Bu eğitim-öğretim yılında neler yapılsın?
Bu sene eğitim-öğretim câmiâsı olarak her birerlerimiz öğrencilerimizde; “kimlik-kişilik ve karakter problemi olmasın, onlara hakkâniyet-adâlet-dürüstlük ölçüleri verilsin, estetik-nezâket-şeffaflık ve başarı zevki tattırılsın” arzuluyoruz. Gençliğin ziyân edilmemesi adına en kâmil ve en güçlü gayretler gösterilmelidir.
Bilindiği gibi insan yetiştirmek en zor iştir. Sabır, süreç, ilim, bilgi ve birikim istiyor yanı sıra emek, gayret, fedâkarlık, heyecan, sevgi ve aşk istiyor. Eğitim-öğretime maddi ve mânevî perspektifleri kararak bütüncül olarak bakmak gerekiyor. Eğitimciler öğrencilere aktardıkları bilgi donanımını geçmişten ders alarak, geleceği planlama ufkuyla gerçekleştirmelidir. Yeni nesle ayrımcılık, öznellik, düşmanlık yerine kardeşlik, toplumsallık, bütünlük, muhabbet ve dayanışma bilincinin aşılanması gerekiyor. Yanı sıra kibarlık, hürmet, insana saygı, edep, haya, terbiye, ahlak kavramları içselleştirilerek verilmeli. Yalan, hile, aldatmaca, iftira, dedikodu, gibi çirkin ahlâkî davranışların öğrencilere yerleşmemesi için azâmi emek sarf edilmeli.
İçki, sigara, kumar, şimdilerde zevkine kullanılan uyuşturucu gibi sağlığa ölümcül zarar veren maddelerin kullanılmaması için özellikle liselerde bir dizi çalışma gerçekleştirilmeli. Eğer bunlar bugün yapılmaz ise gelecekte bizi hem âile hem toplum olarak çok ciddi tehlikeler beklemektedir. Öğrencilerimizin bu zararlı alışkanlıkları edinmemesi adına onları o tür ortamlardan uzaklaştırmak gerekir. Cep telefonları, internet ağları, sosyal medya alanları, kötü arkadaş ortamlarına titizlik gösterilmeli gencin dolaştığı zeminler onlara kimi zaman fark ettirerek –sen kontrol altındasın bunu bil mesajı verir- kimi zaman da fark ettirmeden mutlaka denetlenmelidir. Ancak yasaklamak tepki oluşturacağından onların karşısına alternatif uğraşlar sunmak adına çeşitli sanatsal aktiviteler ve okuma zevki çalışmaları önlerine konabilir. Bu seneki Milli Eğitim programında ahlak, şahsiyet, okuma faaliyetleri ve sanat eğitimi üzerinde durulmalı gençler bu tür etkinliklerle meşgul edilmelidir. Yanı sıra ahlâkî ölçüler de bu problemi çözücü mâhiyettedir. Çünkü pek çok sıkıntılı konu ancak ilim, irfan ve mâneviyat eğitimi ile başarılabilir.
Bilhassa günümüz lise gençliğine alt yapıda döşenmesi gereken ilim ve irfan bilgisine ilâveten “satanist, ateist” ve son günlerde popülaritesi yükselen “deist” kavramlarının anlam ve muhtevâsı İslam dîniyle kıyaslanarak mukayeseli olarak ehil zihinler tarafından ders olarak muhakkak verilmelidir. Bugün böyle fikir akımları yoktur diyenler maalesef olduğunu bilmeliler. Deist akımı az da olsa gençler arasında revaç bulduğunu ve giderek artabileceğini dikkate alarak bu yanlışa gençlerin itibar etmemesi için baştan önleyici bilgilendirme çalışmaları Milli Eğitim bünyesinde yapılmalıdır.
Gelelim yazımızın ana-öz temasına; Bilindiği gibi aklı geliştiren, ahlâkı doğru yönde işleve koyan, davranışları güzelleştiren okuldur yanı sıra bunları icra edenler yâni öğretmenlerdir. Okullarda sunulan eğitim-öğretim faaliyetleri -hep dediğimiz gibi- her milletin kendi değerlerine muvafık olmalıdır. Yabancı modellerden azâmi ölçüde kaçınılmalıdır. Bunu derken tabîki evrensel değerler göz ardı edilmemeli onlardan yararlanmalı ama bugüne kadar olduğu gibi tamâmen düz bir taklit mantığıyla da gidilmemelidir. Bu hususta maalesef şimdiye kadar bir başarı haritası önümüze konamadı. Bu sebeple bilhassa eğitim konusunda bin düşünüp bir konuşmalı bu işe ciddi anlamda kafa yorulmalıdır.
Bir memleketin en önemli gücü iyi eğitilmiş gençleridir. Biz artık hızla yenilenen ve gelişen dünyâda üstün nitelikli gençler ve insanlar yetiştirmek zorundayız. Teknolojinin gelişmesiyle pek çok şey bugün yaparak, yaşayarak, uygulayarak öğreniliyor. Bunun keyfi ve ayrıcalığı öğrencilere çeşitli etkinliklerle tattırılmalıdır. Küçük yaşta genç mûcitlerimiz neden çıkmasın? Genç öğrenmeli, görmeli ve keşfetmelidir. Gençlerimize en son teknolojiye göre eğitim-öğretim verilmelidir. Bu hususta öğretmenler öğrencilere iyi rehberlik yapmalıdır.
Diğer yandan öğrencilerimize târihsel donanımlar tâ küçük yaştan başlayarak verilmelidir. Medeniyetimizin beşiği beldelerimiz tanıtılmalı, milli mücâdelimizin geçtiği yerlere öğrencilerimiz götürülmeli oralarda nelerin geçtiği, vatanı savunmak için ne gibi fedâkarlıkların yapıldığı anlatılmalı bu vesileyle onlara milli şuur aşılanmalıdır. Bunlar şükür bugün yapılıyor hatta belediyeler dahi bu güzel çalışmanın içindeler. (Selçuklu Belediyesi buna iyi bir misaldir.) Ancak bu işe daha bir hız verilmesini biz ilgililerden talep ediyoruz. Her il, her bölge her okul bu işi ciddiye almalı. O bölgeleri görmemiş öğrenci kalmamalı.
Yanı sıra her okulda mânevî değerlerimiz, temel kaynaklarımız tanıtılmalı, sâdece İmam-hatip okullarında değil bütün okullarımızda Kur’an öğretilmeli, dînimizin önderi Peygamberimizin hayâtı okutulmalı, hadisleri bildirilmeli hatta ezberletilmelidir. İslam ahlâkının temel özellikleri öğretmenler tarafından bizzat yaşanarak kavratılmalıdır. 20.yüzyılda artık kimse bundan rahatsız olmamalı. İşte bugünkü nesil ortada… Yarının Türkiye’sini inşa edecek çocuklarımıza ahlâkî öğretilerimiz mutlaka verilmelidir. Bundan ülke kazanım sağlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.