Ayşe Aslı Duruk

Ayşe Aslı Duruk

Sonbahar!

Sonbahar!

Uzunca bir zamandır ısıtan rüzgarın içine, soğuk bir nefes gizlenmiş gibi, şimdi. Yüzüme yüzüme bir üfürüyor, içim üşüyor, hafiften. Bu üfürük, bir fırtınaya dönüşecek yakında, biliyorum. Soğuk kar fırtınaları…

**

Yeşil renginin hele, kahverengi ile ne ilgisi var ki, renk çemberinin üzerinde? Oysa, eğer bu zemin bir yapraksa örneğin, yeşil, kahverengi ile el ele tutuşabiliyor, ona tamamen el vermeden önce. Gerçi yeşilin içinden, denizin ve mavinin sularının çekilip, onu sapsarı bırakması var. Sarının da, kahverengi ile olan aşikar ilişkisi, herkesçe meşru ve malumdur, zaten. Neyse, uzun etmeyelim. Sonuçta, bir geçiş, bağlanış ve alıştırma zamanı geldi şimdi: sonbahar mevsimi. Hoş geldi!

Her yılın mevsimi, kendine has oluyor. Bir senenin yazı, başka senenin yazıyla; kışı da kışıyla tam olarak benzeşip örtüşmüyor, dikkat ederseniz. Her biri şahsına münhasır ve kendi özelliklerine sahip olan zaman dilimleri… Bakalım, 2018 sonbaharının kendine özgü ne gibi cilveleri olacak? Kaba hatlarıyla, her yılınkine benzeyen genel özellikleri ise hep aynı kalacak ve zaten onlardan bahsetmekteyiz, şimdi. Kaba hatlardan, o tanıdık, gizli ve soğuk nefesten, yemyeşilin sütlü ve sert kahve tonlarına dönüşünden… Sarı mıydı? Neyse, devam ediyoruz.

**

İki zıtlık -yaz ve kış- arasında bir arabuluculuk görevini üstlenmiş diye, başlı başına bir mola ve hazırlık gibi diye, sırf geçiş ve bağlanışmış diye, güz mevsimine her zaman bir buçukluk ve yarımlık yakıştırıp, hakkını vermiyoruz ona, aslında. Yanlış yapıyoruz. Arabuluculuk işini üstlenmek, başlı başına bir iyi niyet ve güç göstergesidir, çünkü. Özgüveni tam olanlara yakışır bir iştir. Sonbahar olmasaydı, ateşten yanmış ayaklarımızı, buzdan bir zeminin üzerine basamaz; temmuzu ocak edemezdik, ekimsiz. Safhalar ve merhalelere biteviye muhtaç ve mecburuz, yani. Eylüllere ve kasımlara da öyle…

**

İlkin yazının en başında ve daha sonra ortalarında tekrar değindiğim o rüzgar… Yeryüzünce değil de göklerce getirilip sunulan bir nefes ve üfleyiş, yani. En çok ondan alıyorum ben, haberleri. Esişinden, uğultusundan, fısıltısından ve elbette herkese açık bir bilgi olarak sunulan merteorolojisinden. Yeryüzü, gökyüzüne tabi olmamış mıdır zaten, her zaman?

2018’in sonbaharı, güzel hislerle ve anılarla hatırlanacak bir mevsim olur, umarım.

Arabuluculuğuna muhtaç olduğumuz ve bu ihtiyacımızı, olabilecek en düşünceli ve verimli şekilde karşılayacak olan sonbahar, hoş geldin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ayşe Aslı Duruk Arşivi