Ayşe Aslı Duruk

Ayşe Aslı Duruk

Asiye ve Mücahit

Asiye ve Mücahit

Kızının adını Eylem; oğlununkini de Devrim koyan Asiye, adı üzerinde, baş kaldıran ve meydan okuyan bir karakterdir. Asi kadin: asi-ye...
Kocasını da sormayın gitsin. O da savaşkan ve mücadeleci bir yapıda. İsmi Mücahit. Cihat eden kişi, anlamında...
Fakat çocuklarının isimlerinden de anlaşılacağı üzere, okunan meydandan eli daha güçlü çıkmış kadın. Daha dominant olsa gerek. Oysa Mücahit, kızına Sümeyye; oğluna da Necmettin isimlerini vermek istemişti... Olsun. Sonuçya Eylem ve Devrim, Müahit'in öz be öz çocuklarıydı işte. Nasil sevmesin ki?

**
Fakat Asiye ile Mücahit'in 8 yıllık evliliklerine bakacak olursak, ki durumun magazinsel yani asıl burada buradadır, sürekli halde aralarinda cereyan eden güç ve ego savasi, ilk zamanlar içlerinde canlı olan aşk ve sevgi gibi naif ve hoş duyguları çoktan galebe çalıp yerle bir etmiş ve öldürmüştü. Asiye de şöyle bir çıkarım yapmıştı bu durumdan hatta: "30'undan sonra evlenilince, o yaşa kadar karakter özelliklerinde ve fikirlerde çoktan şeklini alıp kemikleşmiş olan bir cok şey, karşı tarafa uyum sağlamayı, bir evliliğin olmazsa olmazlarindan olan uyumlanma sürecini sekteye uğratıyor, hatta eskisinden daha güçlü ve görünür bir hal alan egoyu besleyip palazlandırıyor ve böylece insan kendisine daha çok bağlanıyordu. Eşten kopan bağlar, kişinin kendi üzerinde düğümleniyor ve çatışma da kaçınılmaz bir hal alıyordu böylece." Öyle diyordu.

**
Bir de, en başa tekrar dönecek olursak, kimliklerdeki isimler Sümeyye Eylem ve Recep Devrim diye yazdırılmıştı bir güzel, Asiye'nin haberi olmadan. Tabi Asiye bunu sonradan ögrenince çileden çıkmıştı Zaten lohusa... Kopan gümbürtüyü siz tahmin edin artık. Halk arasindaki 'Lohusanın mezari 40 gün açık kalır sözünü bilirsiniz. 40'ı çıkmayan Asiye de o mezara kendisi girmeden önce Mücahit'i sokacak duruma gelmişti. O derece. Kimlikteki ilk isim göbek adıdır, ikinci isimle hitap edilir diyerek kendini avutmakta bulmustu o da çareyi bu süreçte, ne yapsin? Doğruyu söylüyordu aslı da. Ne var ki, karı ve kocanın içlerinde birbirlerine karşı zaten nicedir bilenmekte olan bıçaklar, özellikle o günden sonra son derece keskinleşmisti artık.

**
Eylem ve Devrim ise, ne mutluydu ki, birbirleriyle çok iyi anlaşan ve birbirlerini çok seven ikiz kardeşler olmuşlardı çocukluk yıllarında. 13 14 yaşlarına gelip akıl baliğ olmaya başlandıktan sonra, anneleri ve babalari arasinda doğduklarindan beri bir türlü bitmek bilmeden süregelen tartışmaları hatta kavgaları kanıksamışlardı. Aldırış etmiyorlardı. Sahi, Asiye ve Mücahit, tek celseye bakan anlaşmalı bir boşanma için daha neyi bekliyorlardı acaba?

**
Belki de Asiye'nin tüm devrimci yapısına rağmen, çocuklarıyla aynı soy ismini paylaşmayı isteyecek kadar anaç bir yapisi vardı, kim bilir? Ya da Mücahit, gergin ve çatışmalı ortamlarda kendini daha rahat hissediyor olabilirdi. Kendi çocukluğunun da tam böyle bir ortamda geçtiğini düşünürsek, psikologlar için gayet açık ve anlaşılabilir bir şeydi bu zaten. Çocukluğa inmek lazımdır ya hep hani... Tam olarak ondan işte.

**
Durumu anlatmak için yalnızca bir çocukların isimleri konusuna değinmiş olsam da, yine de anlatabildim değil mi, günlük ve öylesine konuşmalarda ve konuşmamalarda bile elle tutulacak kadar somutlaşmış bir enerjiydi bu. Mücahit de intikamını, Asiye'yi ilgisiz ve sevgisiz bırakmakla alıyordu yıllardır gerçi. Aşkı hissetmek ve sevildiğini bilmek gibi kadınsal arzuları ise, Asiye, acaba bir şekilde yaşıyor muydu, yoksa, kalbini kilitleyip anahtarı bir okyanusun ortasına mı fırlatmıştı çoktan? Cevabı biliyorum aslında. Fakat belki başka bir yazıda...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayşe Aslı Duruk Arşivi