Okullar tatil oldu diye çocuklar boşa çıkmamalı. Veya üniversite imtihanı yapıldı diye kurs ve dersler bir kenara atılıp zaman öldürme günleri başlamamalı.

Elbette okul dönemlerinde çocuklar korunup gözetilmeli. Takip edilmeli ve kollanmalı.

 Okulda sokakta hatta dershanedeki arkadaşlarının kimler olduğuna dikkat edilmeli.

Tatil dönemlerinde ise bu dikkat ve gözetme işi tabir caiz ise biraz abartılıp daha bir ince eleyip sık dokunmalı.

Çünkü okul olmadığı için bu dönemlerde kursların daha bir serbesti içinde olduğu görülmüştür.

Bu dönemde sadece okul ile ilgili dersler için düzenlenen özel ve genel kurslar değil Kur’an öğretme adına açılan kurslara da dikkat edilmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz.

Birçok kişi ve kuruluş tarafından çocuklarımıza Kur’an-ı Kerim ve dini bilgiler vermek amacıyla diyanet gözetiminde olsun veya olmasın kurslar açıldığını görmekteyiz.

Diyanetin kurslarının eti budu belli diyebilirsiniz.

Ya özel kişi ve kuruluşlar tarafından açılanlar.

Bunları da maddi kazanç elde etmek isteyen kişi ve kuruluşlar ile farklı amaçlar için açılan kurslar olarak ikiye ayırmak mümkün.

Kur’an-ı Kerim ve dini bilgiler öğretilmesi amacıyla gönderdiğiniz çocuklarınızın ehil olmayan hatta kasıtlı olan eller vasıtasıyla nasıl yönlendirildiğini hep birlikte gördük geçmişte.

Bunu sadece fetö yaptı da demiyoruz.

Veya bu günlerde sadece adı mitö ye çıkan şaklabanlar tarafından da düzenleniyor demiyoruz.

Daha pek çok adı ve örneği var sahih İslam dışı oluşumların. 

Şimdilerde Fetö’ye rahmet okutturacak şekilde yaz kurslarını açıldığını görmek mümkün.

Özellikle de ilköğretimi bitirmiş kız çocukları için.

Kur’an-ı Kerim ve dini bilgiler öğretme adı altında çocuklarımızın ailelerinden ve çevrelerinden öğrendikleri dini bilgilerin İslam olmadığı hatta şirk dini olduğunu söyleyen kişi ve kuruluşların televizyon, gazete ve derilerinden sonra yaz kursları da var artık.

Hem de çocuklarımız yanlış kişi ve düşüncelerden koruma amacıyla beyinlerinin yıkandığı özel servisli ve yatılı kursları var.

Bundan dolayı çevremizi ciddi ciddi uyarmak durumundayız.

Ellerine aldıkları yerli ve yabancı müsteşriklerin Kur’an mealleri üzerinde birkaç söz cambazlığı yaparak meal yazdığını ya da yüzyıl öncesinde bir İslam âlimi tarafından yazılan tefsirdeki ifadeleri kendi indi düşüncelerine göre tevil etmek suretiyle tefsir yazdığını iddia eden kişi ve kuruluşların düzenledikleri kurslara emanet edilmesin çocuklarımız.

Ya da tam tersine bir yıldır derslerle ve kurslarla boğuştuktan sonra tatil döneminde dinlenmeyi hak ettiler diyerek ellerine verilen tablet ve bilgisayarlardaki oyunlarla veya her istedikleri zaman ve istedikleri yerde internet ortamına ulaşmayı sağlayan akıllı telefonlarla çocuklarımızın aklı heder edilmesin.

Çünkü milletimizin ve memleketimizin düşmanı olarak bildiğimiz stratejik ortaklarımız ve dostlarımız olan devletlerin nihai hedefleri çocuklarımızın maddi ve manevi hayatlarını yok etmektir.

Bundan dolayı çocuklarımızı boş vermeyin diyoruz herkese.

Dünyaya geldikleri andan itibaren içine koydukları cıva, alüminyum gibi maddeler veya domuz yada insan geni gibi dinen yasak olan şeylerle daha hayatlarının ilk yıllarında sağlık yönünden zehirledikleri gözbebeğimiz olan çocuklarımızı ileriki yaşlarda ise ahlaken zehirlemek istedikleri açık seçik görülmüştür.

Filmlerle ve dizilerle çocuklarımıza takip edilmesi gereken önemli kişiler gibi takdim edilen kimliksiz ve cinsiyetsiz artistlerle oluşturulan algı yönetimi sonucunda önce yaşayış sonra da ahlaken pek çok çocuğumuzun iğfal edildiğini gördük hep birlikte.

Adına sosyal medya denen internet ortamlarını büyüsüne kapılan çocuklarımız kontrolsüz ve denetimsiz kaldığı anda seyrettikleri filmler ya da takip ettikleri dizlerdeki karakterler gibi kısa yoldan zenginliğe ulaşmak ve hayal ettikleri görkemli hayatı bir önce elde edebilmek için başta aile olmak üzere kendilerince önemli olan pek çok mefhumdan vazgeçmeyi göze alabilmektedirler.

Yada arkadaş çevresinin gerisinde kalmamak için özendikleri hayat için adını film ve dizilerden öğrendikleri yalanları, tatlı yalanlar, masum yalanlar, küçük yalanlar, beyaz yalanlar olarak görüp kendisine ailesine ve arkadaşlarına yalan söylemeyi herkes için doğru bir davranış olarak kabul edebilmektedirler.

Ahlaki zaafların arttığından şikâyet ettiğimiz bu günlerde en çok dikkat edeceğimiz şey ahlaklı bir nesil yetiştirmek olmalıdır.

Bunu yolu da çocuklarımızı boş vermemekten geçer.

Dileyen buna çocukların özgür iradelerine baskı uygulanmaktadır dese de.