Büyük Kudüs Mitingi'nin verdiği Mesaj
Bir süre önce ABD Başkanı Donald Trump 'Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile birlikte sözde 'Yüzyılın Anlaşması'' diye paçavra anlaşmanın maddelerini açıklamıştı. Kudüs ve Filistin'in kalan bölümlerini de işgal etmeyi amaçlayan sözde Orta Doğu barış planı kapsamında Kudüs'ün, İsrail'in "bölünmez" başkenti olarak kabul edileceğini duyurmuştu. 80 maddelik paçavra anlaşmaya Müslümanlar tepki gösterdi.
Anadolu Gençlik Derneği hemen organize olup aynı gece saat 23.00'da Sarıyer İstinye'deki ABD Başkonsolosluğu önünde Netanyahu ve Trump'ı protesto ettiler. Ertesi gün Saadet Partisi miting düzenleme kararı aldı ve 9 Şubat'ta Yenikapı'da 60 STK'nın da desteğiyle muhteşem bir miting gerçekleştirdi.
Saadet Partisi mitinge başta Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm siyasi parti genel başkanlarını davet ettiler. Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan, MHP ve HDP genel başkanları katılmadılar. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener Hanımefendi katılamamasına karşın yardımcısını göndermişti. CHP, GP, DP, HÜDAPAR Genel Başkanları mitingde birer konuşma yaptılar ki her bir konuşma Kudüs için büyük önem arz ediyordu. Görüşü ne olursa olsun Türkiye'nin Kudüs'ün yanında olduğunu gösterdiler.
Cumhur İttifakı için bulunmaz bir fırsattı aslında bu miting. Kutuplaştırılan siyasi anlayışının giderilmesi ve liderler arasındaki buzların erimesi için bu şansı kullan(a)madılar. Ya da kullanmak istemediler. Gerilim siyaseti bugün oy getiriyor olabilir, ancak toplumun kutuplaşması, bakımından ileriki günlerde halkın arasında problemler çıkmayacağını garanti edebilirler mi? Kaldı ki bugün bile pek çok sorunlar yaşıyoruz bu siyasi anlayış yüzünden.
Tek doğru kendini görerek kendinden olmayanı dışlamak bugün birilerinin işine gelse bile toplumsal barış için ''Tek doğru benim'' anlayışı doğru değildir. Yeri geldiği zaman ''Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde...'' diye demeç veren insanlar bilmiyorlar mıdır ki birlik ve beraberliğe her zaman ihtiyaç vardır. Bilhassa bugünlerde daha çok ihtiyaç vardır hele de tüm Ümmeti ilgilendiren Kudüs söz konusu olunca...
Kudüs ümmetin kalesidir. Kudüs Mekke ve Medine'den sonra Müslümanlar için üçüncü kutsal şehirdir. Kudüs Hz. Ömer'in, Selahaddin Eyyübi'nin, Sultan Baybars'ın, Yavuz Sultan Selim'in emanetidir. Kudüs Müslümanların emniyetidir, dolayısıyla Kudüs'e hakim olan dünya hakim olur.
Kudüs söz konusu olunca CHP'nin Genel Başkan payesinde ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı payesinde mitinge katılım sağlaması toplumsal mutabakata katkı sağlaması açısından büyük bir adım atılmış oldu. CHP adına Kemal Kılıçtaroğlu'nun ''Başörtüsü konusunda yanlış yaptık'' itirafı sonrası Kudüs hassasiyeti CHP algılarını yıkmaya devam ediyor. Bunlar müspet çıkışlardır.
Kim ne derse desin CHP'nin en üst düzeylerde Kudüs mitingine katılması hem ülkemiz için hem de bütün İslam alemi büyük bir kazanımdır.
Yenikapı mitingine gelmeyen partiler gerilim siyaseti ile kendi tabanını elinde tutmak için böyle bir yol izlemiş olabilirler, fakat bu o partilere sadece oy kaybettirmekle kalmayıp itibar da kaybettirebilir. Bu ve benzer davranışlar tarih sayfalarına hiç de olumlu şekilde yazılmaz. Dün gücü kendinde görüp her şeyi söyleyebilenler, her istediğini yapabilenler, güç kendilerinden gidince bugün hiç de hayırla yad edilmiyorlar. Tarih sayfaları böyle niceleriyle doludur. insan affetse de tarih affetmez!
Mitingde gözümüze çarpanlardan biri de İBB'nin miting alanına seyyar mescitler kurmasıydı. Önceki seçimlerde Ak Parti yönetimi metro, metrobüs seferlerini yavaşlatıp lavaboların sularını keserken bu mitingde metrobüs ve metro seferleri olması gereken saatte yerli yerindeydi. Alanda ise lavabolar açık, sular akıyor ve mitinge gelenler tertemiz bulmuştu. Sormak lazım hem Kadir Topbaş'a hem Mevlüt Uysal'a bugün vicdanen rahatlar mı acaba? Siyasi rakip olmak şöyle dursun, bir mü'minin namaz kılmasına engel teşkil etmek nasıl bir ruh haldir söyler misiniz?
'Velhasıl her seçim öncesi Ak Parti kaybederse Kudüs kaybeder diyenler Yenikapı mitingine gelmeyerek kimin kazanıp kimin kaybettiğini görmüşlerdir umarım. Saadet Partili, Ak Partili, CHP'li, HÜDAPAR'lı, DP'li, GP'li... vatandaşlar omuz omuz Kudüs için kıyama durdu o gün. Mitingde oy derdi yoktu, hep bir ağızdan sadece Kudüs için slogan atıldı. Herkes hangi partiden olduğunu bilmediği kardeşine tebessüm ediyordu. Sevgi doluydu yürekler. Hiç bir olumsuzluk yoktu. Davası Kudüs olanın başka derdi mi olurdu?..
Tarihe bir not düşmek gerekirse 'Kudüs kırmızı çizgiliz'' diyenler Mavi Marmara Davası sonrası 2016 yılında Türkiye ile İsrail arasında yapılan anlaşmada başkentler olarak Ankara ve Kudüs yazan ibarenin altına imza atmıştır maalesef. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı'nda yaptığı konuşmasında ''Doğu Kudüs Filistin'in başkentidir'' diye bir ifade kullanması Batı Kudüs'ün de İsrail'in başkenti olduğunu kabul etmesi anlamına gelmektedir! Oysa doğusuyla batısıyla Kudüs Filistin'in başşehridir. İsrail işgalcidir. TRT ekranlarında çocuk yarışmalarında, iftar programlarında Kudüs İsrail'in başkenti diyerek gösterilmiştir ne yazık ki! Bütün bu yaşananları kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.