Vespa, acı haber ve cemiyete giriş
Gezi günlerindeki yığılan işlemleri halletmeye başladım.
Projesini yaptığım inşaatın kontrollüğü olan şehrin muhtelif yerlerine bisikletle zor ulaşmakta, ertesi günlere kalan olmakta idi.
Java vb. markalı büyük tekerli motosikletleri almaya bütçem yetmiyordu.
İstanbul Caddesi’ndeki bir motosiklet acentesının dış teşhirinde alışık olunmayan yeni bir motosiklet geldiğini gördüm.
Tekerleri küçük oturma şekli bile alışıla gelenler gibi değildi.
***
Merakla içeri girdiğimde satıcı özenle içeri almış bu motosikleti anlatmaya başlamıştı.
“Avrupa’da bunlar kullanılıyor. İtalya ve Fransa’da kulüpleri var.
Bizde küçük tekerli diye ilgilenilmiyor. Hatta alaylı bakıyorlar. Sana vereyim bundan” demişti.
“İyi ama benim bütçe elvermez” deyince. Hemen sözümü keserek…
“Dur sana reklam için alış fiyatına verecem. Ayrıca bedelini de on aya taksim ederek alacam. Nasıl olamaz mı?”
Düşündüm olurdu ama görenler “Bu ne yahu çocuk oyuncağı gibi” diye alay ederler diye düşünmekle beraber ertesi günü karar verip aldım.
Çok da iyi oldu kısa zamanda dolaşırken görenler alaylı bakıyordu.
Motosikleti kullanabilmek için ehliyet gerekiyordu.
Şerafettin Camisi’nin kuzeyindeki ufak bir yerde ehliyet imtihan yeri vardı. Ve heyet başkanı Sanat Enstitüsü Demir Atölyesi Şefi Mustafa Bey’di.
İmtihan o zamanlar çok dar ve eğimli Akyokuş Yolu’nda yapılıyordu.
“Motora bin ileri git geri dön” dediler bana.
O yolda dönüş yoktu. Dönersem ehliyet alamayacağımı biliyordum.
Gidip arka sokaktan döndüğümde heyet Akyokuş’a gitmiş ama sonradan öğrendim. İmtihanı kazanmıştım.
O yıllarda benimsenmeyen küçük tekerlekli motosikletler şimdi doldu kaldı herkes kullanıyor.
Zaman nelere kadir!
***
Bir gün işten sonra eve geldiğimde her gün karşılayan eşim kapıda yoktu.
Meraklandım. İçeri girdiğimde annem odada yatıyor demişti.
Odaya girdiğimde gözleri yaşlı eşim durumu anlattı. Meğer düşük yapmış!
Annem durumu anlattı. O yıllarda elektrikli süpürge veya halı yıkayıcılar bulunmazdı.
Komşular birleşerek ev sahibinin halıları kenarından tutulup kuvvetlice silkeleme ile tozu alınıyordu.
O günde bizim halıları yaparken sen hamilesin yapma ikazına uymayıp bir şey olmaz diye iştirakle halı silkmiş.
Akabinde de düşük olmuş.
***
“Üzülme Allah yine verir” diye teselli ettim. Ertesi günü kadın doktoru bir hanım doktora muayene ile tedavi gördü ama…
Doktor beni bir kenara çekip, “Bundan böyle doğum yapamaz” demesi beni derin üzüntüye sevk etti.
Kendisine bir şey demedim. Sadece Ankara’da işim var senide götüreyim diyerek ertesi gün otobüsle Ankara’ya gidip Mevlut dayı gile misafir olduk.
“Gel seni bir muayene ettireyim Ankara’ya gelmiş leyi” deyip bir profesör hanım doktora götürdüm.
Hayli muayene sonrası “Maşallah sağlıklı durumda” demiş bana da “içeri gel ilaç yazayım” demişti.
İçeride bana “boş yere para dökme uzuvlarında bazı problemler gördüm hamile kalması Allah’a kalmış” deyince ikinci bir üzüntüye düştüm.
Doktor birde durumu rapor haline getirmiş bana verdi.
Ne yazık ki bu konuşmamızı duymuş ve “Ne söylüyor bu kadın” diye bağırmıştı.
***
Oradan ayrılıp Konya’ya üzüntü içinde döndük. Hiç konuşmuyordu gözleri yaşlı idi.
Kendisini teselli ederken…
“Ben senden ayrılamam ama bir kumaya da tahammül edemem…” demesine karşılık. Hemen konuşmasını keserek…
“Bende senden ayrılamam aşkımız bize yeter. Çocuk olması şart değil Allah ne yazdı ise o olur. Bizim kabahatimiz asla değil. Allah’tan ümit kesilmez. Hayırlısı ne ise o olsun. Kendini de Beni de üzme.”
***
Mecburen yaşama devam ettik sık sık felek şarkısını söylerdi ama yapacak bir şey yok.
Bizim birbirimize olan mutluluğumuz yetmekte idi.
***
Bir gün yazıhaneme okul arkadaşım rahmetli Adil ve arkadaşı Şevket Bey gelmişlerdi.
“Bizim Kız ve Erkek Sanat okullarından mezun olanlar için Doktor Lokman Hekim 1935’de İstanbul’da cemiyet kurmuş.
Bu cemiyet Türkiye’nin bazı şehir ve ilçelerinde şubeler açarak çoğalmış. Sonra merkez olarak Ankara’ya taşınmış. Geniş bir kitleye sahip. Mesela büyük sanayi ilçeleri Turhal, Konya Ereğlisi, Karabük, Kırıkkale gibi yerlerde hayli üyesi var.
Cemiyetin adı “Türkiye Kız ve erkek Sanat Okulu Mezunları Cemiyeti” olmakta.
Bizde Konya’da şube açtık sende üye ol…” teklifinde bulundular.
Onları boş çevirmedim üye oldum. “hafta sonu genel kurul toplantımız var. Mutlaka bekleriz.”
***
Bu cemiyete girince hayatımda pek çok değişiklikler oldu.
Gelecek yazılarımda izleriz inşallah…
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Vespa motosikletindeyim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.