Varım Ama Düşünüyor muyum?
Descartes’in çok meşhur bir deyişi vardır, hemen herkes duymuştur. Hatta felsefe derslerimizde defalarca karşımıza çıkmış, çok kere sorulara konu olmuştur.
Nedir o söz; “Düşünüyorum, öyleyse varım!”
Hepiniz hatırladınız, değil mi?
Ama aslında bu sözün devamı da vardır. Almanca metninde de görebilirsiniz tamamını.
Sözün tamamı şu şekilde;
“Düşünüyorum, o halde varım. Benim varlığım beni yaratanın varlığının delilidir! O’nun varlığı benim varlığımdan daha kesindir!”
Bizde kasıtlı bir şekilde yönlendirme hareketi var dikkat ederseniz.
Bilginin dinsizleştirmesinden tutun da yapılan ticaretin meşrulaştırılmasına, işlenen cinayetin haklılığına, atılan dayağın gerekçesine kadar kırmızı çizgi ile çizebileceğiniz hemen her alan bu şekilde işgal edilmiş vaziyette.
Bunu da pekala düşünebilenler anlayabiliyorlar.
Akledenler…
Allah zaten boşuna uyarmamış defaaten Kuran’da “Niçin akletmezsiniz?” diye. Zira biliyor yarattığı kulunun düşünmeyeceğini, akletmeyeceğini, yönlendirmelere kanacağını.
Aslında üzerinde çalışılması gereken bir konu. Özellikle siyasiler üzerinden gidilirse, herhangi bir kaynak sıkıntısı çekmeden, çok rahat şekilde bitirilir bu çalışmalar. Sıkışılan yerde de birkaç kulüp başkanını alırsınız örneklem olarak, iki eser yazacak kadar bilgi elde edersiniz.
İşte biz Müslümanlar olarak “Niçin akletmezsiniz?” uyarısını dikkate almadığımızdan ötürü, diğer bir vaat zuhur ediyor ve “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz!” hadisi gereğince yönetiliyoruz.
Çok meşhurlaşmış sloganik bir cümle var son zamanlarda.
Sayımız 40 olunca Kâbe’ye yürüyecek;
Sayımız 313 olunca da Bedir’de kıyam edeceğiz!
Henüz 1,5 Milyarız.
Gazze’deki katliamın üzerinden 240 gün geçmesine rağmen, ne 50 küsur İslam ülkesinden ne onların yöneticilerinden ne de halkından dişe dokunur bir tepki geldi.
En son siyonistler de dalga geçmeye başladı, “İslam alemi 1,5 milyardan oluşmasına rağmen halen Muhammed Salah’tan tweet atmasını bekliyorlar!”
“İçini boşaltmak” deyimi ile ilgili anlam karmaşası yaşama ya da derste anlamama durumu falan olursa gelecek nesillerde, Müslümanların bugünkü hallerini örnek verecekler zannımca.
Zira bırakın eylem yapmayı, protesto etmeyi, yöneticileri sıkıştırmayı doğru düzgün boykot bile yapamıyoruz!
Nisan ayı ile ilgili ticaret rakamları açıklandı bakın, Türkiye ile israil arasında yine ticaretin devam ettiği TÜİK tarafından yine, yeniden belgelendi. Yaklaşık 300 milyon dolarlık ihracat, 90 milyon dolarlık ithalat.
Bu rakamlarla birlikte, dört aylık toplam ticaret hacmi ise 1,82 milyar dolar oldu…
Yani şimdi artık ne diyeceğiz, kime diyeceğiz.
Bilmiyorum ki…
Bundan birkaç yıl önce bir genel başkan TV programında “Düşünün! Sizden sadece düşünmenizi istiyorum.” demişti.
Ben de artık diyorum ki,
Bak canım kardeşim,
Her şey aşikar meydanda.
Yöneticilerimizin, tacirlerimizin, sözde fikir adamlarımızın, ünlülerimizin dediklerine bakma! Yaptıklarına bak, icraatlerini takip et.
Sosyal medyada bir hikaye paylaşıp akabinde siyonistlere aleni yardım eden firmaların ürün reklamını yapanlara aldırma!
“Ticareti kestik!” denilmesine bakma, devletin kendi resmi kurumu olan TÜİK verilerine bak!
Tamam, hepiniz varsınız.
Paylaşımları yaptınız, yalandan üç beş eyleme de dahil oldunuz. Ecrini alasınız kat be kat.
Ama diğer taraftan tüm bu olanları düşünüyor musunuz acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.