Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Tebessümlü Olma Sanatı

Tebessümlü Olma Sanatı

Hayat, insanı esir eden basit hâdiseleri ve birçok meşgalesiyle berâber tüm câzibesiyle insanları çepeçevre kuşatmıştır. İnsan, bir süreyle dahi bunlardan kurtulup şu geniş kâinâtı ve içindeki hakikatleri düşünmeye, araştırmaya vakit ayırsa, ne güzel olur! Zirâ yaşam meşgalelerine dalmak, ruhta alışkanlık ve onlara bağımlılık oluşturuyor. Yaşamın hızlı akışı içinde kaybolan insan, çoğunlukla hayâta boş vererek rastgele bir yaşam kulvarında yürüyor. Gaflet içinde şaşkınca yaşayan insan, ruh yönünü ihmal etmekte ve bunun neticesinde yaşamı içinde karşılaştığı hâdiseleri doğru değerlendirememektedir. İnsanın hayâtı doğru yorumlaması için, iç âleminin beslenmesi zarûridir.

İnsanoğlu çok şeyleri olan bir dünyâda yaşadığından, maalesef nefsi isteklerini bir türlü sınırlayamıyor. Vâr olan her çeşit güzelliğe sâhip olmak istiyor. Meselâ; saray gibi evlerde yaşamak, geçerli bir mesleğe, zengin bir eşe sâhip olmak diliyor. Son model arabaları olsun istiyor. İsteklerin sonu da, gelmiyor. İnsan istekleri yerine gelince seviniyor, gelmeyince üzülüyor. Ama üzülmesi, isteğini oldurmuyor. Neticede bir mutsuzluk ve üzüntü senaryosu ortaya çıkıyor. Tabi bu hal insana kar değil, yaşam dünyâsı adına zarar getiriyor, mâneviyâtı adına da kayıp. Bu yüzden suratı asık dolaşan, tebessümsüz insanların sayısı çoğalıyor.

İnsanın hayâta tebessüm edebilmesi için, aslında o kadar çok şeyi var ki, meselâ; görebilmesi, duyabilmesi, dokunabilmesi, yürüyebilmesi bunlar kişi için ne büyük nimetlerdir! İki gözümüzün olmadığını düşünsek, hayatta bizim için yaratılan onca güzelliğinin farkında olamadığımız bir dünya, ne kadar karanlık olsa gerektir ve bizim için ne anlam ifâde eder! Gözler bizler için, hayâti öneme hâizdir. Görebilmek insanı hayâta tebessüm ettirir. Diğer bir kıymetli uzvumuz ayaklarımızı yok saysak, Mevla korusun hâlimiz nice olurdu? Her türlü hayâti ihtiyaçlarımızı gidermek, hayırlı yerlere gidebilmek, helal yerlerde bulunmak için ayakları kullanabilmek, kişi adına, ne büyük bir kazançtır. İşte bu lütuflar ve ikramlar, insanı tebessüm ettirmeye yeter sebeplerdir.

İnsan sâhip olamadıklarına değil sâhip olduklarına bakarak, her gün yaşamına ayrı bir gülümseyebilir. Dert ve üzüntülerinin yerine, sevinçlerini düşünerek hâline şükredip, hayâta tebessüm edebilir. İnançsız insanların düştükleri bunalım ve stresleri idrak ederek, yüce Yaratıcıya inanmanın sağladığı mânevi kazanımlarla, dara düştüğünde, Kâinâtın Mutlak Sâhibine yönelerek, duâ ve tevbelerle, gönül huzûruna kavuşması mümin kişi için, en samimi bir tebessümü hak ettirir.

İnsanın hayâtı lezzetle yaşaması, o kadar da zor değildir. Sabah kalkıp güzel bir abdest aldıktan sonra, aynaya bakarak kendine gülümsemeyle güne başlamak, eşe, çocuklara gülümsemek, ne büyük bir zevktir! Günün ve hayâtın, olumlu veya olumsuz getirilerinden korkmamak gerektir. Yersiz korkular üretilerek, hayat zehir edilmemeli. Kişi yaşamına tebessümü koyarak, mutlu bir hayat tarzı geliştirmeli. Çünkü tebessüm üzüntüyü giderir, insana pozitif enerji sağlar. Rûhu rahatlatır, gönlü ferahlatır. Kişiye her yönlü zindelik getirir, moralini yükseltir. Aşırıya kaçmayacak şekilde mâkul bir gülüş, elem ve hüznün ilacıdır. Samimi bir tebessüm, insanın iç âlemine olumlu katkı yapar. Tebessüm, insanı güler yüzlü kılar. Güler yüz ve hoş tavırlar, insanı başkalarına sevdirir, Yüce Allâh (c.c)’a yakınlaştırır. Tebessümsüz bir yüz ve asık surat, insanlar arasında nefrete sebep olur, hem de insanı Cenâbı Hak’tan uzaklaştırır.

İnsan tebessümlü olmayı kendine prensip edinmeli. Bu hal onun etrâfıyla güzel iletişimler kurmasına sebep olur. Hayâta güzel bakan güler yüzlü, tebessümlü insanları herkes sever. Dolayısıyla tebessüm, sevgi oluşturur. Kalplere sevgiyle girilir. Sevginin olduğu yerde kin, nefret, düşmanlıklar oluşmaz bu vesileyle insan, birçok sıkıntıyı tebessümlü olması sâyesinde atlatabilir. Böylece yüce Allâh’ın rahmeti tecelli eder. Devamlı hüzünlü, kederli kişilerle bulunmak, insana sıkıntı verir. Ayni şekilde tebessümsüz, asık suratlı kişiler de insanı bunaltır, gönlünü daraltır. Ama tebessümlü, dâima güler yüzlü, hoş davranışlı kişiler ise, insanın yüreğini ferahlatır, gönlünü aydınlatır. Tebessümlü kişi, karşındaki negatif enerjiyi pozitif hâle çevirir. Bu kadar faydasına binen her dem tebessümlü olmaya gayret etmek ne hoş bir davranıştır, değil mi?

Hayırlı Cumâlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi