Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Türkiye susacak mı?

Türkiye susacak mı?

Dost- düşman şöyle diyor: Türkiye artık eski Türkiye değil; karşımızda yeni Türkiye vardır. Böyle olunca Türkiye’yi susturmak kolay olmayacak demektir, susturmak isteyenler belki de kendileri susacak. Durum bunu gösteriyor.

İş adamı ve eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar bir soru üzerine CNN Türk’te geçen pazar günü mealen şöyle diyor: ABD güvenilmez bir ülkedir, Türkiye eski Türkiye değil, dün biz ABD karşısında susuyorduk, bir şey diyemiyorduk, şimdiki yönetim susmuyor. Cumhurbaşkanımız her şeye hâkim, haksızlıklara karşı sesini çıkarıyor, güzel bir kadro kurmuş, kadrosu kendisini destekliyor.

ABD’nin Türkiye’yi susturmak için FETÖ’nü ileri sürmesi, PKK gibi terör örgütlerini silahlandırıp üzerimize salması, PYD / YPG’yi silahlandırması, DEAŞ’ı bahane ederek Dakka’ya kadar işgali yetmedi. Şimdi de “Reza Zarrab davası”nı ileri sürdü. İçerden de CHP Genel Başkanı’nı harekete geçirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesi ve yakınları hakkında yurt dışındaki hesap iddialarını ileri sürdü.

Bakacağız, neticede kim kazanacak, göreceğiz inşallah. Haklı olan kazanacak. Halife II. Abdulhamit Han zamanında oynanan oyunlar aşağı yukarı şimdi de oynanmaktadır. O zaman İngilizler başrolde idi. Kerkük petrolünü elde edebilmek ve Osmanlı’yı parçalayabilmek için içerdeki Yahudi tebaa ve Saraya yakın olanlarla işbirliği halinde idi. Sonunda II. Abdülhamit tahttan indirildi, İttihatçılar devleti ele geçirdi. Koskoca İmparatorluğu dağıttılar, elimizde sadece Küçük Asya kaldı. Bunu da elimizden almak için Batı türlü oyunlar peşindedir.

SSCB’nin Türkiye’den boğazları ve doğu vilayetlerimizden bazısını istemesi üzerine soluğu NATO’da (1951) aldık. Şimdiye kadar NATO’nun şemsiyesi altında susan Türkiye hakkını son yirmi yıldır aramaya başladı, bu arada ekonomik bakımından ve askeri yönden güçlenen Türkiye ben de varım, dedi. İşte bu sebeple içerdeki ve dışarıdaki AKBABALAR Türkiye’nin üzerinde uçuşmakta ve bir fırsatını bulup, Türkiye’nin üzerine çullanmak istemektedirler.

Bu sebeple Türkiye bürokratlarını yeniden gözden geçirmeli, halkın istemediği ve düzenli çalışmayan proje üretmeyen bürokratları, Belediye Başkanları’nı ve İl Başkanları’nı görevden vakit geçirmeden almalı, yerine çalışkan, proje üretebilen halkın sevdiği ve saydığı kimseler iş başına getirmeli. İşi gücü fitnecilik olan, rant peşinde koşan, Karunlaşma yolu arayan bürokratlar (böyle bürokratların küçümsenmeyecek kadar olduğunu duyuyoruz) işten bir an önce el çektirmeli, sanayiye, tarıma ağırlık verilmeli ve Türkiye yoluna devam etmeli.

Türkiye, bu şekilde hareket ederse AKBABALAR Türkiye’yi susturamayacaklardır. Çünkü “Reza Zarrab davası” da, Kılıçdaroğlu’nun ileri sürdüğü iddialar da siyasidir. Mesele Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Abdülhamid’i tahtan indirdikleri gibi indirip Türkiye’yi susturmak istemektedirler. Kısacası Türkiye’yi ABD’nin yedeğinde yaşayan ve bölgede onun jandarmalığını yapan bir Türkiye haline dönüştürmek istemektedirler.

Reza Zarrab sanık iken tanık olmasının sebebi araştırılmalı. Bu insan ABD’ye neden gitti, kim götürdü? CİA ajanı olup olmadığı da araştırılmalı. Unutmayalım ki “Güven teftişe mani değildir.” Türkiye’nin zaaf noktası, herkesi kendisi gibi bilmesi, atalarımızın zaafı da buydu, atalarımız da herkesi kendisi gibi bilirdi, mazlumu korur, haksızlığa uğradığını sandığını bağrına basardı…

Türkiye bildiği yolda emin adımlarla ilerlemeli, AKBABALARA pabuç bırakmamalı, çünkü onlar fıtratı gereği leş peşindedirler. Afganistan’ı Bosna- Hersek’i, Irak’ı ve Suriye’yi ne hale getirdikleri ortadadır.

Sonuç olarak diyoruz ki, ABD, Türkiye için çok tehlikeli bir ülkedir, dikkat edilmeli ve susmamalı, sustukça bu akbabanın üzerimize geleceği unutulmamalı. Bu arada bürokrasimizin yeniden gözden geçirilmesi de unutulmamalı. Hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi