Dün yazdık…

Ortalık toz duman hele Ankara…

FETÖ silahlı terör örgütü ile ilişkisi, referansı, şüphesi bulunan herkes bir yerlerden, yeni referanslar elde etme peşinde…

***

Ama kökü İstanbul’da olan Ankara’da kalibresini güçlendiren, temelde Anadolu hareketlerine ve renklerine tahammülsüz, farklı bir grup, yalı beslemesi tipler, tahrip edici ve çok dikkat çekici asimetrik bir saldırı planı üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz…

Fırsat bu fırsat mantığıyla kendilerince su bulanıkken en büyük balığı kıstırmak yalnızlaştırmak için etrafındaki balıkları bu sürecin akıntısının gücüyle, kendi açtıkları derin havuzlara(her anlamda) hapsetmeye çalışıyorlar…

***

“Ne diyorsun, Ey Yazar, sıcakta bizi uğraştırma açık yaz...” diyenler için mevzuyu açalım…

Pelikancıların başını çektiği Davutoğlu’na yönelik dost-modern darbeden hemen sonra, 15 Temmuz’da böyle bir kanlı kalkışmanın yaşanmasını kimse tesadüflerle izah edemez…

Aynı grubun 15 Temmuz’un daha ilk dakikalarından itibaren imalarla ‘Davutoğlu’nu işaret etmelerini de manidardır...

***

Bugün Türkiye’nin Demokrasi Nöbeti tutulan tüm meydanlarında, bu FİTNE kalabalıkların bizzat bu grup ve aveneleri tarafından trolce, taa dipten kazıyarak kulaklara alenen üflenmektedir…

15 Temmuz’da millet olarak üzüntü içerisinde etrafı hainlerle çepe çevre kuşatılmış bir Cumhurbaşkanı gördük… Milletinin müdahalesiyle boğazını sıkan bu çemberin bir ucunu ancak kırdı o gece…

***

Şimdi o gecedeki ihaneti işaret ederek, oradan korkutarak, Cumhurbaşkanı’nın etrafındaki tüm dostlarını, istişaresine güvendiği isimleri, hazır oluşmuş güvensizlik tazyikle ortadan kaldırarak,oraya yerleşmeye isteyen bir yalı tayfası var...

***

Başbakanlık makamını elinin tersiyle itip, o dönemde halk tarafından da bu anlamda yoğun eleştirilmesine rağmen, Cumhurbaşkanı’na toz kondurmayan ve inatla yanında durmaya çalışan Ahmet Davutoğlu'na;

“Hain mi?, Darbeci mi?” imaları yapmak, kelimenin en kibar şekliyle haysiyet, şeref cellatlığına hayasızca soyunmaktır…

***

Belge ve delillerle ortaya koyun, şayet Davutoğlu’nun bu işin içinde en ufak bir dahli, iması varsa bırakın,  Mevlana Meydanı’nda ipini Konyalı çeksin…

Ama kulaklara fısıldayanlar, imaların delillerini ortaya koymuyorlarsa da, iddiasını ispat edemeyen müfteri, alçak konumundadır…

Millet yeni omuz-omuza gelmişken “Fitne” üreten münafıktır…

Darbecilerin yargı ayağında ele geçirilen delillerde, darbe gerçekleşirse darbeciler tarafından idamla yargılanacak üç isim arasında Davutoğlu 'nun ismi çıkarken,onu bu işin parçası gibi göstermek, bir düşünün kime ne kazandırıyor?

***

Şu hale bak;

Profil resimlerini daha dün Davutoğlu yapan, onun ipiyle en derin kuyulardan en soğuk sular içen, ülkedeki ve şehirdeki onca gazeteci tüm bu gelişmeler karşısında ABD gibi 'bekle-gör, kim güçlüyse yanında dur' politikasıyla susuyor…

Görevi bırakmış, her türlü iddia ve beklentiden uzak bir eski Başbakan’a yöneltilen asimetrik saldırı ve iftiralara karşı çıkmak ve o başbakanın şerefini savunmakta Başbakanlığı döneminde, onu en çok eleştiren bize düşüyor...

O partinin içinde duran ve sus-pus olan bazı isimlerin asıl ayıbı da bu olsa gerek…

Bizim işimiz bu HAK’tan yana olmak, GÜÇ’ten değil…

***

Konya içi de yansa,

Davutoğlu’nun gidişine mani olamadı ama bari kirletilmeye çalışılan izzet ve şerefine sahip çıksın…