Tez sevinen tez üzülür
Sonu beklemek her zaman zordur. Perde ardında gerçeklerin gizlendiği dünyada, perdenin önündekilerden medet umanlar hep hüsrana uğramıştır. Tez-canlılık şimdiye kadar olumlu sonuçlar getirmemiştir.
Ani karar ile isabetli kararı çok ince bir çizgi ayırır. Bu ince çizgi kıldan ince kılıçtan keskindir. Burada bizlerin ayırt edemediği kısım verdiğimiz ani bir kararın çok isabetli olduğunu zannetmektir.
İsabetli karar verdiğimizi düşünürüz hatta verdiğimiz karardan ötürü etrafa beş kilo hava satarız. Sonucun hüsran olduğunun hiç farkında olmadan.
Peki insanlar neden böyle yapar ? İnsanın bedeni ve zihni insanı var eden en önemli etmenlerdir. İnsanoğlu doğuştan bedenini ve zihnini güvenlik altına almak zorundadır. Reflekslerimizi bedenimizi tehlikelerden korumak için kullanırız. Erken sevinçlerimiz de zihnimizi korumaya almak için geliştirdiğimiz bir kalkandır. Karşımızdakinin bizden iyi olabileceği düşüncesine sahip olduğumuzu düşünelim. Fakat o kişi bizim için rakip değil düşmandır. Karşınızdakini alt ettiğimizi zannederken, zihnimiz şüphelere yer bırakmamak ve sevinci doyasıya yaşayabilmek adına bedene gerekli bilgileri gönderir ve sevinç haline geçeriz.
Karşımızdakini düşman değil bizim gelişmemizi sağlayacak bir rakip olarak görmek daha çok şey kazandıracaktır. En küçük faydası kendimizi geliştirmeye olanak sağlamasıdır.
Bazı durumlarda karşımızdakinin mutsuzluğundan bile beslenebiliriz. Başkasının mutsuzluğu bizi mutlu edebilir. Bu durum tıpkı kargaların hali gibidir. Karga kendi pisliğini de yer ama iş lafa geldi mi kimseye laf bırakmaz. Size kendinin en temiz olduğunu inandırmaya çalışır.
Karşımızdakinin mutsuzluğundan emin olmak adına çaba harcayabiliriz. Zihin daha mutlu olmak istiyorum diye emirler savurur.
Hayat, istisnasız tüm duyguları erkenden yaşamak için pek müsait değil. Her şeyin yerini ve zamanını sabrederek beklemek icap ediyor.
Uzun süren maraton koşularının kazananlarının ipi göğüsledikten sonra söyledikleri ilk söz “ Zor oldu ama başardım. “ oluyor. Bunun hemen ardına muhabirler bu işin sırrını sorduklarında “ Baştan sona enerjinizi iyi kullanmak zorundasınız, hızlı başlamak ipi göğüsleyeceğiniz anlamına gelmiyor. “ diyorlar.
Bu durumu hayatımızın her anına uygulayabiliriz. Sınavda soruları hemen cevaplayıp, kontrol etmeye zamanımızın kalmasını isteyebiliriz. Sonuçta zaman kalacaktır fakat dikkatsizliğimiz bize daha çok şey kaybettirecektir. Hayat sınavında da soruları hızlı hızlı yanıtlanırsa, dönüp tekrar etmeye vakit kalmayabilir.
Karşımızdakini dostça bir rakip değil, düşman olarak gördüğümüz her an yukarıdaki hatalara düşeceğiz. Düşman değil de rakip olarak bakmayı deneyelim mi ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.