Şeyhülislam ve Müftülenam Abdurrahman Efendi
Tulumcu Koca Hüsam Efendinin oğludur. Doğum tarihi 1003’tür. Kırk yedi yaşında Halep kadısı oldu (H. 1050) . Bir sene sonra Şam (H.1051), ondan sonra İstanbul (H.1054) Kadılığı’na, Anadolu Kazaskerliği’ne (H.1059) ve Rumeli Kazaskerliği’ne (H.1063) nail oldu. Ağalar saltanatı zamanında önemli bir mevki işgal edildi. Kara Çelebiler ve Bahaîlerle beraber işleri idare etti. H. 1063 isyanını müteakip azledildi. Üç sene sonra şeyhülislam oldu. (H.1065) Abdurrahman Efendi bu iş de meşihatı kabul etmek için nazlanmış ise de bu nazlanması çok devam etmedi.
Yeniçeri isyanları Abdurrahman Efendi’nin de felaketine sebep oldu. IV. Muhammed zamanında vukua gelen Çınar vakasında padişahı Ayak Divanı’ndan (*) men etti. Bu hareketinin mükâfatını yeniçerilerden göreceği için derhal meşihattan istifa etti. Kudüs ü şerif Kadılığı’na tayin olundu. Bir sene sorma Ayıntap (**) arpalığını aldı. Memuriyetine gideceği sırada makamı başkasına verildi, kendi Mısır’da cize arpalığını aldı, Mısır’da vefat etti (H.1080).
Abdurrahman Efendi hattattır, zühd ve takva sahibidir. Fetva müddeti Sultan IV. Muhammed zamanında bir seneye yakındır. Vefatına tarih (Elmurtaza (1080)’dır. İlmi fıkıhta “Behre-i tamı” vardır.
…………………………
(*) Ayak Divanı Osmanlı’da halk ve askerlerin şikâyetlerinin dinlendiği yer. Osmanlılar zamanında, önemli durumlarda, özellikle ayaklanmalarda, padişahın başkanlığı altında toplanıp, gerekli kararları alan meclise verilen addır, ayak Divanı’nda padişahtan başka herkes ayakta durduğu için bu isim verilmiştir.
(**) AYINTAP adını, suyunun güzelliğinden ve bolluğundan dolayı aldığı söylenmektedir. Zira “ayın”; pınar, kaynak, suyun gözü anlamına gelmektedir. Dolayısıyla “tab”; güzel pınar ve güzel kaynak manasını ifade etmektedir. Yine ayrıca “Ayıntap” adındaki, “tab”; güç ve takat anlamına gelmektedir. Şehre suyunun bolluğundan dolayı da bu ismin verildiği söylenmektedir.
İslam egemenliği sonrasında Ayıntab adı giderek Ayıntap’a dönüşmüştür. Fransız kuvvetlerine karşı şehrin, savunmasını bu uğurda verdiği 6 bin 317 şehide rağmen yılmadan, cesaretle sürdürmesi ve eşsiz bir direniş göstermesi nedeniyle 6 Şubat 1921 tarihinde T.B.M.M. tarafından “gazilik” unvanına layık görüldüğünden “Gaziayıntab” olmuştur. 1928 yılında ise, şehrin adı GAZİANTEP olarak değiştirilmiştir. (Gaziantep Olay Medya Grubu )
Kaynaklar
İlmiyye Salnamesi, S:463
Abdurrahman Efendi hattattır, zühd ve takva sahibidir. Fetva müddeti Sultan IV. Muhammed zamanında bir seneye yakındır. Vefatına tarih (Elmurtaza (1080)’dır. İlmi fıkıhta “Behre-i tamı” vardır.
…………………………
(*) Ayak Divanı Osmanlı’da halk ve askerlerin şikâyetlerinin dinlendiği yer. Osmanlılar zamanında, önemli durumlarda, özellikle ayaklanmalarda, padişahın başkanlığı altında toplanıp, gerekli kararları alan meclise verilen addır, ayak Divanı’nda padişahtan başka herkes ayakta durduğu için bu isim verilmiştir.
(**) AYINTAP adını, suyunun güzelliğinden ve bolluğundan dolayı aldığı söylenmektedir. Zira “ayın”; pınar, kaynak, suyun gözü anlamına gelmektedir. Dolayısıyla “tab”; güzel pınar ve güzel kaynak manasını ifade etmektedir. Yine ayrıca “Ayıntap” adındaki, “tab”; güç ve takat anlamına gelmektedir. Şehre suyunun bolluğundan dolayı da bu ismin verildiği söylenmektedir.
İslam egemenliği sonrasında Ayıntab adı giderek Ayıntap’a dönüşmüştür. Fransız kuvvetlerine karşı şehrin, savunmasını bu uğurda verdiği 6 bin 317 şehide rağmen yılmadan, cesaretle sürdürmesi ve eşsiz bir direniş göstermesi nedeniyle 6 Şubat 1921 tarihinde T.B.M.M. tarafından “gazilik” unvanına layık görüldüğünden “Gaziayıntab” olmuştur. 1928 yılında ise, şehrin adı GAZİANTEP olarak değiştirilmiştir. (Gaziantep Olay Medya Grubu )
Kaynaklar
İlmiyye Salnamesi, S:463
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.