Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Bayram gelmiş neyime

Bayram gelmiş neyime

Çocuk olduğumuz yıllardakiler kadar, gençliğimizi yaşadığımız ve hatırladıkça iç geçirdiğimiz eski bayramlar kadar olmayacağını bildiğimiz bir bayram daha geldi gönül dünyamıza.

Ramazan ayı bir rahmet rüzgârı hızıyla gelip geçti gönlümüzden, evimizden, şehrimizden ve dünyamızdan.

Tıpkı geçen senekiler gibi hay huy ile geldi geçti mübârek günler.

Güzel sesli hafızlar aldıkları paralar karşılığında sahne aldı Kur’an okumak için.

Unvanları kendilerinden büyük hocalar ekranları parselleyerek yüksek miktarlara ulaşan paralar karşılığında milleti dini bilgilerle mücehhez hale getirdiler.

Gazeteler ve televizyonlar zaman bu zamandır deyip belediyelerden aldıkları bol sıfırlı paralar karşılığında ekranlarında siyasi reklam yaptılar ramazan programları kisvesi altında.

Dikkat ederseniz hemen herkes bir şeylerin eksikliğini ifade ediyor sözlerinde.

Her geçen sene bayramlar biraz daha tatsızlaşıyor hayatımızda.

Kur’an ayı Ramazan da bile kelimeler ve mefhumları farklılaştırıyoruz.

Kur’an okurken Kur’an’a yabancılaşıyor, teravih namazlarını bir siyasi gösteri malzemesi haline dönüştürmekte beis görmüyoruz.

Hele katılanların sayısının kabarıklığı ile övündüğümüz iftar sofralarımız.

Katılanların yediğinden fazla yiyeceğin israf edildiği iftar sofralarımız.

Veya diğer cenahtan bakarsan kendi cebinden beş kuruş harcamadan şu kadar kişiye iftar ettirdik demenin dayanılmaz hafifliği.

Bunlar içten yani Konya ve Türkiye’den yazılabilecekler.

İslam dünyasındaki iç burkan duruma gelince.

Bayramdan önce boynu bükük olan İslam dünyası Ramazan’da ve bayramda daha da acılı ve hüzünlü.

Yıllardır boynu bükük bir şekilde bayram yaşayanlar bu bayram ümitlerini daha da kaybetmiş durumdalar.

İslam coğrafyasında akan kan oluk oluk akmaya devam ediyor bu yıl.

Suriye’den, Mısır, Arakan, Filistin ve Doğu Türkistan'a kadar uzanan coğrafyada yaşanan zulümler neticesinde geçen yıl üzüldüğümüz olaylar bu yılkilerin yanında hafif kalıyor artık.

Her gün onlarca kişinin hayatını zülüm düzenleri altında yitirmesini mi kanıksadı yoksa?

Siyonist İsrail’in Filistin’de yıllardır Müslüman kanı akıtıyor olması duygularımızın yok olması sonucunu mu doğurdu?

Yüzyıllardır Çin zulmü altında inleyen milyonlarca Uygur Türkü, sadece Müslüman oldukları için Çin hapishanelerinde, zindanlarında hayatlarını kaybederlerken bu defa Mısır’ın çağdaş firavunlarının zulmü idam kararlarıyla hatırlanır olmakta.

Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi ile 121 arkadaşı için verilen idam kararlarına karşı yeterli ölçüde tepki verilmemesi nasıl bir çürümüşlüğün göstergesidir?

Doğu Türkistan’da insanlar oruç tuttukları için öldürülürken Asya’nın diğer köşesi Myanmar'ın Arakan (Rakhine) eyaletinde hükümet destekli Budistlerin zulümlerine karşı Arakan’da insanların derilerinin yüzülmesi resimleri internet aracılığı ile ulaştığı için mi sessiz kalıyoruz acaba?

Çok yıldızlı otellerde açık büfe iftar ve sahur sofraları etrafında toplanmak nasıl bir duygu?

Hilton’dan çıkıp Mescid-i Haram’a ve Mescid-i Nebevi ye gitmekle umre görevini yerine getirmiş olanlar Müslüman kardeşlerine olan görevlerini de yerine getirmiş olurlar mı acaba?

Ramazan ayının madde zenginliği var evlerimizde. Hem de alabildiğine zengin.

Ama ya mana zenginliği ne zaman olacak evimizde, ocağımızda, yurdumuzda?

Yoksa batı emperyalizminin artık Müslümanlar arasındaki savaşları naklen yayınlıyor olması mı bizi hareketsiz kılıyor?

Ramazan ayının ayrılığı içimizde bir burkulma oluşturmuyorsa vah halimize.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi