Taraftar ve Gençler maçı
İnkar edersek günaha gireriz...
Haklarını yemiş oluruz...
Konyaspor taraftarı takımın önündeydi Elazığspor maçında...
Sadece tribün doluluğu ile değil...
Daha önemlisi tribün kültürü ve takıma verdikleri destek ile...
Naklen yayın esnasında ve TV programlarında sunulan övgüler boşuna değildi...
İmajı arttı şehrin ve takımının...
Tabi ki kendilerinin de...
Yürüyen takımı koşuşturmaya neden oldular...
Son haftalarda futbolcularla birlikte onlar da oynamaya başladılar maçı...
Konyaspor'un her gol girişiminde kendilerini Gekas'ın, Djalma'nın, Hasan Kabze'nin yerine koydular...
Hava topuna çıktılar, duvar oldular, 2'ye 1'e girdiler, kaleye şut attılar...
Tribünde olmalarına rağmen, oyuna müdahil oldular...
Ya da rakibin hücum yaptığı anlarda Selim oldular kafaya çıktılar, Kokaloviç oldular ters kademeye girdiler ya da kaleci İtandje olup yüksek toplara çift yumrukla müdahele ettiler...
Kısacası son haftalarda sahaya da indiler...
Konyaspor'u ayağa kaldırdılar...
Ve...
Övgüyü hakettiler...
Örneğin Mesut Bakkal...
“Çok güzel bir taraftar kitlemiz oluştu. Çağrılarımıza cevap verdiler ve herkes tribündeki yerini aldı. Onlara çok teşekkür ediyorum” demiş...
Taraftarın takım üzerindeki etkisinden sözetmiş..
Mesela Hleb...
“Bizi her zaman olduğu gibi muhteşem bir şekilde destekleyen taraftarlarımıza 3 puan hediye edemediğimiz için üzgünüz” diye kendi kendine sitem etmiş...
Hleb ki, Arsenal'da, Barselona'da yüzbinlere top oynamış ve Konyaspor taraftarının desteğine “muhteşem” demişse, “laf olsun” diye dememiştir...
Bir hakkı teslim etmiş...
Eyvallah...
Buraya kadar tamam...
Ama bir de itirazım var...
İtirazım şu...
Bugünlerde 1 TL'ye ihtiyacı olan, parasızlık nedeniyle futbolcuların 20'ye yaklaşan maç başı alacaklarını, aylardır kar demeden, kış demeden, yağmur çamur demeden görev yapan stat çalışanlarının hakedişlerini ödeyemeyen kulübe, taraftarların neden olduğu çirkin, kötü tezahurat ve saha olayları nedeniyle 60 bin TL para ceza geliyorsa, bunun da altını çizmekte yarar var...
Taraftarın bu anlamda da, yani ceza alacak olaylardan kaçınarak kulübe destek vermesi gerekir...
Çünkü, kulübe verilen para cezası, oyuncular ile yönetenler arasındaki makası biraz daha açıyor...
Yönetenlerin oyunculara yapacakları ödemeler federasyona gidiyor...
Dolayısıyla da taraflar arasındaki ipler geriliyor...
Buna meydan vermemek lazım...
Özellikle bugün oynanacak olan Gençlerbirliği maçında taraftarların çok dikkatli, sağduyulu olması ve tahriklere cevap vermemesi gerekir...
Sorun Gençlerbirliği ya da taraftarı değil...
Sorun Ankaragüçlüler...
Ekonomik olarak ayakta durmakta zorlanan Konyaspor'a bugün oynanacak maçtan bir ceza gelmemeli...
Çünkü, yönetimin bu cezayı kaldıracak gücü yok...
xxx
Maça gelince...
Konyaspor'un yara sarma maçı...
Bir bakıma da Elazığ yernilgisini telafi etme adına önemli bir 90...
İyi oynayan, iyi mücadele eden Konyaspor'un Ankara'dan boş dönmeyeceğine inananlardanım...
Ancak...
Ve özellikle...
Duran ya da yan top organizasyonlarında kaleci İtandje'nin kalesinde çakılı kalması ile savunmacıların adam paylaşması ve eşleşmesi noktasında endişelerim var...
Gençlerbirliği'nin göbekten delemeyeceği Konyaspor'u, kenarlardan gelecek yüksek toplarla avlamaya çalışacağı bir gerçek...
Kenar bekler Tolga Ünlü ile Ergün Teber'in biraz daha savunmada kalarak, rakibe orta şansı vermemeleri hem savunmayı hem de yan top konusunda defolu olan İtandje'yi rahatlatacaktır...
Özetlersem; rakip alanda iyi savunma yapan bir Konyaspor'un Djalma, Hasan Kabze ve oynarsa Gekas ile iyi iş çıkartacağını düşünüyorum...
Tabi ki tarafsız bir hakemle de.