Bir Kurban Bayramını daha karşılamanın sevincini yaşıyoruz. İçimiz buruk da bayramları bayram gibi yaşamamız gerekiyor. Daha dün gibi Ramazan Bayramını idrak ediyorduk. Gündemin yoğunluğundan akıp giden zamanın farkında bile olmadık...

**

Önce Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ardından yeni hükümetin kurulması derken döviz kurlarındaki rekor artışla gündem çok yoğun geçti. Bir gazeteci için zaman mefhumunun nasıl geçtiğini anlamak çok zor..

**

15 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Sanki 50 yıldır gazetecilik yapıyor gibiyim. Türkiye'nin en zor günlerinde gazetecilik yapıyoruz şu an. Hem siyasi hem de ekonomik anlamda gazetecilik mesleği en zor günlerini yaşıyor...

**

Gerek yerel basında gerekse yaygın basında birçok gazete kepenkleri indiriyor. Habertürk Gazetesi gibi dijital medyaya geçenler de var, Radikal gibi tamamen kapatanlar da var. Yerel basında da sıkıntılar çok büyük..

**

Döviz kurlarındaki artış nedeniyle kağıt masrafları da yüzde 50 oranında arttı. Zaten maddi sıkıntılarla boğuşan yerel basın üzerine bir de döviz kurlarındaki artış eklenince durum daha da kötü hale geldi...Allah yardımcımız olsun...

**

Türkiye, son 1 yıldır dış kaynaklı ekonomik bir saldırıyla karşı karşıya. Gezi'de ve 15 Temmuz'da başarılı olamayan dış mihraklar bizi bu kez yumuşak karnımızdan vurdu. Pamuk ipliğine bağlı ekonomimiz Türkiye'nin en zayıf halkasıydı...

**

Yıllardır yanlış yönetilen ekonomi politikalarının bedelini çok ağır ödüyoruz. Tüketime dayalı ekonomi modelinin iflasına şahit oluyoruz. Sadece inşaat yapmakla ekonominin yürüyüeceğini zannetik..

**

Halbuki şu an ülkede 2 milyon konut fazlası var. Bu çok ciddi bir rakam. Yabancılara konut satmak için çırpınıyoruz. Türkiye'den konut alan herkese oturum izni veriyoruz. Parayı betona gömmenin ne anlamı vardı?

**

Fabrikalar kurulsaydı, dışa bağımlılıktan kurtulsaydık daha güzel olmaz mıydı? Yıllardır bir "yerli ve milli" lafı dilimize pelesenk oldu. Ama bütün yerli ve milli projeler sadece lafta kaldı...

**

Toplu iğneyi bile dışarıdan ithal ediyoruz. Altay tankı yaptık diye övünüyoruz ama tankın motorunu bile üretmeyi beceremedik. Altay tankı hala sahalara inemedi. TÜMOSAN üretecekti tankın motorunu ama başaramadılar..

**

Atak helikopterlerini üretiyorduk. Ama onun da motoru ABD'den geliyormuş. Fırtına obüslerini üretiyoruz onun motoru da Almanya ve Güney Kore'den geliyor. Pakistan'da 1,5 milyar dolarlık helikopter sattık ama ABD izin vermediği için satamıyoruz...

**

Ülke ekonomisini aslında dolar vurmadı, israf ve dışa bağımlılık vurdu. Dünyada bizim kadar kamuda israf yapan başka bir ülke yoktur. Makam aracı saltanatı bizden başka kimsede yoktur..

**

Avrupa'da, ABD'de bile bu kadar makam aracı yok. Üretim yok, tüketim var. Plastik kart herkesin cebine girmiş durumda. Her yıl telefon değiştiriyoruz. İsraf diz boyu. Doğru zamanda doğru yerde cimrilik yapmak zorundayız...

**

Salı günü Kurban Bayramını idrak edeceğiz. Kestiğimiz büyükbaş hayvanların bile büyük bir kısmı Uruguay, Paraguay gibi ülkelerden geliyor. Onların samanını Bulgaristan'dan ithal ediyoruz...

**

Tarımda ve hayvancılıkta bile geriliyoruz. Bir zamanlar tarımda ve hayvancılıkta dünyanın kendi kendine yeten 7 ülkesinden biriyken bugün bugdayı Rusya'dan, nohutu Meksika'dan, mercimeği Kanada'dan ithal ediyoruz...

**

Ekonomimizin sağlam olması için yerli ve milli üretime ağırlık vermek zorundayız. Bu sadece sanayi alanında değil tarımda da hayvancılıkta da yerli ve milli olmayız. Gün laf değil, icraat vaktidir. Gün tüketim değil, üretim vaktidir..

**

Tüm Türk-İslam aleminin mübarek Kurban Bayramı'nın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine ülkemize ve tüm İslam alemine huzur ve barış gelir inşallah.   Herkese mutlu bayramlar...