Ders zili çaldı
Bu münasebetle bir eğitimci olarak bir - kaç hususun üzerinde durmak suretiyle, öğrenci kalitesinin artmasına, eğitim ve öğretim seviyesinin yükselmesine katkıda bulunmak istiyorum.
Birincisi, terbiyenin fıtratın gelişim süreci olduğu bilinmeli. İkincisi, idareci ve öğretmenler bunun şuurunda olmalı. Üçüncüsü, idare, öğretmen, veli işbirliği bu yönde pekiştirilmeli.
Terbiye, fıtratın gelişim sürecidir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Resulüm!) Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rûm:30)
Hanif, Hz. İbrahim’in dinine denir. Yani Allah’ı bir tanıma, birleme (tevhid) manasına gelir. Dosdoğru yoldan gitmek, demektir.
Allah insanı tevhide meyilli yaratmıştır. Peygamberimiz de şöyle buyurur: “Her çocuk, fıtrat üzere (tevhide meyilli) doğar; sonra ana- babası onu yahudi, hıristiyan ve mecusi yapar.” (Buhari, sahih-i Müslim)
İşte terbiye bunun üzerine ikame edilirse, o zaman öğrenci tevhidle serpile serpile yetişir ve olgunlaşır, kendine ve çevresine faydalı olur.
İdareci ve öğretmen bunun şuurunda olmalı, bilgileri bu çerçevede vermeli. Plan ve projesini buna göre hazırlamalı.
Ayrıca bu şuurda olan idareci, dersleri dağıtırken öğretmenin bilgi, beceri seviyesini dikkate alır ve adaletten ayrılmaz. Bazılarına bir -iki çeşit ders verip, bazılarına dört- beş çeşit vermez.
İdarecilik, maiyetindeki öğretmen ve öğrencilere ve personele zulmetmek değil, rehberlik yapmaktır. İdareciler, Celalettin Öktem Hoca’yı örnek almalı. O okul müdürüdür, ameleye para veriyor, gelin öğrenci olun, diye. Okulda müstahdemin yokluğundan dolayı, tuvaletleri temizliyor.
“Hocam, öğrencilere temizlet,” diyene şöyle cevap veriyor: Onlar, geleceğimizin idarecileri olacak, bu memleketi idare edecekler, kişiliklerini öldürmek olmaz.
Öğretmen de bu şuurda olmalı. Bu şuurda olursa dersine zihnen çıplak giren öğrenci giyinmiş olarak çıkar. Yahya Kemal’in dersine zihnen çıplak giren öğrenci giyinmiş olarak çıkardı.
Mahir İz Hoca şöyle diyor: Vefa Lisesi’nde öğretmenken bütün öğrenciler dersimi takip ediyorlardı. İdare bu durumu öğrencilere ders saatimde sinema seyrettirmekle önleyebildi.
Öğretmen kendini sürekli geliştirmeli. Üstad Nurettin Topçu şöyle diyor: “Öğretmen dersine okuduğu kitapla girmeli ve öğrencisine sürekli kitap okuduğunu hissettirmeli.”
Kitap okumayan ve kendini geliştirmeyen öğretmen, öğrencisine ve çevresine verebileceği hiçbir şey yoktur.
Yeni eğitim ve öğretim yılının hayırlı ve uğurlu olmasını Cenab-ı Allah’tan dilerim. Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.