Sabit Horasan

Sabit Horasan

Değişmeliyiz

Değişmeliyiz

Türk futbolu iyi yönetilmiyor.

Bunu, kulüplerimizin içerisinde bulunduğu durum kadar Ulusal takımın Avrupa şampiyonasında ki konumu apaçık göstermektedir.

Balık baştan kokar derler, Futbol Federasyonuna bakarak Türk futboluna gerekli notu verebilirsiniz.

Ulusal takım Avrupa şampiyonasında neden başarılı olamadı?

Elbette ki, bunun başında futbolumuzun iyi yönetilmemesi yatmakta.

Ayrıca, başarısızlığı çeşitli etkenlere bağlayabiliriz. İşte bunlardan öne çıkanlar.

Süper ligde yer alan takımlarda uygulanan yabancı futbolcu kontenjanının çok yüksek olması. Dolayısıyla yerli futbolcuların yabancı futbolcu kontenjanına takılarak kendilerine ilk 11’de yer bulamaması sonucu maç eksiklerinin bulunması. Yabancı futbolcu kontenjanını yüksek tutarak yerli oyuncuların transfer bedellerinin düşürülmesi hayalleri de bugün yerli futbolcuların aldıkları transfer ücretlerine bakacak olursa ne yazık ki bitti..

Ulusal takımda kilit noktalardaki oyuncular: Arda Turan, Ozan Tufan, Burak ve Cenk gibi oyuncuların kendi takımlarında yeterli süre alamamaları, Caner ve Gökhan Gönül’ün de Fenerbahçe’de son haftalarda oynamaması kadar bazı futbolcuların transfer belirsizliği de takımın performansını olumsuz etkiledi.

Ulusal takıma davet edilen veya edilmeyen futbolcular başarıda azda olsa etken oldu.

Futbolcuların kendi mevkilerinin dışında yerlerde oynatılması ayrı bir sorun olarak karşımıza çıktı. Örneğin, Hakan Çalhan’ın ısrarla kanatlarda oynatılması gibi.

Ne yazık ki, bırakın eleme grubu maçlarını son hazırlık maçlarında gerçekler görülemedi. Günü kurtarma adına sloganlar üretildi. Kenar yönetimi, ne yazık ki süreci iyi yönetemedi. Basının yalakalığı da cabası.

Belli bir ekol bulunmayan Ulusal takımın en büyük sıkıntısı ise, Türkiye’ye Avrupa’da rezil eden Prim konusu oldu.

Avrupa şampiyonasına katılan takımlar arasında en yüksek primi veren Türkiye Futbol Federasyonu yönetimi, ne yazık ki bu uygulamayla, kendi ayağına sıkarak başarısızlıkta büyük rol oynadı. Oysa, Milli formayı giymek bir onurdur. Prim olsa da rakam çok az tutulmalıydı. Prim almadan Milli takımda oynamak isteyen yüzlerce futbolcu sırada beklemekte.

Ulusal takımın daha önce Avrupa ve Dünya şampiyonalarında başarılar yaşamış kadrolarına baktığımız zaman, oyuncuların çoğunluğunun futbol eğitimini Avrupa’da almış ve Avrupa’da oynayan futbolcular olduğunu görürüz.

Oysa, bugünkü kadroda bu sayı, eskiye oranla çok düşük. O nedenle, Ulusal başarılar için Avrupa’ya ne kadar çok futbolcu gönderebilirsek, Avrupa’da oynayan futbolcuları Milli takıma ne kadar çok kazandırabilirsek başarı da o derece artacaktır. Avrupa şampiyonasına veda eden Milli takımın en büyük kazancı, hiç şüphesiz ki 18 yaşındaki genç futbolcu Emre Mor oldu.

Kısacası, Başarı için, Türk futbolunun ilerlemesi adına kulüplerin alt yapılarına daha çok önem vermeleri, Avrupa’ya daha çok futbolcu ihraç etmemiz gerekmektedir. Futbol Federasyonu da alt yapılar için daha çok katkı sağlamalı ve denetleyici olmalıdır.

Ulusal takım Avrupa şampiyonasına veda etti. Bu tüm ulusumuzu derinden üzdü.

İlgililer önce bunun hesabını vermeliler.

Ancak, bu çıkmazdan kurtulmak için başarısızlığın nedenleri masaya yatırılarak gerekli önlemler vakit geçirilmeden bir an önce alınmalıdır. İstikrar açısından her ne kadar istenmese de Fatih Terim 2018 Dünya şampiyonasına kadar görevde kalacaktır. Aslında da Futbol Federasyonunun, birileri istemediği sürece! Terim’i görevden almaya da gücü yetmez. Fatih Terim demişken, bir önerim olacak. Hani Türkiye’de iki stada ismi verilen Terim’in adının, Avrupa şampiyonasının ardından bir stada daha verilmesini öneriyorum!.. Bu, Atatürk ismi silinen ve henüz belli bir ismi olmayan Konya stadı da olabilir. Ne dersiniz.

Ama, oldu ki teknik kadroda değişim yolu seçilecekse hiç vakit kaybetmeden gerçekleştirilmeli ve Dünya kupası için kollar sıvanmalıdır.

Bir diğer etkende Milli Takımın başarısı için Süper ligde oynayan yabancı futbolcu sayısı vakit geçirilmeden düşürülmelidir.

En önemlisi de Türk futbolu, dolayısıyla Türk sporu siyasetten arındırılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sabit Horasan Arşivi