Ayşe Aslı Duruk

Ayşe Aslı Duruk

Diye düşünüyorum

Diye düşünüyorum

Farkında mısınız bilmem ama belirli söz kalıpları ve sözcük kullanımları toplumun dilinde fena halde yer ediniyor bazen. Bir süreliğine moda oluyor. Salgın gibi yaygın ve bulaşıcı bir şey bu. Sokakta, televizyonda, telefonunuza gelen mesajlarda ve iletişim olduğu her yerde. Akla ve mantığa uygun ya da yatkın olup olmamasına aldırış etmeden o akımın etkisine kapılıp sürükleniyoruz. Duymaya alıştıkça söylemeye de alıştığımız sözcük kullanımları ve söz kalıpları… O şekilde konuşmak sanki bize, gündemi takip eden, daha entelektüel, kentli ve bilinçli bir hava katacakmış gibi!

Hemen bir örnek verelim:

Şöyle böyle… diye düşünüyorum.

Düşünüyorum!

Evet insan düşünen bir canlıdır. Katılıyorum. Hepimiz düşünüyoruz. O halde varız. Peki, tamam.

Fakat… Bir şeyler dedikten sonra bu cümleyi ‘diye düşünüyorum’ şeklinde taçlandırarak(!) sonlandırmaya ne gerek var? Söylediğin ya da yazdığın şey, zaten senin düşüncen, fikrin değil midir? Düşündüğünü ayrıca beyan etmeye ne gerek var? “‘Bence’ kelimesi artık çok sıradanlaştı, onu kullanmayayım da onun yerine, cümle sonuna yapıştıracağım bir ‘diye düşünüyorum’ ibaresi çok daha havalı durur” mu deniliyor nedir?

**

Böyle kullanımları duyunca kulaklarında ya da okuyunca gözlerinde müthiş derecede bir rahatsızlık, tahriş, irritasyon ve kaşıntı duyan yalnızca ben değilim, değil mi? Sanırım sizler de farkındasınızdır tüm bunların, diye düşünüyorum(!) -bir de, iyi günler diliyorum, şeklindeki alt versiyonları mevcuttur bunun ama bunu başka bir paragrafta ayrıca belirtmeme gerek yok. Zira iyi günler sözü zaten ayan beyan bir dilektir. ‘Diliyorum’ şeklinde ayrıca bir beyanat vermek gerekli midir?

**

Ne yazık ki bundan çok daha yerleşik, başka kullanımlarda mevcut… Bakın bu örneği duyunca mutlaka çok ama çok tanıdık gelecektir: sağlıklı yiyecekler (evet bu konuya daha önceki bir yazımda değinmiştim ama tekrarlamakta bir beis yok ‘diye düşüyorum’)

**

Yiyecekler, sağlığı, keyfi ve morali olan varlıklardır ne de olsa, öyle değil mi? Hasta yiyecekleri değil de sağlıklı olanlarını tercih edelim o halde! ‘Sağlığa yararlı/zararlı yiyecekler’ diyebilmek neden akla gelsin ki, ortada çoktan kabul görmüş ve moda haline gelmiş hazır cümle kalıpları varken?

**

Ah bu sürü psikolojisi, ah!

Keyifli manzaralar, keyifli sohbetler ve daha birçok benzer örnek… Havada uçuşuyor hepsi. Cansız olan şeylere yalnızca sağlık değil, keyif gibi canlılara özgü durumları atfedebiliyoruz. Keyif veren sohbetleri bulamayış, belki bu yüzden. Kiminle iletişime geçsem mutlaka bu kullanımlara denk gelir oldum da… (Bayağı çoğaldılar; artık her yerdeler!) keyfi kaçmış manzaralara nazır sohbetler hep; canları sıkılmış… Bir de sağlıksız ama keyifli yiyecekleri yesek, daha iyi olur belki de. Öyle deneyelim.

**

Neyse, iyi günler diliyorum. Bunu yazıyorum. O halde toparlarsak: iyi günler dilediğimi yazıyorum şu anda. (Gerçi nefes de alıyorum bir yandan, bunu da mı belirtmeliyim ki?)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ayşe Aslı Duruk Arşivi