AB ve İngiltere
Türkiye, 1963 yılından beri AB’ye girmek için onun kapısında kapı kulu askeri gibi beklerken, İngiltere Birleşik Krallığı, bir hamle yaparak, 23 Haziran 2016 perşembe günü referandum ile Avrupa Birliği'nde kalıp kalmamaya karar vermek için sandık başına gitti. Referandum sonucu AB’den ayrılmaya karar verdi.
Birleşik Krallık demek istiyor ki; arkadaş ben Türkiye ile birlik oluşturamam… Referandumun sonucunu böyle okumak gerekir. İngiltere’nin AB’den ayılma sebebini aşağıda vereceğim; fakat ileri sürülen bu gerekçeler işin kılıfıdır; bu böyle biline.
Nitekim İngiltere Başbakanı David Cameron ve Maliye Bakanı George Osbourne, Türkiye'nin yakın zamanda AB'ye üye olamayacağını, bunun yakın bir gelecekte imkânsız olduğu açıklamasını yapmıştı. Hatta Cameron daha da ileri giderek şöyle demişti: “Türkiye üç bin yılına kadar AB’ye giremez. Bunun anlamı, ebedi giremez, demektir.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bir konuşmasında şöyle dedi: “AB yetkilisi biri bana Türkiye müslüman olduğu için AB’ye almazlar, NATO’ya neden aldılar? diye sorunca, bir yanlışlık oldu diye cevap vermiş.
TÜSİAD, bunları duymak ve anlamak istemediğinden, İngiltere’nin AB’den ayrılmasını görmezlikten gelerek, AB’ye girmek için gerekenin yapılmasını ısrarla istemektedir. Nitekim TÜSİAD Başkanı şöyle dedi: “AB'yi sorun olarak değil, çözüm olarak görülmesini umuyoruz.”
TÜSİAD, AB’nin çözüm olmasını bırakın, Batı’nın bizatihi sorun olduğunu anlaması asla mümkün değil, çünkü bu kuruluşun temel felsefesi, Batı’ya kulluk etmektir. Bütün icraatı da bu yöndedir. Türkiye’nin felsefesinin de bu olduğunu bu arada unutmayalım. Batı ile bütünleşmek ve Batı’nın bir parçası olmak. Bu felsefenin de bir temeli yoktur. Batı seni parça değil, kapı kulu görmek istemektedir. Bunu neden anlamak istemiyorsun, TÜSİAD.
AB, çözülme sürecine girmiştir. Batı’nın AB’yi kurması suni idi; çünkü onların kendi aralarında bir birlik oluşturmalarına mezhepleri ve ihtirasları engeldir.
İslam coğrafyasını talan etmeye ve sömürmeye gelince, bu konuda ittifak etmeleri mümkün, tarih buna şahittir. Mesela haçlı ittifakı buna bir örnektir. .
İngiltere'nin, AB'den ayrılmasını isteyenlerin gerekçelerine gelince, özet olarak şöyledir:
1. Göçmenlerin kontrolünü sağlamak.
2. Dünyanın her yerinden en iyi göçmenleri seçebilmek.
3. Göçmenler yüzünden kamu hizmetleri aksamaktadır.
4. Dış siyasette daha güçlü olacak,
5. Ülke ekonomisi özgürleşecek,
6. İngiliz şirketlerinin AB yükümlülüklerinden kurtulacak.
7. İngiltere'nin her hafta AB'ye 350 milyon Sterlin para göndermekten kurtulacak,
8. Bu paranın İngiltere’deki yatırımlara harcanabilecek.
9. Türkiye'nin AB'ye girecek olmasıyla İngiltere ve Avrupa'nın göçmen kontrolünü kaybedecek.
10. Türkiye’nin nüfusunun artması sonucu, İngiltere’ye göçmenlerin daha çok gelecek olması.
11. Türkiye'nin Suriye ve Irak ile komşu olan Müslüman bir ülke olduğu, suç oranlarının, silah sahibi sayısının ve çeteciliğin yüksek olması
Bu maddeleri dikkatlice okursak görürüz ki, Batı kültürü gereği, sorun çözme değil, sorun üretme merkezidir. Batı’da çetecilik, suç oranı, silahlanma Ortadoğu’ya göre daha fazladır. Suçladıkları hususların Suriye ve Irak’ta olması kendilerinin marifeti olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
Birleşik Krallığın, AB’den ayrılması süreci, kendi içerisinde de ayrılma sürecinin başlangıcı olur. Bu beklenmektedir. Bekleyelim, görelim. Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.