Sosyalde(!) Müslümanız elhamdülillah..!
Gayesi sadece dünya olan bir birey düşünün…
Sadece dünyanın hazlarını hedefleyen onlar için yaşayan, onlar için mücadele eden bir varlık dünya üzerindeki en tehlikeli tür değil midir?
***
“Allah korkusu” olmayanın, yerin altındakine inanmayanın, vicdanına ve merhametine denk geldiğinde, kaçacak yer aramalısın…
Vahşice cinayetler işleniyor…
Tüylerimizi ürperten, yüreklerimize sancı gibi oturan haberler her geçen gün artarak devam ediyor…
Toplum depremde sallanan çürük binalar gibi temelinden sarsılıyor…
***
Babalar uykusunda koklamaya kıyamadıkları evlatlarını uyurken vuruyor, evlatlar babalarını öldürüyor…
“Yuva” kelimesinden uzak, bugün önümüze konulan ev modelleri…
Duvarlarında, ihtiras, kıskançlık, aldatma ve cinayet dizilerinin çınladığı, kuru yüksek binalar arasında, “ev” diye tabir ettiğimiz şeytanın kışlağı haline getirdiğimiz “hara”lar da gayesi dünya olan, doyumsuz, huzursuz, hız ve haz tutkunu hedonist (hazcı) bir neslin, homurtuları taa sokaklara kadar taşıyor…
***
Günümüzde özellikle ülkemizde de ne yazık ki yükselen bir trend olarak karşımızda duran hedonizm (haz düşkünü) kültürümüzden beslenen, sosyal dokumuz için en büyük tehlike olarak karşımıza çıkıyor…
Bu trendin etkisi altında veya tutsağı olan milyonlarca insan, yaşamında sadece, yeme-içme, eğlence ve cinsel hazzı ön planda tutan, sadece bedensel haz doyumuna ulaşmayı temel yaşam prensibi olarak gören bir anlayış ve yaşayış biçimi geliştiriyorlar…
***
Bu akıma kapılan insanlar, yaşamlarını tamamen zevk almaya yönelik olarak planlamakta, eylemleri hep buna yönelik olmaktadır...
Dejenere olmaya yüz tutmuş ve hızla yayılan bir akımdan bahsediyoruz…
Maalesef bu hedonizm (hazcılık), vahşeti evlerimize kadar sürükleyerek getirmektedir...
Gençlerimizin gönüllerinde yıkılmaz, sarsılmaz “Ahlak ve Maneviyat” kaleleri kurmak elzemdir…
Dini, kazanç kaygısıyla merdiven altına indirdikçe, indirilen dine değil de, siyasal istikbal için uydurulan dini topluma yerleştirdikçe en dibe çöküyoruz…
***
Neredeyse yüzde 70’i sakallı bir gençliğimiz var ama camiye gitmiyorlar…
Neredeyse aynı oranda başörtülü(!) kızlarımız var ama tesettürü bilmiyorlar…
Açık(!) diye tabir edilen dudak bükülen, cehennemin başköşesine oturttu verilen, toplumun diğer kız evlatlarından daha çılgın örtülü bir çıplaklığın ve aymazlığın içinde yüzenleri ahret tasvirinde nereye oturtacağız?
***
Ezanı Twiter’da okuyan, namaza da Facebook’ta duran, orucu Instagram’da tutan, daha karakteri bile oturmadan dipten tırnağa politize ettiğimiz gençliğin, İMDAT çığlığına daha ne zamana kadar kulaklarımızı tıkayacağız…
Efendiler..!!
Dinine hile yapan, celladını cebinde taşır…
Vesselam…