İnandığı dinin kitabını ve Resulünün (sav)sünnetindeki umdeleri beraber okuduğunuz arkadaşlarla okuduklarımız orada kalmasın eve ve iş hayatına yansısın dediğinizde sokaktaki gerçek hayat kitaplardan farklıdır dediği oluyor mu?

Her söz açıldığında Faizli işlemler Allah’a (cc) savaş açmak olarak niteleyen ve sakın ha faize bulaşma diye akıl veren arkadaşların ihtiyacınızı belirttiğinizde imkânı olduğu halde elini cebine götürmemesi samimiyetsizlik mi, yoksa akıllılık mıdır?

Sizin olmadığınız veya bulunmadığınız bir toplulukta anıldığınızda sizin için 5 vakit namazını kılıyor ve kıldığı namaz hayatına yansıdığı için de asla yalan söylemez diyen arkadaşınızı camiye davet ettiğinizde mazeret üretirse ne diyorsunuz?

Birileri için namaz kılıyor, namazı sebebiyle hiçbir zaman kadın, makam, mevki ile satın alamaz ve rüşvet teklif edemezsiniz dediğiniz bir arkadaşınız için o adaletsiz birisidir denildiğinde tepkiniz ne oluyor?

Böyle arkadaş ve dostlarınız var mı?

Babalarımızın ve dedelerimizin dönemindeki kadar olmasa da hala menfaatsiz arkadaşlık ve dostlukların yaşandığını gördükçe Rabbimize (cc) şükrediyoruz.

Akşamdan sabaha gittikçe artan ve kontrolsüz bir şekilde yaşanan toplumdaki bozulmaları gördükçe de hem kendimiz hem neslimiz hem de arkadaşlıklarımız adına üzülüyoruz.

Sürekliliğini devam ve kontrol edebildiğimiz kolay kurulan ve uzun ömürlü olan arkadaş ve dostlukların yerini kırılgan ve sadece menfaatin devam ettiği sürece devam eden dostluk ve arkadaşlıkların varlığını gördükçe dostluk ve arkadaşlıkların döneminin sona ereceği gibi bir endişe taşıyoruz.

Bazı arkadaşların sevgi ve saygı esaslı olduğu gibi bazı arkadaşlıkların ise merhamet esaslı olduğunu gördükçe de merhamet esaslı arkadaşlıkların sorgulanması gerektiğine inanıyoruz.

Elbette insanın insan merhamet etmesi güzel bir duygudur.

Arkadaşın arkadaşa merhamet etmesi de elbette iyi bir haslettir. Ancak arkadaşlık dostluk söz konusu olduğunda salt acımak yeterli olmuyor diye biliyoruz.

İnsanlıkta merhametin önemli olduğunu kabul etmekle birlikte en az onun kadar hatta ondan daha önemlisi hiçbir ayrım gözetmeden sadece ihtiyaç duyana, ihtiyaç duyduğu şeyleri, ihtiyaç duyduğu anda verebilmektir.

Arkadaşlık ve dostlukta, arkadaşlık ve dostluk kadar hatta bunlardan daha önemli olan mefhum ise yapılan iyiliği asla unutmamaktır.

Arkadaşlık ve dostlukta bu tür davranışlar daha fazla geçerlidir.

Memleketimizi modern bir ülke insanlarını da çağdaş ve modern insan yapma arzusunda olanların dostluk, arkadaşlık ve merhamet gibi modern olmayan duygularının olmadığı gerçeğini göz önüne alarak şunu diyebiliriz:

Modern toplumda bireyler farklı yaşam formlarına sahiptirler ve modern formlar bireyleri daha fazla kırılgan ve sürekli değişim haline dönüştürmüş olduğu için dışarıdan gelebilecek her türlü etkiye açık olan kimlikler akışkan kimlikler oluşturmuştur.

Bunun nedeni modern insanın moderniteden önceki halinden sıyrılıp çıkabilmesi, sürekli değişime uğrayarak ve var olan kimliğini ret ederek yalnızca modern olması ile mümkün olmaktadır.

Hiç tanımadığı bir dükkâna giderek alacağı malzemeyi soran bir kişiye sorduğu malzemeden örnek göstererek deneme kullanımı yaptıran veya alacağı yiyecekten ikram ederek tattıran mahalle esnafını marketlerin büyülü atmosferine kanarak bırakan insanların dostluk ve arkadaşlıklarını da aynı akışkanlıkla değiştirmeleri artık normal karşılanmaktadır.

Geçmişte kişiler arasındaki dostluklar kadar bu memleketin insanları alışveriş yaptıkları esnaflarla da uzun süren dostluklar kurmuş ve yaşatmışlardır.

Mahallenin küçük esnafı ve bakkalını bu sebeple bizim toplumumuz en güvenilir arkadaş ve dostlar olarak aileden biri gibi görmüştür yıllarca.

Zaman değişti ve gördük ki zamanla eşyaların dış yüzeyleri, insanların ise iç halleri değişir ve eskir diyenlere kulak vererek bir masa etrafında beraber Kur'an hadis okuduğumuz, memleket ve dünya meselelerini tartıştığımız insanlar hala var diyorsanız buyurun hem kendimizi hem dost ve arkadaşlarımızı sorgulamaya.

FARKINDA MIYIZ?

Kültürel kimlik kişinin dünyaya ait olma biçimidir. Kişinin kendisini millet, etnisite, ırk, cinsiyet ve din gibi çeşitli kategorilerden oluşan bir grup ile tanımlaması veya ona ait olduğunu hissetmesi anlamındadır.