Bazı konular girifttir, çözmesi güç olabilir. İnsanın bilgi-birikim, keskin zekâsı, istidat ve kabiliyeti ile çözülecek derin konulardır. Bunlar kelam ilminin, akait ilminin hatta fıkıhtaki miras hukukunun konuları olabilirler. Böyle konularda işin içinden çıkamazsak ilmine, ameline, ihlasına, takvasına güvendiğimiz bir âlim zata sorar ve ona tabi oluruz. Ama bazı konular da var ki; bunlar net, basit ve avam diliyle su götürmez meselelerdir.

**

Bu basit meselelerden birinin( en genel kapsamlı) başlığı Kur’an dili ve hükmüyle “Kâfirleri dost edinmemektir. Onun bir alt basamağında ise (o da kapsayıcı bir başlıktır) “Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin” ifadesidir. Yani şöyle miydi- böyle miydi demenin bir anlamı yok. Konu gayet net ve anlaşılması basit bir konudur.

**

Hele-hele söz konusu Yahudiler olunca iş daha şedit bir hal almaktadır. Zaten Cenabı Allah Maide Suresi 82. Ayetinde “İman eden kimselere düşmanlık yönünden insanların en çetininin Yahudiler ve müşrikler olduğunu görürsün.” Buyurmaktadır.

**

Şimdi Yahudi âşıklığı (gâvur-âşıklığı) yapmanın bir anlamı yok. İsrail cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un Türkiye’ gelmesini asla istemiyorum, bunu protesto ediyorum. Şunun bunun hatırına, maslahat icabı falan bu iş olmaz, ey Müslüman aklını başına al! Yarın bu vebalin altında kalırsın, kimsenin yüzüne bakamaz, bütün dünyaya ve âlemi İslam’a rezil olursun.

**

Binlerce evsiz, barksız, aç sefil ve her gün öldürülen, dövülen-sövülen hapishanelerde işkencelerle öldürülen Filistinlilerin vebalinden kurtulamazsın. Bir sürü hile ve tuzaklarla Muhammed (asv)’ı öldürmek isteyen (zehirleyerek öldürmek, üzerine duvar yıkarak öldürmek… gibi) kafir Yahudilere ses çıkarmamakla peygamberimizin yüzüne nasıl bakacaksın?

**

Hz. İsa’yı çarmıha gerenler, Hz. Zekeriya ve Yahya peygamberleri öldürenler ve peygamber öldürmekle övünen bu topluluğun cumhurbaşkanı Yitzak Herzok’u ülkesinde görmekten haya duymayan mü’min bu peygamberlerin yüzüne nasıl bakacak! Musa(as)’ın tüm hayatını zehir eden, anasından doğduğuna pişman eden, Hz. Harun (as)’ı rezil rüsvay eden (Samiri’nin buzağı heykeline taparak), Yusuf peygambere zulmeden bu topluluğun parsına-puluna, gazına-tozuna ihtiyacımız yoktur. Bu tip basit dünya menfeatleri için bunlarla dostluk kuranlar peygamberlerle dost olamazlar. Bu topluluk her peygambere iftira atmışlardır. Büyük meleklere hatta Allah’a bile iftira atmışlardır. Hepsinden önemlisi Kur’an Allah kelamıdır. Allah Kur’an’ında Yahudilerin mü’minler için en şedit düşmanlar olduğunu haber veriyor, nasıl Allah’a hesap vereceksin?

**

Hz. Osman ve Hz. Ali döneminde Müslümanları sahabileri birbirlerine düşürüp binlerce sahabenin kanının dökülmesinde de Yahudi’nin parmağının olduğunu unutmayın. Hele-hele o dönemdeki en sapık fırkaların fikri temelinde yine Yahudilerin olduğunun da bilinmesi gerekir.

**

Efendim sen ne yapıyorsun? Ben çarşıda pazarda her yerde Yahudi’ye lanet edip haykırıyorum, Şerafettin Caminin önünde, Şelale Parkında ve diğer yerlerde… Etkili ve yetkili yerlere sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Cenabı Allah’a bu konuda hesap verirken : “Allah’ım gücümüz buna yetti, belki daha fazlasını da zorlasaydık bir şeyler yapabilirdik. Bu kusurumuzdan dolayı bizleri affet!” diyeceğiz. Amerrasülüdeki Rabbenalar ile Allah’ sığınacağız.

**

Bir de her gün, günde en az kırk defa (Fatihayla): “(Allah’ım) bizi sırat-ı müştekime ilet. Kendilerine nimet verdiğin (tüm peygamberlerin yoluna) gazaba uğramış (Yahudilerin) ve dalalete uğramış(Hristiyanların) yoluna değil.” Amin, amin, amin…