Rebiyülevvel ayını da bitirdik. İnsanlığın güzidesi rahmet peygamberi satırlardan sadırlara rahmet taşımıştı âdeta yazılarımıza O’nun rahmetinin izleri damlamıştı. Ve yine O’nun rahmet damlaları gönül imbiğimize derin bir huzur ve selâmet damıtmıştı. O güzel Peygamberi yazmak, konuşmak ne güzeldi! Ne mutlu nasiplenenlere!..

Ancak şimdi Mevlâna Hazretleri’nin dediği gibi; ‘A cancağızım artık yeni şeyler söyleme zamânı.’ Evet, şimdi yeni şeyler yazma ve söyleme zamânıdır. Zâten yeni bir aya Rebiyülâhir ayına ve yeni bir seneye girdik. Yeni günler yeni aylar yeni seneler hayrola, iyilikle-güzellikle dola... Yeni ay, yeni sene dünya insanlığının felâha ve selâmete kavuşmasına vesile olsun. Savaşların, zulümlerin, acı ve üzüntülerin bitmesini temin etsin. Önümüzdeki günler bilhassa ağlayan İslam coğrafyasının yüzünün gülmesini, Müslümanların gafletten uyanmasına müjdeler sunsun inşallah diyoruz efendim.

Gidenler gitti sevgili okurlar. Günler, aylar, seneler, ameller, ölçüler, davranışlar… Ahlâkî savruluşlar, değerlerdeki seviyesiz düşüşler, bireysel ve sosyal hayatta serdedilen kalitesiz ölçüsüzlükler bizleri hem bedenen hem zihnen üzüyor, yoruyor. Şu yoğun bir şekilde devamlı devamlı olup duran menfilikler, doğru diye takdim edilen pek çok mantıksızlıklar iflâhımızı kesiyor. Hangisini düzeltsek, nasıl yapsak da bu olumsuz gidişe bir dur desek düşünce anaforu beynimizi zorluyor. Yanlışlıklar arasında kaybolmamak an meselesi!

Bilindiği gibi bizler ahret yolcularıyız ve bu dünyâda bir yolcu gibi yaşamalıyız. Ne diyor âlemlerin Efendisi bir hadisi şeriflerinde; ‘Dünyâda tıpkı bir garip hatta bir yolcu gibi davran.’ -1- Bu kıymetli hadis bizlere sanki şu gerçeği fısıldıyor; ‘Sen bu dünyâda yaşarken tıpkı bir yolcu olduğunu hatırdan çıkarmadan yaşa.’ Hakikat odur ki, vâr olduğundan hiç kuşku duymadığımız ebedî bir hayat bu dünyâda kazanılıyor. Bu sebeple hayâtımızdaki her saniyemiz kıymetlidir. Zira sonsuza dek devam edecek olan hayâtın bütün kazançları tümüyle bu dünyâdan elde ediliyor. O halde boş durmak yok yola devam..

Ayni hadisin devâmında bu gerçeklere işâret var; ‘Akşama eriştiğinde sabahı, sabaha eriştiğinde akşamı bekleme! Sağlıklı günlerinde hastalığın için, hayâtın boyunca da ölümün için tedârikli olmaya bak.’ Yâni; ‘Nasıl olsa hayat uzun daha yapacak çok vaktim olacak.’ Deme böylesi akılsızca bir hatâya düşme. Bil ki, ‘dem bu demdir’, ‘an bu an.’ Bilindiği üzere etrâfımız ateş çemberi. Yarına çıkacağımızın garantisi yok. Diğer Müslüman kardeşlerimizin başına gelenlerle bizlerin karşılaşmayacağı meçhul!

Dedik ya, ‘gün ola hayrola… Temennimiz odur ki, her yeni gün insanlığın ve Müslümanların felâha kavuşmasına sebep olsun.

O zaman yeni bir ayda yeni senede boşluğa düşmek yok, boş oturmak yok vakitlerimizi boş işlerle israf etmek yok. Her gün bizim için ahret azığı toplama vakti gafletten kurtulma vakti hayırlı işlere koşma vakti. Ayni zamanda doğru yerlerde doğru insanlarla birlikte olma vaktidir. Gün ahretimiz için bu dünyâdaki sayılı ve sınırlı ömrümüzü gergef gergef dokuma vaktidir. Haydi, ey Müslüman yeni senede yeni bir silkinişle toparlan daha bir azim ve gayretle geçici hayâtı ebedi saadete çevir.

-----------

1- Buhârî, Rikak, 3