Kerem İşkan

Kerem İşkan

Yeni denklem kuruyoruz…!

Yeni denklem kuruyoruz…!

Arap, Kürt ve Türk olan üç arkadaş sıcak bir yaz gününde dolaşıp yorulduktan sonra susadıklarını anlayıp birbirine hadi şu üzüm bahçesine girelim de biraz üzüm yiyip susuzluğumuzu dindirelim derler...

***

Derken bahçeye girip gölgede üzümlerini afiyetle midelerine indirirken bahçe sahibi adam elinde bir sopayla karşılarına dikilir;

“Ne yapıyorsunuz benim bahçemde.!!”

Üç arkadaş, bahçe sahibinden özür diler;

 “Çok susamıştık, üzümü görünce de canımız çekti” derler...

***

Bahçe sahibi öfkeli, bunları bir güzel pataklamaya da niyetli…

Ama tek başına da üç kişiye gücünün yetmeyeceğini üstelik üçü birleşse bir tonda sopa yiyeceğini hesap eder…

Hemen aklına bir cinlik gelir… İlk önce Arap olana döner;

“Hadi anladık bunlardan biri benim kan kardeşim, diğeri aynı vatanda öz kardeşim peki sen ne cüretle benim bahçeme girip hırsızlık yaparsın, üzümlerimi yersin” deyip Arap olanı bir güzel pataklar ve bahçeden atar…

***

Bunları gören Kürt-Türk arkadaş, Arap’a atılan sopaları umursamaz ve seyrederler…

Arap’tan sonra sıra Kürt olana gelir...

Bahçe sahibi Kürt’e;

“Hadi bu Türk olan benim kan kardeşim, canım ciğerim o bahçeme de girse helali hoş olsun… Peki, sen ne cüretle benim bahçeme girip hırsızlık yaparsın” deyip Kürt olanı da bir güzel pataklar ve bahçeden atar…

***

Sıra Türk olana gelmiştir... Türk çok rahattır… Her iki olayda da bahçe sahibi tarafından uzun uzun övülmüştür çünkü…

Bahçe sahibi elinde sopa ile Türk’e sokulur;

“Hadi anladık bunlardan biri Arap, diğeri Kürt, bahçeme girip hırsızlık yaptılar peki sen utanmadan nasıl onlarla bir olup hırsızlık yaparsın” der ve Türk olanı da bir güzel benzetir onu da bahçeden def eder…

***

Sonradan bu üç kafadar yedikleri dayağın etkisiyle bahçenin dışında bir kenara yığılmış vaziyette durum değerlendirmesi yaparlar…

Sonuç;

“Biz en başından Arap’ı dövdürtmeyecektik…”

***

Yaşadığımız bölgedeki bahçe sahipleri de bugün aynı taktikle dış politika(!) üretiyorlar… Irak’a ayrı gaz, Suriye’ye ayrı gaz, Kürtlere ayrı gaz vererek tarihsel birlikteliklerini kopararak Ortadoğu’nun en ücra köşelerinde ayrı ayrı dövüyorlar…

ABD seçimlerinde kim başkan olursa olsun, bundan sonra hedefinde Türkiye olacak…

Çok net ortada artık…

***

Türkiye bu gelişmeler üzerine uzun bir aradan sonra ABD’yi karşısına alarak, dış politikada yeni bir denklem kuruyor… Avrasya destekli yeni denklem daha şimdiden batıyı rahatsız etmiş durumda…

Demokrat Parti Başkan Adayı Hillary Clinton seçim çalışmalarında, ‘Başkan olursam’, PYD’yi müttefik kabul edeceklerini ilan etti… Clinton’u seçimlerde lobilerle FETÖ unsurlarının büyük bir çaba ile desteklediklerini artık tüm dünya biliyor…

***

Ya Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Donald Trump kazanırsa…

O da başlı başına ayrı bir felaket

Şansı yok ama kazandığı takdirde o da seçim çalışmalarında Müslüman düşmanlığı ile gündeme geldi… Ortadoğu’nun altını üstüne getireceği konusunda herkes hem fikir…

Yani ABD’de kim seçilirse seçilsin, sandıktan Türkiye düşmanlığı çıkacak…

***

Bu da bize Rahmetli Necmettin Erbakan’ın 2003 yılındaki o tarihi uyarısını akla getiriyor;

“Asıl maksat ya öleceksiniz ya teslim olacaksınız kararının uygulanmasından ibarettir. Afganistan ve Irak'tan sonra Suriye ile sınırlı kalmayacak…

Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye…

Asıl hedef Türkiye'dir…” demişti…

Dediği noktaya doğru hızla koşuyoruz bugün…

***

Şimdi tek duamız yeni denklemimizin bölgede tutması için gayret sarf etmek… Arabı da, Kürdü de yanımıza çekerek onları Batı’ya dövdürmemek…

Yoksa…

Allah esirgesin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi