Zor zamanda zorlu mucâdele
İnsanı hayra veya şerre yönlendiren nefsin ta kendisidir. İnsan kişiliğine yakışmayan yönlerin, düzeltilmesi gerekir. Bu önemli iş, nefsin terbiye edilmesidir. Bugün nefisler alabildiğince beslendiği ve terbiye edilmediği için her türlü insana yakışmayan taşkınlık ve zulümler icra edilmektedir. Halbuki kadim kültürümüzde insan, peygamberler vasıtasıyla hep eğitilmiştir. Geçmişten bu yana insana yaraşır davranışlar, öncü şahsiyetler peygamberler vasıtasıyla topluma takdim edilmiş, insanların da, onların güzel halleriyle hallenmesi istenmiştir. İnsanı, kâmil bir kıvama getirmek için bu terbiye metodu uygulanmıştır.
Ancak son onlu senelerde insan-insan, insan-toplum ilişkilerinde kadim değerler değil de yaşatılmaya çaba gösterilen çağdaş değerler, insanın bütün dengesini değiştirmiş, ahlâkî birikimlerini ifsâd etmiştir. Şurası bir hakikat ki her inanış, kendi değerlerine göre insanını oluşturmak adına çeşitli terbiye sistemleri inşa etmiştir. Bu vesileyle meselâ bizim kültürümüzde mektep, medrese, tekke gibi terbiye ocakları açılmış ve bu müesseselerde çok ciddi birikimle, nice hayırlı hizmetler icra edilerek, pek çok örnek şahsiyet yetişmiştir. Buralardan yıllarca izi silinmeyecek şahsiyet kalitesine sâhip güzel insanlar çıkmıştır. Ve bizler hala onlardan, ne faziletli misaller anlatırız. Onlar seçkin medeniyetimizin, terbiye ocağında şekillenmiş, ender kişiliklerdir.
Peki, neden bugün öyle kaliteli şahsiyetler çıkaramıyoruz? Elbette bugünkü eğitim kurumlarımızda kendi değerlerimizle değil de, el âlemin güdük, sığ, çapsız ölçüleriyle eğitim veriliyor da ondan. Aslında en zor iş, insan terbiyesidir. İnsan terbiyesinde pek çok konunun birbiriyle yakın ilişkisi vardır. Bilindiği üzere, terbiye anne karnında başlar. Annenin evlâdını terbiye işinde onun biyolojik-psikolojik yapısı, zihni ve ilmî birikimi, mânevî ve kültürel değer anlayışı, çocuğunu yetiştirirken çok ehemmiyet arz eder. Evin temel taşı baba, çocuğun yetiştiği ev ortamı, yaşadığı mahalle, okul ve arkadaş çevresi de, çocuğun müspet veya menfi yetişmesinde etkindir. Bunlar yeni yetişen nesillerin şahsiyetlerin şekillenmesinde doğrudan etkisi vardır. Hatta buradan şöyle bir neticeye dahi gidebiliriz; ‘insan yetiştiği çevrenin sonucudur.’ Ancak şu gerçeği de göz ardı etmeyelim, her ne olursa olsun elbette her şey yüce Yaratıcının takdiri çerçevesindedir.
Kişilik oluşumunda insanın seçimleri çok önemlidir. Şu gerçeği aklımızın merkezinde tutalım, insan tercih ettiklerinin bileşimidir. Bâzı şeyler kendi seçimlerimizin dışında olsa bile, insanın kendi hür irâdesiyle seçtikleri, onun şahsiyetinin çizer. Kişi ebeveynini seçemez ama okulunu, eşini, dostunu, işini, sevdiklerini, okuyacağı kitabı, seyredeceği şeyleri, ilgi duyabileceği sahaları, boş vakitlerini nasıl geçireceğini vb. başka şeyleri seçebilir. Fakat fıtrattan beklenen, insanın iyiyi, güzeli, hayrı seçmesidir. Eğer kişinin hayâtında böylesi bir seçim olmuşsa, o hayatta Yüce ve Aziz olan Rabb’i Rahîm’in rahmeti tecelli edecek kişiden doğru davranışlar sâdır olacaktır. Dolayısıyla bu kişinin âkibeti dünya ve ukbâda felahtır. Bunun aksinin sonu ise, hüsrandır.
Günümüzde bu zor zamanda, zorlu olan kişilik terbiyesinde, hızla yaşanan hayâtın genel geçer, ne idüğü belirsiz, kadim ölçülerin dışında cereyan eden çağın akışına, insanın kendini bırakması büyük bir talihsizliktir. Şahsiyetleri şekillendiren eğitmenlerin, azâmi hassâsiyetle, insanı bütünüyle kuşatan çağın şartlarına teslim olmadan, basiret ve ferâsetle, dirâyet ve ustalıkla Cenâbı Hakk’ın yardımıyla büyük bir titizlikle gayret sarf etmeleri gerekir. Gerçekten günümüzün cihâdı budur. Akan selde sürüklenen kütükler misâli olmamak lâzımdır. Ancak ne yazık ki, nerdeyse bütün bir insanlık bu hazin âkibet içindedir.
Kişiliğin terbiye edilme sürecinde, insanın bizzat kendisinin hem tercihlerin de, hem en doğruyu aramada sorumluluğu vardır. Gerçi 18 yaşına gelene kadar ki sürecinde, terbiye işinde görevli olanların dahli vardır fakat artık yaş 18 i geçtikten sonra pek çok şey kişinin kendi mesuliyetindedir. Kişi o zamana kadar kendisine ne verildiyse, ona göre tercih yapar. O vakte değin kişinin özüne güzel birikimler konduysa o yetişkin, hem kendi yaşantısına ve hem toplum hayâtına olumlu davranışlar sunar. Bu sebeple eğitim sürecinde en ufacık terbiye katkısı, önemsiz görülemez. Eğitimin aşamalarındaki çabalar, birbirine bağlıdır. Ve ne konduysa sağlam temeller üzerine oturtulmalıdır ki, kişi ilerleyen yıllarda kaymasın, aslına ters davranışlarda bulunmasın. Ve pek tabi terbiye şekillenirken, veriliş şekli ve sağlamlığı da büyük ehemmiyet arz eder.
O halde şu zor zamanda, kişiliği sağlam oluşturmak, nefsi eğitmek zora tâlip olmaktır. Rabb’im kolay getire. Hayırlı, nurlu, feyizli Cumâlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.