Girmeli ki ABD’yi Afrin’den sonra Münbiç’ten de çıkararak, Fırat’ın doğusuna atmalı, akabinde oradan da atıp Afrin, Kandil ve Rakka üçgeni içinde sulhu sağlamalı. Sonra zalim ve diktatör Esed’i devirip, Suriye’yi Suriye halkına teslim etmeli.

Türkiye, işi burada bırakmamalı, Suriye’nin garantörü olmalı. Böyle hareket ederse, ABD’nin Suriye’yi işgal etme planı suya düşmüş olacak ve Irak da emperyalist ve zalim ABD’nin sömürüsünden kurtulmuş olur.

Malumunuz, ABD, 2003 yılında Irak’ı, bu ülkede nükleer silah vardır, diye işgal etti. Sonra da bunun yalan olduğunu kendisi açıkladı. İşte ABD böyle yüzsüz ve haydut bir devlet olduğu ortadadır. Akabinde Suriye’yi işgal edecekti. Türkiye’yi ikna edemediğinden dolayı olmadı.

ABD, Suriye’de Arap baharı dalgasıyla iç karışıklık çıkardı, ÖSO’nu destekleme kararı aldı. Sonra vazgeçti.  PYD /YPG / PKK seküler bir düşünceye sahip olduğu için bu terör örgütünü destekledi. Kendisinin kurduğu DEAŞ terör örgütünü bahane ederek, Rakka’yı ve  Afrin’i işgal ederek  Akdeniz’e açılmak istedi. Nihai hedefi Türkiye’yi işgal etmekti.

ABD, 25 ve 27 Aralık ayında bir netice alamadı, 15 Temmuz askeri işgal hareketi girişimiyle de bir netice alamayınca, Türkiye’nin güneyinde bir terör ordusu oluşturarak aziz milletimizi dize getirmek istedi.

Bu tehlikeyi gören devletimiz harekete geçti ve Afrin’e girdi. ABD, Türkiye’nin Münbiç’e girmemesi için gözdağı vermektedir. Diyor ki: “Münbiç’te ABD askerleri var, güvenliği nedeniyle endişe duyuyoruz.” Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan şöyle cevap verdi: “Islanmak istemiyorsanız yağmurun altında durmayacaksınız."

Türkiye kararlı; diyor ki: “Güneyimizdeki terör koridorunu tamamen temizleyeceğiz.”  Yani demek istiyor ki; Afrin, Kandil ve Rakka üçgeni içinde sulhu sağlayacağız.  Bizde aynısını söylüyoruz. Geçen haftaki yazımda da böyle demiştim.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bu gerçekleri bilmiyor ve görmüyor mu? Afrin’deki operasyona ilişkin TBMM'ye gönderdiği mektupta; “Savaş istemiyoruz” diyor. Bazı yazarlar da bu paralel de yazı yazıyorlar. Savaş istemiyoruz, garibanların çocukları ölüyor!  Türkiye ÖSO’yu değil, Esad’ı destekleseydi böyle olmazdı. Yani hükümetin Suriye politikası yanlış demek istiyorlar.

Hükümetin dış politikası eleştirilebilir; fakat eleştiride samimi olunmalı ve gerçekler çerçevesi içerisinde olmalı. Suriye’yi karıştıran Türkiye’mi? Yukarıda izah ettik.  Halkını katleden zalim Esad’ı desteklemek, zulme destek olmak değil de nedir? Mazlum halkın tamamı katledilsin mi? Seyirci mi kalalım?

Yahu siz neden anlamıyorsunuz? ABD, Irak’ı sudan bahanelerle işgal etmedi mi? Akabinde Suriye’yi işgal edecekti, olmadı. Suriye’de karışıklığı çıkartan odur. Neden ABD’ye gıkınız çıkmıyor? Biz söyleyelim: Erdoğan düşmanlığı. Hükümet, güney sınırında başarılı olursa gitmez başımızdan, demek istiyorsunuz.   Böyle saçmalık olur mu?

Gözünüzden atın şu at gözlüğünü. Bakın Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 2003 yılında  Türkiye’yi uyardı: “Yahudi lobisinin etkisinde olan Haçlı-Siyonist ittifakı, Arz-ı Mev'udu İsrail'e katma planı çerçevesinde Suriye'nin derhal işgal edilmesini istiyor.”

Ey gafiller! Türkiye’nin Suriye’de işi ne? Savaş istemiyoruz, diyorsunuz. Suriye ve Irak’ta sadece ABD bulunmamaktadır. Batı’da oradadır. Türkiye’nin başarısız olması ve can kaybının çok olması için Fransa, SDG üzerinden YPG'ye destek vermeye başladı. Almanya da destek veriyor: “Türkiye'ye, tanklarımızı kullanmayın” diyor.  Türkiye şöyle cevap verdi: “Türk Devleti, tankları tiyatro sahnesinde kullanmak için almadı.”

Pentagon, Türkiye ile ortaklığın devamından yana değil; stratejik ortaklık geçmişte kaldı, diyor. Biz elimizi çabuk tutmaz, Münbiç’i alıp, ABD’yi Fırat’ın doğusuna atmazsak, akabinde oradan da çıkartmazsak emin olun ki ABD fırsatını bulduğu an Türkiye’ye saldıracak.

Şimdi soruyorum barış çanları çalanlara! Savaş yanlısı kim? Savaşa karşıyız, diyenler, dolaylı yoldan ABD’yi desteklemiş olmuyor mu?

Siz isteseniz de istemezseniz de Türkiye kararlıdır, Afrin, Kandil ve Rakka üçgeni içinde sulhu sağlayacaktır. Hoşça kalın.

DÜZELTME

Sayın okuyucu, 29.01.2018 tarihli Türkiye Münbiç’e girmeli isimli yazımda şöyle demiştim: Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Afrin’deki operasyona ilişkin TBMM'ye gönderdiği mektupta; “Savaş istemiyoruz’” diyor.

 Bu ifade SEHVEN yazılmıştır. Savaş istemeyenler bellidir. Bu konuda Sayın Metin Feyzioğlu şöyle diyor: “TSK Afrin'e girmiştir. Kahraman ordumuzun muzaffer olması için milletçe arkasında durmak zorundayız.”

Sayın okuyucu,  Sayın Metin Feyzioğlu, beni, 01.02.2018 tarihinde aradı bu şekilde bir beyanatının olmadığını söyledi. Bizi arayıp SEHVEN yazılan bu  ifadenin düzeltilmesine sebep olduğu için kendisine teşekkür eder, başarılar dilerim.

Sadık KÜÇÜKHEMEK