TRT Uluslar Arası Çocuk Medyası Konferansı
Geçtiğimiz Kasım ayında TRT'nin organize ettiği, ‘Çocuk Medyasında İçerik Seçimi ve Ekran Süresi Yönetimi’ konulu anne-babalar ve eğitimciler açısından çok faydalı bir konferans gerçekleştirildi. Biraz süreyi geciktirdik ama konferansın muhtevâsı günümüzde bizlere yararlanılacak pek çok veriyi sunması yönüyle oradaki bilgileri siz değerli okurlarımıza duyurmadan edemedik efendim.
Konferans'ın açılış konuşmasını TRT Genel Müdürü İbrahim Eren yaptı. Eren, ‘Çocukların bilgi ile olan iletişimini artık yeniden yorumlamamız gerekiyor.’ dedi. Konferansta medya okuryazarlığı, dijital içerikler, içerik seçimi ve ekran süresi gibi konular tartışıldı. Eren, ‘Çocuk Medya Konferansı'nın Türkiye'de çocuklara özel içerik geliştirmek, üretmek ve tanıtmakla ilgilenen herkes için çok büyük bir önem taşıdığına inanıyorum. Konferansın bir diğer özelliği ise çocuk medyası üzerine uluslararası bir platform olması ve tecrübe paylaşımına imkan sağlaması.’ Olduğunu belirtti.
TRT Çocuk'un, TRT kanalları arasında çok özel bir konuma sâhip olduğunu vurgulayan Eren, şunları kaydetti: ‘TRT Çocuk, çocuk yayıncılığı alanında artık çok önemli ve vazgeçilmez bir marka. Biz çocuğun yüksek yararını gözeterek meseleye çocuk merkezli bakıyoruz. Bu anlamda vizyon olarak TRT Çocuk'un bir televizyon kanalı olmasının çok ötesine geçmiş durumdayız. Kamu yayıncısı olarak da herhangi bir ticâri kaygı gütmüyoruz, TRT Çocuk'a kesinlikle reklam almıyor ve çocuklarımızın tüketici toplum kültüründen özenle uzak tutmaya çalışıyoruz. Çocuklarımızın milli kültürümüzden beslenen, târihini bilen bireyler olarak yetişmesine özen gösterirken aynı zamanda farklı ve özgün içerik üretimine de fırsatlar sunuyoruz. TRT Çocuk olarak yayınlarımızın çoğunluğunun ilhâmını kültürümüzden aldığımız yayınlarla ve yerli yapımlarla oluşturuyoruz. Neredeyse yapımlarımızın yüzde 80'ini yerli yapımlardan, iç yapımlardan oluşturarak hedefimizi gerçekleştirmiş bulunuyoruz ve bu suretle evlatlarımıza, çocuklarımıza kıymetli işler sunmaya devam ediyoruz.’ Açıklamalarında bulundu.
Eren, medya ve dijital cihazların artık hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, çocukların ilgi çekici ekran, medya deneyimlerine dayalı bir dünyaya doğduğunu, ekran karşısında en hassas grubun çocuklar olduğunu dile getiren Eren, şöyle devam etti: ‘Onlara ekranda izlediklerini gerçeklik ve kurgu bakımından ayırt etme becerisini kazandırmak için çok çalışıyoruz. Çocukların kurgulanmış içeriği bilinçli ve eleştirel izlemesini, doğru cevaplar bulabilmesi, doğru sorular sorabilmesi bizim en önemli görevlerimizdendir. Ekran medyasının çocuklar hayâtındaki rolü ekran karşısında geçirecek zaman zarar verici olup olmadığı değişik araştırmalarda sürekli masaya yatırılıyor. En önemli varlıklarımız olan çocuklarımızın medya ve teknoloji akışının ardında kaybolmasına izin vermememiz gerekiyor. Bu cihazlar uygun bir biçimde kullanılıyorsa faydalı olabilir. Ancak hepimiz biliyoruz ki dijital yayıncılık sınırsız bir kaynağa sâhip. Biz de yetişkinler olarak bu düzensiz dijital boşluğa karşı mücâdele vermeliyiz.’ Dedi.
Kendi çocuklarıyla deneyimlerini de paylaşan Eren, çocukların kendilerini buldukları dijital dünyayı değiştirmenin çok zor olduğunu çocukların dijital bir evrene doğduğunu, ebeveynlerin bu evreni kontrol etmekte zorlandığını ancak âilelerin çocukların dijital dünyâda güven içinde gezinmesine yardımcı olabileceğini ve bunun için TRT olarak ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
‘Çocukların bilgiyle olan iletişimini artık bizim yeniden yorumlamamız gerekiyor. Kitap, vazgeçilmezdir çünkü kitap kadar hayal dünyâsını geliştiren başka bir bilgi ve eğlence kaynağı yok. Ama çocuğun buna alışabilmesi için tamâmen uzaklaştırmadan dijital okuryazarlığı öğreterek, sunmamız gerekiyor. Çocuklarımızın dijital büyüdüğü bu dünyâda, ebeveynler olarak dijital kullanımla ilgili sağlıklı kavramları öğrenmelerine yardımcı olmalıyız. Medya kullanımı da diğer tüm etkinlikler gibi makul sınırlara sâhip olmalı. Çocuklara sorun çözme yolları ve duyguları yönlendirmek için başka seçenekler bulma konularının da öğretilmesi gerekiyor. Tüm bu süreçte biz ebeveynler de iyi bir rol model olmak için çaba harcamalıyız.’
TRT olarak kamu yayıncılığı sorumluluğunda hareket ettiklerini vurgulayan Eren; ‘Çocuk yayıncılığının yaşayan ve daima gelişip, güncelleme ihtiyacı gösteren bir saha olduğunun hep farkında olduk. Çözümün bir parçası olmayı hedef seçtik. Çocuklarımız geleceğimizdir, yolları açık olsun.’ diye konuştu.
Ne diyelim güzel çalışmalar! Artarak devam etmesi temennisiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.