Psikolojik problemlerden kaçmak işe yaramıyor mu?
Size düşünme denilen şeyi mi daha çok düşünürsünüz ? Herhangi bir şart koşulmadan söylenen bir şeyi mi daha çok düşünürsünüz ? Aslında bu konuda yapılan çok detaylı araştırmalar yok fakat yapılan bir çalışmada bir gruba düşünmemeleri gereken bir nesne söyleniyor. Diğer gruptan ise o nesneyi düşünmeleri isteniyor. İki gruptan düşünmemeleri söylenen grup o nesneyi daha çok düşünüyor.
Bu tarz sorular aslında ters psikolojinin konusudur. Hani derler ya, ne dersem tam zıddını yapıyor. Bazı zamanlarda olumsuz bir durumun olmaması için ya da kötü bir durumu unutmak için bir sürü çaba harcarız sonucunda istenmeyen o durum zihnimize kazınır. Her şey bize onu hatırlatmaya başlar. En sonunda büyür büyür içimizde çığ olur. Biraz önce ki deneyde bahsettiğim birinci grupta olan insanlar ile ikinci grup insanları düşünelim. Birinci grup olağan akışın dışında düşünmemek için çaba harcarken diğer grup her şeye normal akışında devam ediyor.
Kitapçı gezerken gözüme bir kitap takıldı. ‘ Pembe Fili Düşünme ‘ benimde aklıma sizin gibi pembe bir fil geldi. Benden istenmeyen bir şeyi zorla aklıma getiriyordum. Durum şöyle gelişti, “Ne kadar orijinal bir kitap ismi -pembe fili düşünme- pembe fili düşünmemeyi başarabilir miyim ? –pembe fili düşünme- fiyatı nedir ? – pembe fili düşünme- kapağında da pembe filler var –pembe fili düşünme- “
Ben kendi çapımda kitap ile ilgilenirken bir anda bu tarz bir içsel konuşmanın içinde kendimi buldum. Kitabı okudum. Meğer içindekiler düşündüklerimden farklı değilmiş. Ben pembe fili düşünmemeye çalıştıkça pembe fil aklımdan bir türlü çıkmıyordu.
İçimizde bizi sinir eden sesler duyarız. “ Üniversite sınavında yapamazsam ? Kocam beni aldatırsa ? Karım beni gerçekten seviyor mu ? Sevgilim benimle mutlu mu ? Ya bu işten de atılırsam ? Bu iş başvurum da kabul edilmezse ? Bu sefer de beceremezsem ..? “ Bu sorulara veya bunlara benzer sorulara kendimizi kaptırdığımız zamanlar oluyor. Peki ne yapıyoruz ? Sorulara gömülüp kalıyor unutmayı istediğimiz şeyi unutmak yerine daha çok hatırlıyoruz. Sonucunda unutmak şöyle dursun daha kötü bir sonuçla karşılaşıyoruz. Peki ne yapmalı ? Öncelikle bütün problemlerin hayatın bir gerçeği olduğunu unutmamalıyız. Bunları inkar etmek veya tümüyle kabul etmek aynı derecede yanlıştır. Doğru olan bunların olabileceği kadar olamayacağına da aynı seviyede inanmaktır. Size hayatta ki sıkıntıların tamamını unutturacak bir reçete maalesef yok. Var diyene de sakın inanmayın. Çünkü hayatta her şey zıddı ile var olur ve değeri anlaşılır. Mutsuzluk olmasa mutluluğun değeri anlaşılmaz, sorunlar olmasa çözümlerin anlamı kalmaz, nefret olmasa sevgi olmaz ve eksikler olmasa bütünün kıymeti olmaz.
Hayat başarısı, her an mutlu olan, iyi olan, sıkıntısız, problemsiz, dertsiz ve tasasız olmak değildir. Çileye, kedere, mutsuzluğa ve sıkıntılara rağmen hayatı büsbütün kabul edebilmektir.
Hayatınızda pembe bir fil olabilir. Bunu sizden düşünmemenizi isteyebilirler. Her an aklınızda olmasını da emredebilirler. Bırakın hayatınızda bir değil on tane pembe fil olsun. Yeter ki sizin istediğiniz ve izin verdiğiniz kadar olsun. Bazen o pembe filleri büyütün tıpkı dertlerinizi büyüttüğünüz gibi ancak küçültebileceğiniz kadar büyüsünler. Bazen pembe filinizi uçurumdan aşağı yuvarlayın tıpkı başarılarınızla mutlu olduğunuz gibi ancak uçurumdan aşağı inip pembe fili kurtarmak isterseniz bunun içinde vaktiniz olsun. Bir çok pembe fille karşılaştık ve karşılaşacağız. Yapılması gereken pembe file esir olmak değildir. Esir etmekte değildir. Onunla arkadaş olabilmektir. Bazen ders alacağımız bazen de mutlu olacağımız bir arkadaş. Sadece bir arkadaş..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.