TV dizisi ile şahlanış
Bir önceki yazımızın son cümlelerinden bir tanesi televizyon dizisi seyredeceğim diye Yatsı Namazını cemaatle eda için camiye gitmeyen İmam Hatip Okulu Mezunları arkadaşlarımız var bu ülkede şeklinde idi.
Kaldığımız yerden devam edelim konuya.
Malum televizyon kanallarında bir tarihi dizi furyası devam ediyor.
Zamanın Başbakanının da bir yönüyle tartışmaya katıldığı “Muhteşem Yüzyıl” ile başlamıştı furya.
Her bölümüyle bir önceki bölümünden daha fazla Osmanlıya, tarihimize türlü hakaretler yağdırdığı halde maalesef en çok izlenenler arasında bir müddet yerini korumuştu.
Şimdilerde devamı başka bir kanalda yayınlanmasına rağmen yüzüne bakan var mı acaba diye sormadan edemiyoruz.
Şimdilerde ise devlet kanalı TRT’de 2’si biten 2’si de devam eden tarihi diziler yayınlanıyor.
Birisi kuruluş öncesini diğeri ise yıkılış öncesi dönemi anlatıyor.
Belki önceki dizi kadar Osmanlıya, tarihimize sövmüyor ama gerçek tarihi yansıttığı da çok çok şüpheli.
Malum dizi bunlar.
Her şey aslına uygun olmaz veya dizilerde ancak bu kadar yansıtılabilir gibi bir savunma içinde olabilirsiniz.
Ama bu tavır bile bizim inancımıza ve tarihimize hakaret anlamına gelir.
Uğruna cemaatle namazı bile terk ettiğimiz kuruluş öncesi dönemi anlatan dizide mesela hiç cami ve cemaatle namaz yok.
Kadınların kılık kıyafetlerinde tesettürden eser yok diyecek kadar yanlışlıklar var.
Abdülhamid Cennetmekân ise döneminin anlatıldığı dizide bir taraftan eli İngiltere kraliyet sarayının en mahrem belgelerine kadar uzanan bir Osmanlı Padişahı olarak takdim edilmeye çalışılırken diğer taraftan kendi sarayında olan bitenden haberi bile olmayan bir zavallı durumuna düşürülmektedir.
Dahası Abdülhamid Han Merhum bir taraftan Kraliçenin elçisini tokatlarken diğer taraftan modern(!) favorili Eniştesinin ve yeğeninin olanca ihanetini fark edemez bir durumda sunulmaktadır.
Bu arada adını anmayı unuttuğumuz devlet kanalında yayınlanan ve 31. Bölümü ile final yaptırılan bir dizi daha var.
“Sevda Kuşun Kanadında” adlı 1968’li yılların öğrenci olaylarının ve olayları organize eden devlete egemen olan kişilerin ön plana çıkarıldığı bu dizide göründüğü kadarıyla tarihi dizler kadar olmasa da o dönem olayları milli(!) bir gözle anlatılarak bir taraftan MTTB camiasının diğer taraftan ise Ülkü Ocakları mensuplarının gazını aldı.
Yıllardır Hollywood filmlerine ve yabancı dizilere olan milli ve dini olan bakış açımızı adı milli olan tarihi dizilere karşı da korumak durumundayız.
Kendimize, ailemize ve çocuklarımıza ilk olarak soracağımız soru şu olmalıdır.
Kimin veya kimlerin kurduğu kanalda kimlerin kurguladığı filmi veya diziyi seyrediyorsun?
Modern zamanlarda artık iyiden iyiye ortaya çıkmıştır ki kimse boşuna milyarlarca para harcayıp film veya dizi yapmıyor.
Her tarihi filmin ve özellikle de tarihi dizilerin tarihi olayları tarafsız bir gözle ve birebir anlatmak yerine insanların kafalarında tarihi dönemleri diziye para verenlerin istediği doğrultuda yeniden kurgulamak ve seyircilere tarihi istedikleri doğrultuda yorumlatmak istedikleri gerçeği apaçık ortadadır.
Bu Amerikalı bir eski askere Afganistan’da cihad yaptıran Hollywood sineması da olsa böyle, Battal Gazilerle başlayıp Ertuğrullara gelen Türk sinema ve dizi sektörü de olsa böyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.