Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Şeffaflık Sınavı, Seçimler ve Belediyeler

Şeffaflık Sınavı, Seçimler ve Belediyeler

“Belediye başkanına projemizi anlattık, istihdama yönelik yatırımımız sebebiyle tebrik beklerken belediye spor kulübüne para bağışlamamızı istedi. İstenilen parayı vermek zorunda kaldık.”
“İlçemize hastane yapmak amacıyla arsa alıp hazırlığını tamamlayan dostumuz, ilçe belediye başkanı şirketlerine para hibe edilmesini istediği için projesinden vazgeçmek zorunda kaldı.”
“Şehrin gelişmeye açık bölgesinde ortanın üstünde bir büyüklükte alışveriş merkezi yapmak isteyen bir iş adamı grubundan, yine belediye şirketine ve spor kulübüne para istendiği için yatırım belediyeler arasında sürüncemede bırakıldı.”
Son birkaç ayda bize ulaşabilen şikâyetlerden bir kaçı bunlar.
Bizim bu konuda bildiklerimizi ve ulaşan şikâyetleri, bu şehirde yaşayan insanların en az yarısı, siyasi partiler ile medya mensuplarının ise ekserisi biliyor.
Bu olanlar sadece Konya’daki bir ilçe veya büyükşehir belediyesinde olmuyor. Maalesef Türkiye’de belediyelere işi düşenlere, planı projesi olanlara sürekli bir takım adresler gösterilmektedir.
“Bu iş olacaksa spor kulübümüze, şirketimize, vakfımıza veya derneğimize para bağışla” diyen belediye sayısı her geçen gün artıyor.
Alınacak olan gayrı resmi paranın belediyelerdeki yeni yöntemi maalesef bu.
Bu şekilde alınan paralar nedeniyle de, belediyedeki vatandaşlar elini yakmadan maşa kullanarak işini hallediyor.
Belediyeler başta olmak üzere bir çok kamu kurumunun reklam ve siyasi ağırlama giderleri, yurt dışı harcamaları, başkan ve adamlarının saltanat giderleri, partili gönüldaşların yemekleri ile rant gruplarının masrafları şirketler, kulüpler ve vakıflar ile dernekler aracılığı ile toplanan paralarla karşılanıyor.
Hiç kimse çıkıp da “kral çıplak” deme cesaretini göstermiyor.
Şehirde güya var olduğu savunulan sivil toplum örgütleri başta olmak üzere kanaat önderleri, siyasiler, baskı grupları ve hemşerilerin tamamına yakını çoğu belediyelerde “rüşvetsiz iş dönmediğini” bildikleri halde ortaya çıkıp da “artık bu ahlaksızlığa bir son verin” diyemiyor.
Siyasal hizmet kayırmacılığı, oy ticareti, hemşericilik ve lobicilik ile rant kollama gibi diğer politik yozlaşma türleri de bir önceki döneme göre rekorları alt üst ediyor.
Bu kanunsuz uygulamalara ses çıkarılmadığı sürece seçimlerin yaklaştığı şu günler nedeniyle bağış dayatmasıyla alınan rüşvete, daha birçok farklı usulle kılıf uydurulabildiği günler de gelmiş olacaktır.
Belediye şirketleri bu günkü yapılarıyla rant sağlayanlarla, rantı kollayanların ortak buluşma yeri olmuş, maddi yapılarıyla ise bir zamanlar çok sıkıntı çektiğimiz orta ölçekli birer holding büyüklüğüne erişmiş bulunmaktadır.
Bu sebepledir ki belediyeleri, rant gruplarının çekim merkezi haline getiren ve siyasi kavgaların yaşanmasına neden belediye şirketlerinin kamuoyunda tartışılması gerekiyor.
Hem de bütün boyutlarıyla.
Bunun yolu ve ilk basamağı bu günlerde çalışmalarını sürdüren Belediye Denetim Komisyonu çalışmalarından geçmektedir.
Ocak ayı başında yapılan Belediye Meclisi toplantısında belirlenen Denetim Komisyonu yapacağı çalışmalarıyla belediyelerin “Şeffaflık Sınavı”nın önünü açabilir.
Bir önceki yılın bütün gelir ve giderleri ile hesap işlerinin denetimini yapacak olan Denetim Komisyonu denetim çalışmalarına belediye spor kulüpleri ile belediye şirketlerini de dâhil ederek kamuoyunu rahatlatabilir.
Bu çalışmaları sonucunda hazırladıkları raporları kamuoyuna açıklamak suretiyle “Benim şirketlerimde ve spor kulüplerimde her şey kanuni olduğu kadar ahlakidir de” diyebilecek ve tüm harcamalarını, ihalelerini bir yıllık sürelerle kamuoyu denetimine açık hale getirebilecek bir Belediye Başkanı ve Belediye denetim Komisyonu varsa onu tebrik etmekte kamuoyunun görevi olacaktır.
Böyle birisi varsa lütfen bir adım öne çıksın da zamanı gelince hesap vereceği kamuoyu boyunu posunu bir görsün.
Yoksa geçmiş uygulamalarda olduğu gibi denetim komisyonlarının meselelere kanuni mecburiyet yönünden yaklaşarak hazırlayacakları tebrik ve teşekkürlerle dolu raporları kamuoyunu tatmin etmekten uzak olacaktır.
Ve seçimler yaklaştıkça artan uygulamalara paralel olarak çoğalan tartışmalar anlaşmazlıkla sonuçlanıp hukuki şikâyetlere dönüştüğünde bir takım canların da yanmasını beraberinde getirecektir.
Siyasiler uygulamalarında şunu hiçbir zaman akıllarından çıkarmamalıdırlar:
Aynı anda hem halktan yana olunup, hem de jakoben uygulamalar ortaya konulamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi