Mübarek Ramazan ayını gönderdik ya vatandaş arasında biraz mizahi biraz da Bektaşi diyebileceğimiz bir söz vardır ya “MÜBAREK 1 AYLAR GELDİ” diye.

Müslümanlar için kendi hayat biletleri kesilip kabre gönderilmeden önce biletleri kesilecek ilk zaman dilimi bu mübarek 11 aylar olmalı ki akabinde tekrar Kur’an ayı Oruç ayı Ramazan günlerine kavuşulabilsin.

Biletleri kesilip gönderilecek ikinci zaman dilimi ise Kur’an-ı Kerim’siz geçen saatler, günler ve aylar olmalı.

Ramazan bitti bayram geçti diyerek eski günlere dönülmeden önce Ramazan günlerinde daha bir itina ile okuduğumuz Kur’an-ı Kerimli saatler ve günlerin sayısını artırmalıyız.

Her ne kadar Kur’an-ı Kerim’i kitap olarak elimizden almaya güçlerinin yetmeyeceğini anlayan yerli ve yabancı müsteşrikler şimdilerde onu bizden mealen ve hükmen elimizden almaya kalkışsalar da biz Hz. Rasulullah’tan (sav) tevarüs eden nebevi bilgiyle bize ulaştığı şekliyle Kur’an-ı Kerim’i asli haliyle okumaya ve anlamaya çalışarak bu kişilerinde biletlerini kesmiş oluruz.

 Söz Kur’an-ı Kerim’den açılınca nasıl onun hükümlerini heva ve heveslerine uygun hale getirmeye çalışanların biletleri kesiliyorsa, Kur’an-ı Kerim’in ebedi başmuallimi olan Hz. Peygamberimizin (sav) sahih Sünneti ve Hadislerini yok etmeye çalışan meal tüccarlarının da biletleri kesilecektir elbette.

Belki böylelikle ihtimaldir ki bir taşla iki kuşu vurmakta mümkün olabilecektir.

Bayram ayı olan Şevval ayında Hz. Rasulullah’ın (sav) tavsiyesine uyarak 6 gün daha oruç tutmak suretiyle tüm yılı oruç tutarak geçirmiş gibi bir sevaba nail olanlar böylelikle evlerini ocaklarını bir daha geri dönmemek üzere terk edecek olan lüks ve israfın da biletini kesmiş olabileceklerdir.

Aslında yapılan son mahalli idareler seçimiyle bir daha ki seçimlere kadar evlerimizden şehrimizden biletlerini keserek ayaklarını da kestiğimiz siyasetçilerin İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin haksız ve hukuksuz bir şekilde yenilenmesiyle tekraren televizyon ve gazeteler sayesinde evlerimizin başköşelerinde yer aldığı günlerin sona ermesine çok az bir zaman kaldı.

Eminiz ki adaylardan birinin tıpkı geçmişte olduğu gibi bu seçimde de şaibeli veya şaibesiz bir şekilde seçimleri kazandık demesiyle siyasetçilerin bu defa da biletleri kesilmiş olmayacak.

En azından belediye başkan adaylarının sesi kesilecek ama kazanan veya kaybeden partilerin başta il ve işçe teşkilatları hatta iktidar partisinin adayının kaybetmesi halinde ise bakanlardan birkaç tanesinin bile biletinin kesildiğini görecek gibiyiz.

Peki, bu tür siyasetçilerin biletlerinin kesilip en azından uzunca bir süre bir köşeye atılmasını bir faydası olur mu diye düşünenlere deriz ki:

Hayır, hiçbir faydası olmaz millete ve memlekete.

Bu ülkede siyaset böyle yapıldıkça yani ülke kaynakları siyasi ihtiras ve emeller doğrultusunda harcanarak bu uğurda nerede ise adına bindirilmiş kıtalar bile denilebilecek olan basın yayın organlarında yer alan iki dilli ikiyüzlü ahlaksız kişiler ve müfteri attıkları iftiralarında boğulmadıkça ve bir tarafta iktidar diğer tarafta şehir rantları eş ve dosta dağıtılmaya devam edildikçe hiçbir faydası olmayacaktır.

Çünkü gelen gidenden hesap soramaz hatta soramayacak bir haldedir bu ülkede.

Bu durum sadece merkezi hükümette böyle değildir.

Aslında son yıllarda yerel yönetimlerdeki hadsiz ve hukuksuz harcamalar nerede ise merkezi idaredeki harcamaları gölgede bırakmak üzeredir ve bu sebepledir ki yerel yönetimlerdeki afaki harcamalar konusunda hiç hesap soran gördünüz mü diye de sormak hakkımızdır.

Yerel yönetimlerde kendi asli işlerini bırakarak asli olmayan feri işlerle uğraşanlar da olduğu gibi merkezi hükümette bakanlardan bürokratlara kadar asli işlerini bırakarak alakasız işlerle uğraşanların da biletlerinin bir an önce kesilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Belki o zaman başta insan kaynakları olmak üzer bu ülkenin maddi ve manevi kaynaklarını harekete geçirilmesi mümkün olabilecektir. 

Aksi durumda yabancı müstevliler ile ilişkilerini geliştiren yerli müstevli ve müsteşrikler bu ülke insanının biletini kesmekte tereddüt etmeyeceklerdir.

Bunu önlemenin yolu da sadece “Allah (cc) fırsat vermesin” duası olmamalıdır.