Şii-Sünni ihtilafı
Şia- Sünni ihtilafı büyüyor. Suudi Arabistan, geçen cumartesi günü Şii lider Nimr el- Nimr’iyi aralarında el – Kaide bağlantılı kişilerle birlikte idam edince doruk noktaya çıktı.
İran'da Suudi Arabistan büyükelçiliği ve konsolosluğu ateşe verildi. Tahran, Suudi Arabistan’ın “bedel ödeyeceğini” söyledi. Irak, Lübnan ve Bahreyn’den Riyad’a tepki yağdı; birçok yerde protesto düzenlendi. Suudi Arabistan da Tahran'ın Nemr'in idamıyla ilgili “düşmanca açıklamalar” yaptığını belirterek Dışişleri Bakanlığı'na çağırdığı İran'ın Riyad Büyükelçisi'ne protesto notası verdi.
Günümüzde örtülü olarak devam eden Şii - Sünni savaşı bundan sonra daha fazla alevleneceğe benziyor. Taraflar aklıselimle hareket ederek işin büyütülmesini önlemeye çalışmaları; Türkiye’nin de bu konuda tarafsız davranması ve her iki cemaatin arasını bulma yönünde çaba sarfetmesi hem kendisinin ve hem de Ortadoğu’nun lehinde olur, diye düşünüyoruz.
Şia sözlükte, hizip, grup, taraftarlar, yardımcılar ve cemaat manasına gelir. Şia’nın ıstılahı (terim) manası ise, Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin vefatından sonra Hz. Ali’nin ve oğullarının halifelik (imâmet) için en lâyık kişi olarak gören ve onu nass (ayet ve hadis) ve tayîn ile “meşrû” imam kabul eden, ondan sonraki halifelerin de onun soyundan gelmesi gerektiğine inanan hizbe denir.
Şiiliğin ortaya çıkışı hakkında çeşitli görüşler vardır. Cemel (M.656) ve Sıffîn (M.657) savaşlarından sonra ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
Şii- Sünni ihtilafı söz konusu savaşlardan beri sürmektedir. Kıyamete kadar da süreceğe benzemektedir. Aralarında imamet ve hilafet konusunda derin ayrılıklar olduğu için bu iki cemaatin bir araya gelip devlet kurmaları mümkün değildir.
Bu sebeple Abbasiler, Şiilerle birlikte Emevileri yıktıktan sonra Şia’yı siyasi yönden etkisiz hale getirmek için liderlerini öldürmüştür. Suudi Arabistan’ın Şii lider Nimr el- Nimr’iyi idam etmesinin sebebini bu yönde düşünmek doğru olur.
Şiiler, Emeviler’den beri Hilafet Kurumu zayıfladığı zaman ayaklanmakta ve gücü yeterse ayrı bir devlet kurmaktadır. Mesela Fâtimi Devleti gibi. ABD ve Irak (M.2003) savaşından sonra Irak’ta kurulan şimdiki yönetim gibi. Amerika’nın bu konuda oynadığı rol hepimizin malumudur.
Tekrit’te doğan büyük komutan Selahattin-i Eyyubi, (D.1137) Kudüs’ü (M. 1187) Haçlılardan geri aldıktan sonra Mısır’daki Şii müftülerin tamamını değiştirmiş ve yerine “ehlisünnet ve’l- cemaat” mezhebinden olan müftüleri atamıştır.
İran tarihte olduğu gibi Pers imparatorluğu peşindedir. İslamiyet’ten önce Ortadoğu’ya hâkim olma konusunda Bizanslılarla mücadele ediyordu İslamiyet’ten sonra da “ehlisünnet ve’l- cemaat” ile mücadele etmiş ve halen etmektedir.
Sonuç olarak diyoruz ki, bu mesele siyasidir. Bu sebeple Şia siyasi yönden etkisiz hale getirilmeden İslam coğrafyasının sulh ve sükûna kavuşması mümkün değildir.
Not: Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, “yol arkadaşım” dediği ve haksızlığa karşı dik durmasını bilen güzel insan Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Karakaya’ya Allah’tan rahmet diler, Akit Gazetesi’ne, okurlarına ve yakınlarına sabr-ı cemil dilerim.
Allah (c.c.), bu gibi haksızlığa karşı dik durmasını bilen güzel insanların sayısını artırmasını temennisiyle hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.