle zorunluluk getirildi, zorla maske taktırıldı ve insanların özgürlükleri kısıtlanarak sokağa çıkma yasağı uygulandı.
Sonunda bu da aynen bir grip gibiymiş denilerek batı ülkelerinde virüs bitirildi.
Çin de hala devam ediyor diyenler olabilir.
Bunun nedeni Çin’in hala küresel sisteme karşı çıktığı ve neredeyse tavizsiz bir şekilde Rusya’nın yanında yer aldığı içindir.
Üstümüzdeki ölü toprağını kaldırıp atmaz ve gittikçe derinleştirilen küresel uykudan uyanmazsak 2024 den itibaren virüs olsa da olmasa da zorla uygulanacak olan küresel dijital sağlık sertifikası geliyor.
FARKINDA MIYIZ?
DSÖ nün hazırlık çalışmalarına baktığınızda insanlar küresel sağlık sertifikası ile fert fert takip edildikleri gibi, uluslararası düzeyde oluşacak birliktelikleri önlemek için de küresel takibi mümkün kılacak yeni sansürle karşı karşıya kalacaklar.
Bu küresel sansürle aşı ve iklim konusunda doğruları konuşmak ve yazmak mümkün olmayacak.
Bunun ilk örneği Twitter için 25 Ağustos 2023'ten itibaren geçerli olmak üzere 16 Kasım 2022'de yürürlüğe girdi.
17 Şubat 2024'ten itibaren ise tüm AB ülkelerinde geçerli olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.