Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Büyük Kudüs Mitingi'nin ardından

Büyük Kudüs Mitingi'nin ardından

Evvela bir özür ile yazmaya başlamak istiyorum. Bir önceki yazımızda 30 Temmuz'da Yenikapı Alanı’nda yapılacak olan ''Büyük Küdüs Mitingi'' için İETT'nin ücretsiz olacağını duyurmuştuk, lakin İBB araç tahsis etmediği gibi, ulaşımda da oldukça güçlük çıkarttı. Metro ile gelenler için seferlerin, yavaşlatılması, klimaların açılmaması vb. nedenlerden dolayı vatandaşlarımız alana gelmede sıkıntı yaşadılar maalesef! Miting alanında ise lavabolarda suların kesilmesi akıllarda soru işaretleri oluşturmadı değil.

Bunca sıkıntının nedeninin mitingin öncüsünün Saadet Partisi olmasından dolayı olduğunu düşünmek dahi istemiyoruz. Her ne sebeple olursa olsun İstanbul Büyükşehir Belediyesin’ne yakışmadı bu tavır. Mesele ortak değerimiz Kudüs idi. Farklı partilerden bir çok ilçe belediyesi bu miting için araç tahsis ederken İBB'nin bu tavrı vicdanlarda yara açmış oldu.

Bu olumsuzluk dışında yine mitinge katılımın azaltılması için niyeti kötü kişilerce ve gruplarca mitingden günler önce çeşitli şayialar çıkartıldı. Mitingde 'çok kötü şeyler yaşanacağı' gibi uydurma haberler yapılarak, fısıltı gazetesiyle yayıldı. Bilhassa sosyal medya bunun için kullanıldı. Bu konu için troller görevini bir hakkın yerine getirmesine rağmen mitinge katılım herkesin beklentisinin üstünde oldu. Atmosfer hakîkaten de muhteşemdi.

Her siyasi partiden, her cemaatten, her etnik gruptan, her ulustan insanlar akın akın mitinge koştu. Siyahı- beyazı, Arabı, Acemi, Pakistanlı, Sudanlı... gördüklerimiz, göremediklerimiz ile tam bir Ümmet şuuru vardı alanda.

Türkiye'nin dört bir tarafından bu yaz sıcağına karşın, en zor şartlarda elindeki son kuruşu belki de yol parasına veren kişileri görmek, koltuk değneğine tutunarak gelmeye çalışanları, tekerlekli sandalyesiyle katılanları, minnacık bebeğiyle, ihtiyar ana-basını alarak gelenleri görünce insan hayli duygulanıyor.

Herkesin elinde sadece Türk ve Filistin bayrağı olması, alanı bir gelincik tarlasına dönüştürdü. Gelenlerin yüzünde bir umut, yüreklerinde heyecan vardı.

Bizi içimizden ve dışımızdan bölüp parçalamak isteyenlere bu miting dolayısıyla da çok güzel bir mesaj verilmiş oldu. Müslümanların kardeş olduğu ve asla kafire geçit verilmeyeceği gösterildi. Dosta güven, düşmana korku saldı bu miting.

İnsanımız bu hassasiyetini inancından tarihi köklerinden almaktadır.

Allah c.c Kur'an-ı Kerim'de mealen şöyle buyurmakta: ''Mü’minler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun. Umulur ki, böylece siz rahmet olunursunuz.'' (Hucurat/10) 

Peygamberimiz (sav) birçok Hadis-i şerifte:

''Müminler, aralarındaki sevgi, bağlılık ve birbirlerine merhamet ve şefkat duymak bakımından tıpkı bir bedene benzer. Şayet bedenin bir uzvu zarar görecek olursa tüm beden bundan rahatsız olur ve uykusuz kalır.'' Yine, ''Müminler birbirlerine bir duvarın tuğlaları gibi bağlıdırlar.'' (Buhari, Tirmizi)

Peygamber sevdalısı bir halk bizim insanımız.

Mitinge yandaş medya yer vermemiş olsa da, diğer iç basın kısmen yer verdi.

Yabancı basında ise çok ses getirdi. REUTERS, DAILY NEWS olmak üzere İsrail, İngiltere, Fransa, ABD, Tayland, Japonya, Endonezya, Singapur, Pakistan, Ukrayna, Polonya, Hindistan, Katar gibi ülkelerde birçok basın oldukça ilgi gösterdi ve mitingi haber yaptılar.

 TİME OF İSRAİL'in, '' Neyse ki Hükümetten kimse katılmadı'' diye haber yapması ve Saadet Partisi için '' İslami Parti'' ifadeleri ise oldukça dikkat çekiciydi.

Öyle ya da böyle Saadet Partisi ve STK'lar güzel bir organizasyona imza attılar ve ufak-tefek teknik olumsuzluklara rağmen başarı ile üstesinden geldiler.  Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazmiye Gülbaş Arşivi