Mehmet Ali Uz

Mehmet Ali Uz

Darbenin Ayak Seslerini Nasıl Haber Vermişiz?

Darbenin Ayak Seslerini Nasıl Haber Vermişiz?

Yıllar önce Cumhuriyet mitinglerinin yapıldığı günlerde kaleme aldığımız  “Biz Bu Filmi Kaçıncı Defadır Seyrediyoruz” başlıklı yazımızda darbenin ayak seslerine dikkat çekmiş ve CHP’nin demokrasiye sahip çıkmadığından söz etmişiz. Bugün bu yazımı aynen veriyorum.

“Elli beş yıllık geçmişi, sinema şeridi gibi gözümün önünden geçirdim. Geçen yıldan beri yaşadıklarımızı tahlile tabi tuttum. Vardığım sonuç;   Biz bu filmi kaçıncı defadır seyrediyoruz’ oldu. Ürperdim. Fakir gibi yetmişini aşmış insanlar işin vahametini hemen kavrayacaklardır. Bütün darbeler böyle başlatılmıştı. 
Türkiye’de siyasî gerginliklerin, yanlış adımların, tahammülsüzlüklerin, özellikle sokak hareketlerinin sonu hep hüsranla neticelenmiş, bundan toplum ve ülke büyük zarar görmüştü. Hâlâ ders almamışa benziyoruz.
Aslında son bir ayda yapılan mitinglerin başlangıcı yeni değildir.  Hareket,  ufak kıpırdanmalar şeklinde, vatan-millet Sakarya nutukları ile başladı. Şimdi olayları daha iyi değerlendirebiliyor insan.
Geçen yıllarda Avrupa Birliği için verilen tavizler, gerekçe gösteriliyordu. Şimdi buna lâiklik ve cumhuriyet bahaneleri de eklendi. Sanırsınız memlekette ne lâiklik kaldı ne cumhuriyet. Aslında elden giden bunlar değil, sahip oldukları bürokratik iktidardır. Hareket, sallanan bayraklarla kamufle edilmeye çalışıldı. Şimdiye kadar böyle bayrağın istismar edildiği hiç görülmedi. Niye her mitingin müdavimleri belli kişi ve motorize guruplar, düşünmek lâzım.
Bir türlü halkın oyuyla iktidara gelemeyen bir kısım sol, bugün yine aynı tahriklerin peşinde. Son siyasi olaylar ve sokak hareketleri bunu göstermiyor mu?
Uzatılan mikrofonlara öfke kusan tipler hep, “Sol birleşsin” diyor. Bunun için mitinglere gerek yok ki…    
Meclisi boykot edip, cumhurbaşkanını seçtirmeyen, “Hemen seçim, hemen seçim” diye haykıran öfkeli siyasetçilerle sokağa dökülen kalabalıkların kafalarında bir plan var.  O da şu: Sol partileri CHP bayrağı altında birleştirerek oylarını artırmak. Birleştikleri için,  mutlaka barajı aşacaklarını hesap ettikleri iki merkez sağ parti yanında, yine barajı aşacağını kabul ettikleri başka bir sağ partinin desteğinde ve Baykal’ın başbakanlığında, eskiden olduğu gibi, iktidar olmak.  Tabii böylece cumhurbaşkanlığı meselesi de kendiliğinden hallolacak ve istedikleri şahsı da cumhurbaşkanı seçmiş olacaklar. Yani alavere dalavere, tekerlemesinde olduğu gibi, her ne şekilde olursa olsun, Baykal’ı  Başbakanlığa getirmek.
Lütfi İkiz Beyin  bir tekerlemesi vardı. “ Bu gidiş iyi gidiş. Her güzelden bir buse, eğer güzel verirse. Her köylüden bir tavuk, eğer köylü verirse. Keşiş dağı arpalık, eğer saban sürerse.” dediği gibi bu gidiş iyi gidiş, bundan iyisi can sağlığı… 
Ya halk bu oyunu bozarsa ne olacak? (Bu oyunugerçekten  halk bozdu ve hukuk suçluların yakasına yapıştı. Baykal Ergenekon’un avukatlığına soyundu. Bunları hep birlikte yaşadık.)  İşte bundan sonrası biraz karanlık. Bu noktadan sonra olabilecekleri köşe yazarları dile getirmeye çalışıyorlar ve endişelerini dillendirmekten çekinmiyorlar.
Burada üzerinde durulması gereken bir husus, neden vatandaşın solu, özellikle CHP’yi bir türlü iktidar yapmadığı meselesidir.
   Biz değil, bazı sol parti liderlerinin ve CHP’den ayrılan pek çok siyasinin de ifade ettiği şu: ‘CHP, demokrat değildir. Demokrasiye sahip çıkmamaktadır. 40’lı yıllardan beri CHP aynı CHP’dir. Bir türlü kendini yenileyememektedir.  CHP, değişen dünya şartlarına ayak uyduramadığı gibi, memleket meselelerine çözüm getirmek yerine, devamlı kavga ve gerginliği tercih etmektedir.' Açık açık söylenen bir şey daha var.  ‘CHP gerginliklerden, kavgadan ve darbelerden medet ummaktadır.’  Bu özellikleri, daha doğrusu bu alışkanlıkları sebebiyle  CHP, kaç defa sandığa gömülmüş, fakat bundan bir türlü  ders almamış, alamamıştır.
Günümüzde Cumhurbaşkanı’nın durumu ve tutumu ayrı bir yazı konusu. (A. Necdet Sezer’i kastediyoruz)
Açıkça ve son olarak şunu da ifade etmek gerekir ki, bu defaki sokağa dökülüş biraz daha akıllıca ve sinsice, ama niyet sezilmez değil… Devletten sadece aş ve iş isteyen,  masum ve mağdur sessiz halk kitlelerini hesaba katmamak ve ciddiye almamak, işlerini çıkmaza sokabilir. Sadece kendilerini değil, destekçilerini de sandığa gömebilir.
Herkese hak, hukuk çerçevesinde biraz itidal diyoruz. Bu gidiş gidiş değil, ülkeyi felâkete götürür.  Özellikle sayın Başbakan’a, karşı tarafın stratejisini kavga ve gerginlik üzerine kurduğunu hatırlatmak isteriz. Dikkat oluna…”
Günümüzde bu cumhuriyet mitinglerinin, darbenin ayak sesleri olduğu açıkça oraya çıktı.  Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne oylunlar oynandı hep birlikte gördük.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Uz Arşivi