Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Yemeniden Havalı Ayakkabı Sanayisine

Yemeniden Havalı Ayakkabı Sanayisine

Bu da ne demek demeyin. Öncelikle hanımefendilerin türkülere giren örtüsü değil ayaklara rahatlık veren terletmeme yanında terlemeyi alan arkası kapalı açık ayakkabılardan bahsetmek isterim..
Bunun yapılış tarzlarını daha sonraya bırakarak tarihçesine geçelim
Türk soylarından gelerek Osmanlı ve T.C.’nin son yıllarına kadar çok yerde devam ederken yakınlara kadar Gaziantep yörelerinde çokça kullanılan ve turistik olan erkek-kadın ayrışımında değişiklik içindeki “Yemeni” ayakkabılarıdır.
Osmanlının yeniçerilerince bilhassa kullanılan bu yumuşak ve hafif olan tabiri caizse terlik ve tozluk karışımı olan yemenilerin sağlıklılığı atalarımızca ortaya konulmuş olmakta.
Yemeni çeşitlerini özetlersek Şekil bakımından “Burnu Sivri” “Merkup” “Kulağı Uzun” “Eğri isimli” ve “Halebî” olmak üzere 5 çeşitli. Merkup modeli diğerlerinden biraz daha lüks olduğundan genellikle şehirlerde tercih edilir, sivri burunlu olanlar ise fazlaca köylerde giyilirmiş.
Yemenilerin ikinci bir tanımı ise “kısa konçlu, hafif ve kaba, bir çeşit erkek ayakkabısı” olmakta.
Bendenizin bilhassa Konya’da gördüğüm bu çeşit, tabanı manda derisinden yüzü ise sahtiyandan (tabaklanmış ve cilalanmış teke derisi) ibaret tamamen el emeğine dayanan sağlıklı, giyimi kolay bir erkek ayakkabısıdır.
Giyenlerin rahatça giyip çıkarmaları yanında ayak terlemesini önlemeye yarayan arkası olmayan veya olsa da bastırılmış ve ökçesi biraz yüksek olan ayakkabılar da aynı sağlık önemini taşırdı.
Kırk yaşları altında olanların göremediği hatta bilemediği bu yemeniler zamanın genç ve orta yaşlılarında hatta külhanbeyi havasında olanların çoğunluğunca kullanırdı.
Sadece Konya’da mı? İstanbul Kasımpaşa, Eminönü, Fatih semtlerinde yaşayan bu yemenililer Beyoğlu’nda omuzlarına asılmış ceket ve ellerinde şakşak tespihi ile tur atarlardı.
Bu gün giyeni pek görmemekle beraber öğrendiğim kadarıyla İstanbul’da birkaç usta tarafından yapılan bu yemenileri giyenler nerelerde diye düşünürüm.
***
Bunları geçenlerde yazdığım Ayakkabıcılar Fuarı dolayısıyla bu yönde dikkatimi çeken bir oluşumun esasını öğrenmek için gittiğim “Yeni Kundurasılar Sitesi”ne malum her yere otobüs olmayınca minibüsle giderken belleğimden geçiverdi.
(https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Kunduradan_Ayakkabiya_ve_Dunyaya_Acilis_yazi4628.html)
Kunduradan ayakkabıya dediğim yazıda yıllar evveli kunduradan başlayıp ayakkabıcılıkta sanayileşip dünya devleri ile yarışa girenleri anımsatırken…
Bırakın dünün İstanbul ayakkabısını alanlarını İtalyan ayakkabısı alanları bile alıp gelenleri azaltan ve bilhassa İtalyan modelleri ve kaliteli ayakkabı sanayisi ile yarış halinde olan Konya ayakkabıcılık sanayinin durumunu sadece özetleyebilmiştim.
Dikkatimi çeken bir şey daha var. Yeri gelmişken söyleyivereyim.
Kundura kelimesi o kadar yerleşmiş ve unutulamayan bir isim olmuş ki. Kendisi kayıplara karışmış olsa bile!
Ayakkabı sanayi ve toptan satış sitelerinin bulunduğu yerin ismi halen “Yeni Kunduracılar” olmakta. Minibüslerde bile bu isim gidiş geliş yeri olarak yazılı bulunmakta.
Demek ki önceki yazımda “Kunduradan ayakkabıya…” dediğim kadar varmış.
***
Eczacı arkadaşım ortopedik Japonya malı ayakkabılar sergilemiş, “al rahat edersin” diyordu. Fiyatı 200 deyince bizim cüzdan cık deyivermişti.
Fuarda hem de Konya imali ortopedik ayakkabı imalini görünce şaşırmış nereden nereye derken bakmıştım ama özetle anlatmıştım ve ilerde genişçe anlatayım demiştim yazımda.
Fırsat olabilince Kunduracılar Sitesi’ne gittim. Önce yakınımın tamamen zenne dolu geniş salonuna girdiğim de başlarını güzel bir moda içinde örtmüş ve modern giyimli iki hanımefendiye model sunuyordu.
Bak sen ta şehre on km.lik yere ayakkabı almaya geliyorlar diye düşünmüştüm ama bir övünç’üm daha oluşuverdi.
Onlar on km. yerden değil Samsun’dan gelen perakende ticarethane sahipleriymiş.
Düşündüm yine. Fuarda da orada gittiğim birkaç yerde de rastladım. Türkiye’nin her yerinden Konya ayakkabı sanayinden mal almaya geliyorlardı.
Diğerleri haydi neyse de. Ankara İzmir ve bilhassa İstanbul’daki imalatçılara ne oluyordu ki?
Sorduğum bu siparişçiler, Konya imali daha sağlam ve fiyat düşüklüğü dolayısıyla diyorlardı.
Demek ki İstanbul ticaret ve sanayi dukaları ile onların şakşakçısı malum karteller boşuna değildi “Anadolu’da yeşil sanayi yetişiyor çok tehlikeli…” yaygaraları.
Aslında iş kaybetmelerinden doğuyor demek ki. Alışmışlar milleti kazıklamaya ki vazgeçemiyorlar.
***
Ortopedik ayakkabı imal ve toptancısını bulup bir şeyler öğrenmeye çalıştım.
Çok geniş bir işyerinde sıralanmış yüzlerce ayakkabı sergilenmekte idi. Ve resimlerini verdiğim ama belki internette yayınlayamayacak işlemi bizzat gördüm.
Ayak tabanında her basışınızda hava veren pompa yerleştirilirken kesitinde görülebildiği gibi özel dolaplanmış saya altında hava alan ve terletmeyen dana derisinden üretilmiş iç astar, deri astar arasında natürel Lates, bunun altında vizoteks hava alır özelliğe sahip malzeme, parmaklar dolayına gelen gözenekli ortopedik kauçuk sünger ve tabana yerleştirilmiş her basımda kirli havayı dışarı veren pompa. Bunlara ilaveten topuk dikenini rahatlatıcı kauçuk malzeme, iç tabanlık anatomik bulunmakta.
Yazımın reklam olmaması için yapımcı firmadan özür dileyerek ismini yazamıyorum ama kendilerini tebrik etmekten geri kalamam.
Birde ayağıma giyeyim nasılmış deyince kendimi “Sahra da Vaha görmüş” hissini duydum. Hakikaten çok rahatlatıcı ve bastıkça yeller esiyordu ayağınız altında.
Hâlbuki Japon imalinde bunlar yoktu. Sadece ayak tabanı düzeyine göre düzenlenmiş bir hal vardı.
Bir Türk ve hem de Konyalı olarak iftihar ettim doğrusu.
Müessese ilgilisi Sayın Cafer Arslanalp’ten aldığım bilgiler daha bir hayretime sebep oldu.
Konya’da 185 firma var bunu yapan derken yanlış duymayım diye iki kere tekrarladım soruyu, evet dedi.
Hâlâ inanamadığım bu rakam yanlışsa sorumlu Sayın Asplanalp olur.
Ya fiyatlar? Toptancılarda altmış civarında. Perakendeciler ise kendilerine göre yüz ve üzerinde satmakta imişler!.
Demek ki bendeniz bilmiyordum ama benim gibi bilmeyenler duysun düz ayakkabı yerine fabrika gibi çalışan sağlıklı ve havalı ayakkabıya yönlenmeleri kendi bilecekleri iş.
Ayda on bin civarı ayakkabı satarken başladıkları 1995’den bu yana her yıl artarak yükselmiş.
İşte, başarı içinde ilerleyen her yönde ki Konya sanayicisinin ileri adımları.
İyi model ayakkabı için İstanbul’a biz giderken, onları Konya’ya getiren Ayakkabı sanayicilerine takdirlerimi iletmek ister daha ileri başarılar dilerim.
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi