Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Uyarıyı kaale almayanlar

Uyarıyı kaale almayanlar

Son yıllarda bizim milletimizin eskiden titizlendiği hassasiyetlerinin erozyona uğramaya başlaması ile kendilerine yapılan uyarıların eskisi kadar dikkate alınmadığı hatta uyarı yapanlardan rahatsız olduğu görülmektedir.

Bu rahatsızlık zaman zaman öylesine üst seviyelere çıkmaktadır ki uyarıların hangi konuda yapıldığı önemsizdir.

Daha da kötüsü bu uyarıların kim tarafından yapıldığı da artık önem taşımaz hale gelmiştir.

Uyarının dost kişiler tarafından yapılması bile ciddi kırılmalara yol açar.

Dostluklar bu uyarıların şekline ve söyleniş şekline bakılmaksızın küslüklere kırgınlıklara dönüşür.

Karşılıklı yapılan itirazlar ve suçlamalar iki taraf içinde diğerinin yaptığı itirazın yanlışlığı yada kendi yaptığı uyarıyı kaale almadığı iddiası ile sonunda ihanet ile iddiasına kadar varır.

Siyasetin zaman zaman mensuplarının gözlerini kör etmesi sonucunda kişiler partilerini savunmak adına her şeyi kırıp dökmeyi bile göze alır.

Seçim sonrası, aynı şehri, aynı mahalleyi, aynı binayı, hatta aynı ev ve aynı işyerini paylaşacağını, aynı camide saf tutacaklarını bile unutur.

İthamlar yeni ithamları, suçlamalar yeni suçlamaları doğurur.

Sonrası herkesce malum.

Dostlukların tamir edilmesi ve eski durumuna getirilmesi kırılması için geçen zamandan kat kat uzun bir süre ister.

Bu tür uyarıların kaale alınmaması hatta kırgınlıklara dönüşmesini en son Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçiminde yaşadı bu millet.

Örnek mi istiyorsunuz?

Siyasetle ilgilenmeye başladığı yıllarda ABD ve AB başta olmak üzere batılı emperyalist ülkeleri İslam Dininin ve Milletinin en büyük düşmanı olarak görenler geçen yıllar içerisinde uğradıkları fikir erozyonu neticesinde düşüncelerindeki değişiklikler sonucunda dost-düşman kavramında değişik düşünceleri savunmaya başlamışlardır.

Türkiye Cumhuriyetinin  kurulduğu günden bu yana emperyalist düşüncelerinden hiçbir zaman vazgeçmemiş ülkeleri sahte davranışlara dost statüsüne almak nasıl bir yanılgı bilemeyiz ama dost olmadıklarını ve tabir caiz ise torbadaki gerçek yüzlerinin seçimin üzerinde henüz bir ay bile geçmeden ortaya çıkıvermiş olması uyarının ne denli haklı olduğunu göstermiştir.

Siyasette farklı tercihte bulunanların birbirlerini dostça(!) uyarmaları bu kadarla da kalmaz.

Farklı partilerin sadece parti programları yada seçim vaadlerindeki yanlışlıklar ile parti liderlerinin ne kadar kirli çamaşırı varsa ortaya dökülür.

Bu arada Cumhurbaşkanı da olan partinin liderinin “bu seçimde kardeşinize başkanlığı verin. Ondan sonra şu faizle, dövizle, bunla şunla nasıl uğraşılır göreceksiniz." demesinden bir netice çıkmayacağını bilerek uyarıda bulunanlar hain olarak suçlanır ama uyarı gerçekleşip yaklaşık % 50’ye varan örtülü enflasyon gerçekleşince zararın tek taraflı olmadığı görülse de artık iş işten geçmiştir.

Ve üstelik iktidarı savunan muhalif olanlardan daha fazla zarara da uğramıştır.

Ama bizim siyaset geleneğimizde bizim milletimizin dinine, diyanetine ve örf-âdetine uymayan bir “kol kırılır yen içinde kalır” savunması vardır.

“Ülkelerin dostları olmaz, menfaatleri olur” prensibi doğrultusunda Kur’an’da Allah (cc) ve Peygamberleri (as) diliyle lanetlenmiş olan Siyonist Yahudiler hakkında yapılan uyarılar gündeme geldiğinde siyasete başladığı günden bu yana davetli davetsiz en az 16 defa ABD’ye giden ve hemen her gidişinde öncelikle yahudi kuruluşlarını ziyaret etmeyi adet haline getiren parti başkanı ile ilgili bir uyarı yapıldığında ise kavga en üst düzeye çıkarılıverilir ama Siyonistlerden ne menfaat elde edildiği bir türlü açıklanamaz.

Bu uyarının ne kadar önemli olduğu ise seçim sonrası Gazze Şeridinin yoğun bir şekilde bombalanması ile ispatlanmış olur.

Geçtiğimiz seçimde yapılan bu tür uyarıların dikkate alınmamasın sonuçlarını bir kez daha gördük.

Millet olarak biliyoruz ki uyarıları zamanında dikkate almadığımızda hep hüsran yaşadık.

Şimdi önümüzde bir yerel seçim daha var.

Yine hem yerel hem de genel meselelerde dostane uyarılar yapılacak ve korkarız ki yine dikkate alınmayacak ve uyarıları yapanlar belki bir kez daha ihanetle suçlanacak ama seçimden sonra ortaya olumsuzluklar bir bir çıkınca uyarıyı yapanların yüzlerine bakacak hal de kalmayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi