Yüksek faturalar, Seyit abi ve ölüm
FATURALAR DELİRTİYOR
Mesele eve gelen elektrik, su ve doğalgaz parası olunca...
Aklımızın başımızdan gitmesi kadar da doğal bir şey olamaz...
Hele de doğalgaz...
Almış başını gidiyor...
“Dur” diyen yok...
“Hop” diyen de...
Geçen seneki faturalar da yüksekti...
Eyvallah...
Bugünlerde gelen faturalar mı?
Düşman başına...
İkiye katlamış durumda...
Nasıl ödenecek?
Bilemiyorum...
Tuzukuralar bir şekilde öder de, fakir fukara bu işin içinden nasıl çıkacak?
Emekliler ve dar gelirliler...
Allah yardımcıları olsun...
Özellikle de inşaatı yeni tamamlanmış apartman sakinlerinin işi daha da zor...
Onlara gelen doğazgaz faturası, daha da uçuk kaçık...
Sebep?
Ev yeni olduğu için, duvarların ısınması gerekiyormuş!
Eeeee...
Doğalgaz sürekli yanmalıymış...
Yansın...
Tamam...
Peki cepler?
Fakir fukara isyanda...
“Ellerinizi cebimizden çekin, ceplerimize anahtar uydurdunuz” isyan etmeye devam ediyorlar...
Hoş, yapacakları başka bir şey, çalacakları bir kapı yok.
xxx
SEYİT KÜÇÜKBEZİRCİ
Ölenin arkasından söylenir...
“Her ölüm zamansızdır” denir...
Ve her ölüm erken!
Doğru mudur ya da değil midir?
Bilemem...
Sadece şunu bilirim; kabullenmek istemeyiz...
“Ölüm” demek, “ayrılık” demektir...
Hem de ayrılıkların en acımasızı...
Düşünsenize; anneniz ya da babanız...
Veya candan bir arkadaşınız....
Aniden ayrılmış sizden...
Bir sebeple dünyasını değiştirmiş...
Kolay değil, geride kalanlara.
xxx
Konya'nın sevilen, mesleğimizin de duayenlerinden Seyit Küçükbezirci'yi kaybettik...
Sıcak ve dost kişiliği ile çoğumuzun gönlünde bir yer edinmiş ağabeyimiz, dostumuz sevgili Seyit Küçükbezirci'yi yitirdik...
Allah'ın rahmeti üzerine olsun...
Ruhu şad, mekanı cennet olsun...
Gerçekten üzgünüz...
İyi insandı, dost canlısıydı ve gerçekten beyefendiydi Seyit ağabey...
Şu da bir gerçek ki, Seyit ağabey ile uzun uzun oturmuşluğumuz, sohbet etmişliğimiz olmadı...
Meslekle ilgili toplantılarda ya da Cemiyet'in seçimlerinde iki satır da olsa, lafın belini kırar, hal hatır sorardık...
Onun dışında çok muhabbetimiz yoktu...
Tekrar söylüyorum; gönül adamıydı ve çelebi bir kişilikti...
Sevmeyeni nadirdir, ama seveni çoktu...
Farklı bir adamdı...
Konuşması bile yumuşacık olur, karşısındakini incitmezdi...
Lafın kısası; tam bir Konya beyefendisiydi...
Güle güle Seyit ağabey.
xxx
ÖLÜM
Her canlı ölümü tadacaktır...
Ölümün nerede ve nasıl geleceği bilinmiyor...
Dünkü tren kazası gibi...
Hayatını kaybeden 9 vatandaşımız, nereden bilebilirlerdi ki, o trenin ölüm treni olacağını...
Bilseler binerler miydi?
Sadece onlar değil, kimse binmezdi...
Bitmek tükenmek bilmeyen dünyevi arzularımız yanında, “çat” diye karşımıza çıkabilecek bir sondur ölüm...
Dünya'nın bütün çekiciliği ve sarıp sarmalası nafile, çünkü yolun sonu ölümdür...
Kimsenin yarına dair bir senedi küreği yok...
O zaman yapılacak tek şey var; hem dünya, hem de ahiret bilinciyle yaşamak...
Ve en önemlisi de, bu ömür sonlanmadan hem kendimize hem de başkalarına yararlı işler yapabilmek ve arkanda bir eser bırakabilmektir...
Özetlersem; hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahret için çalışmak ve çabalamak lazım...
Bu tren kazasında vefat edenlere Allah'tan rahmet, geride kalanlara başsağlığı diliyorum...
Yaralılara da acil şifaler dilemekten başka diyecek bir söz bulamıyorum.