'Zehir' gibi olduk…!
Selçuklu’nun ari duruşu,
Gelenekçi yapısı, İslam’la samimi ilişkisi,
Zarafeti, her alanda Türk refleksleri, bir tohum gibi gittikleri yere taşıdıkları devlet sevgileri tarih boyu ön plana çıkmıştır…
Osmanlı’nın özellikle dışardan devşirme saray elitlerinin tarih boyu Selçuklu mirası ve bakışı ile ilgili derin kaygıları ve kavgaları hep olmuştur…
Aynı bugünkü gibi…
Tarih boyu her dönem bin bir gayretle parlamaya çalışan SELÇUKLU YILDIZI söndürülmeye, görmezden gelinmeye, siyasetin tabiriyle sürekli zaman içinde ‘demlenmeye’ bırakılmıştır…
***
Osmanlı’nın, Selçuklu Payitahtı Konya’ya yüzyıllardır mesafeli bakışı, Cumhuriyet hükümetlerine de yansımıştı… Buna rağmen tarihin akışı içerisinde Konya düzenli periyotlarla çabasını hep korumuş, kısa süreli de olsa, gücün dağıtıldığı o masaya oturmayı başarmıştı…
***
Cumhuriyet tarihinde, farklı zamanlarda, Anadolu bakışını önceleyen iki başbakan çıkartmış;
Biri (Prof.Dr. Necmettin Erbakan) Post Modern Darbe ile…
Diğeri (Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu) Dost Modern Darbe ile…
İkisi de masadan uzaklaştırıldılar…
***
Şu içinde bulunduğumuz döneme bir göz atacak olursak şayet;
Onca desteğe,
Onca oya,
Onca coşkulu alkışa,
Onca karşılıksız gibi görünen sevgiye rağmen,
Tarihte de sıkça başına geldiği gibi Diyar-ı Konya yine ‘yalnızlığa’ bırakıldı…
Yani siyaset diliyle ‘demlenmeye’
***
Son dönem, bir tek bakanlık verilmedi…
Konya doğumlu;
Onca vali,
Onca genel müdür,
Onca müsteşar,
Onca rektör buhar olup uçtu sanki…
Yukarıda saydıklarımızdan bir avuç Konyalı kaldı sadece…
***
‘Deme’ bırakıldık…
Şimdilerde bu uzun demlenmenin sonucu olarak ‘zehir’ gibi olduk…
Birbirimizi acıtıyoruz…